İrsen bey kendi kanunlarını koymalı!

Yayın Tarihi: 26/12/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanı Eroğlu, geçenlerde yaptığı bir konuşmada Türkiye ile imzalanan ekonomik ve mali protokolün yeniden gözden geçirilip, yeni bir plan hazırlanmasını istedi.

Kulaklarıma inanamadım doğrusu!

Başbakan iken altına imza attığı protokolü, Cumhurbaşkanı iken reddeden ve yanlış bulan bir siyasi, o zaman ortaya çıkıp 'ben yanlış yaptım, özür dilerim' deme cesaretini de gösterebilmelidir.

Siyasette eğer devamlılık söz konusu ise, hem şimdiki hükümet bu protokolü uygulamak zorunda hem de imzayı atan ama şimdi Cumhurbaşkanı olan Eroğlu, imzasının arkasında durma cesaretini gösterebilmelidir.



Elimde UBP'nin 2009 yılındaki seçim bildirgesi var;

Birkaç gündür onu inceliyorum, UBP iktidar olmadan önce ne söylemiş, iktidar geldikten sonra ne yapmış diye merak ettim.

Özellikle KİT'ler konusunda söylenenler dikkat çekici;

Hele de KTHY, DAÜ, Vakıflar, Kıb-Tek ve Eti gibi kuruluşların battığı açıklanan bildiride bu kuruluşların mutlak suretle ayağa kaldırılacağı söyleniyor.

Oysa geldiğimiz noktada, KTHY'ye kilit vurulalı bir seneyi geçmiş, DAÜ'nün belli bölümleri satılmış, Vakıflar artık tel tel dökülüyor, Kıb-Tek'in özelleştirilmesi tartışılıyor, Eti de çok yakında özele devredilecek.



Burada sayfalar dolusu vaatleri sıralayacak değilim.

Çünkü, 2009 yılında verilen sözlerin hemen hepsi yerine getirilmemiş, ne sağlıkta, ne eğitimde, ne tarımda, ne de sosyal yaşam ve adalet konusunda yapılan vaatler havada kalmış, aksine geldiğimiz noktada bir çok kesimde geri adımlar atılmıştır.

Partizanlığın ve popülizmin dibi kazınacak derken, aksine yine hortlatılmış, parti yandaşı olmayanlar dışında hiç kimseye ekmek kapısı sağlanmamış, bunu yaparken bile partili küstürülmüş ve ihtiyaçlılardan daha çok, üst düzey yöneticilerin çocuklarına öncelik sağlanmıştır.



Diyeceğimiz odur ki, biz 2.5 yılı aşkın bir süredir, hükümeti eleştirirken hep bu verilen sözleri gündeme getirerek bu eleştirileri yapmışızdır.

Oysa Küçük hükümetini eleştirirken, aslında Eroğlu'unn seçim bildirgesi üzerinden eleştiri yaptığımız için, şimdi başbakana düşen kendi plan ve projelerini sil baştan yaratmak ve Eroğlu'nun da dediği gibi, Türkiye ile imzalanan mali ve ekonomik protokolü bir kez daha gözden geçirmek, bunu yaparken de hem muhalefetin hem de sivil toplum örgütlerinin fikrini de almak olmalıdır.

Eroğlu bile kendi imzası bulunan protokolü eleştirebiliyorsa, bunu değiştirmek ve günün koşullarına göre uyarlamak İrsen beyin de hakkıdır.


Okur Mektubu

"Sümer Aygın sözünde durmadı"

"Sn Levent Özadam aşağıdaki yazımın okur mektubu olarak yayınlanmasını rica ederim.
24 Ekim 2011 tarihinde Serbest Kürsü köşesinde okur mektubu olarak yayınlanan 'Duyarlı Bir Girneli' imzası taşıyan yazı Girne Belediyesi ile ilgili idi.

Yazıda Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın'ın Karaoğlanoğlu sanayi bölgesi yanındaki çöp toplama istasyonundaki işleri meclis kararı olmadan özel ve ayrıcalıklı bir şirkete verdiği bu mektupta belirtilmiştir.

Burada biriken çöpler bu inşaat şirketi tarafından dikmen çöplüğüne taşınacak denilmişti.

Sümer Aygın da bu mektubun yayınlandığı gazetenizin aynı sayfasında bir açıklama yapmış ve yazılanların çoğunu kabul etmişti.

Çöp taşıma işinin özel bir şirkete verdiğini ve aylık 20.000 TL'ye anlaştığını belirtmiştir.bir aylık bir süre için bu işi özel bir inşaat şirketine kendisinin verdiğini belirtmişti.

Aradan 55 gün geçmesine rağmen bu iş henüz ihale edilmedi.bu özel inşaat şirketi bu işe halen devam etmektedir.

Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın sözünü tutmadı. Size ve basın aracılığı ile Girnelilere verdiği sözü de tutmamış oldu.

Konu meclis üyelerine sorulduğu zaman bu işin 27 Ekim tarihinde meclisin ihale kararını oybirliğiyle aldığı söylendi, ancak Sümer Aygın ihale işini yapmadı.

Özel şirket belediyenin parasını ihalesiz ve diğer taşımacılık şirketleriyle alay edercesine almaya devam ediyor.

Bu işi ihale etmek bu kadar zor mu? Ancak niyet belli; Bu özel inşaat şirketine her zaman olduğu gibi ayrıcalık tanınıyor.

Girne halkı belediye de olup bitenleri yakından takip ediyor. Belediye meclis üyeleri ise ne imzalarına, ne de kararlarına sahip çıkabiliyor.

Tüm partilere mensup meclis üyelerinin usulsüz ve ihalesiz işlere niye karşı çıkmadıkları da ayrı bir konudur.

Sayıştay soruşturmasının yapıldığı günlerde aynı meclis üyeleri ihalesiz mal ve hizmet satın alınmasına onay vermeye devam ediyorsa meclis üyelerinin durumu da sorgulanmalıdır.

Girne halkı, meclis üyelerini kendilerine çıkar sağlamak için seçmedi.

(Girne'den bir okur)

Bir an önce!

Temel 20 senedir Almanya'da yaşıyormuş.

Bir gün göçmen bürosuna gidip Almanya'dan kesin dönüş yapacağını söylemiş.

Göçmen bürosundaki Almanlar Temel'i tanıyorlar, seviyorlarmış.

Sormuşlar ;

-"Niye dönüyorsun" diye.

Temel "homoseksüeller yüzünden" demiş.

Bürodakiler şaşırmış;

-"Seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir şikayette bulun, gereğini yaparız.

Buradan bu yüzden ayrılmana değmez" demişler.

Temel "beni rahatsız etmiyorlar" demiş.

Bürodakiler yine şaşırmış:

-"Peki neden gidiyorsun?"

Temel cevaplamış: "Burada 20 yıl önce homoseksüellik yasaktı, 10 yıl önce serbest oldu, 5 yıl önce de evlenmelerine izin çıktı. Homoseksüellik zorunlu olmadan dönmek istiyorum."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları