Bir dokunduk, bin ah işittik!

Yayın Tarihi: 07/01/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

İskele ve Karpaz bölgesi benim için bambaşka önem arz eder.

Her ne kadar bir basın mensubu olarak yeterli miktarda bölgeye gidemesek de elimizden geldiği kadar bölge insanı ile yakın ilişkimizi sürdürür, onların sıkıntılarına tercüman olmaya çalışırız.

"Karpaz'da vekil var, devlet yok" başlıklı önceki günkü yazımızda da bölgedeki bir takım sıkıntıları dile getirmeye çalıştık.

İyi de yapmışız, beklediğimizden çok daha fazla telefon ve mesaj aldık.

Örneğin İskele Belediye Başkanı Halil Orun en kısa zamanda kendisine uzun bir süre ayırmamızı istedi.

Belli ki söyleyecekleri çok şey var.

Yine İskele Kaymakamı Bünyamin Merhametsiz'le görüştük telefonda.

En kısa zamanda buluşma sözü verdik ona da.

Mehmetçik Belediye Başkanı Beyazıt Adalıer de, yazdıklarımıza hak verenler arasındaydı.

Onun da asıl öfkesi vekillereydi ve onunla da bir görüşme yapmayı kabul ettik.

Bölgede şu anda tek bakan olan Çavuşoğlu da görüşlerini dile getirdi.

Çeşitli partilerin temsilcileri ve bölge halkı bizden daha çok bölgeye ilgi göstermemizi istedi.

Nasıl becereceğiz ama hepsine söz verdik.

Hepsine de katılmamak elde değil.

Biz basın mensupları olarak gazete köşelerinde ahkam keserken, kırsalı ve buradaki olanaksızlıkları hep göz ardı ettik.

Çünkü bir çoğumuz için varsa da yoksa da Lefkoşa ve tabi ki siyaset hep ön planda oldu.

Kendi adımıza konuşursak, bundan böyle çok daha fazla kırsala gideceğimizi ve oradaki sorunları kaleme alacağımızı söyleyebiliriz.

Devlet kırsalı yeteri kadar kucaklamıyor derken, bundan biz basın mensupları da kendimize düşen payı alırsak, gazeteciliğin sadece Lefkoşa'dan ibaret olmadığını kavrayabilirsek, en azından onların sorunlarına sayfalarımıza daha çok yansıtabilirsek, eminiz ki bunların meyvelerini en kısa zamanda alırız.

İşte bölge ile ilgili bize ulaşan onlarca mesajdan bir tanesi;

...

"Sevgili Levent Bay kardeşim,

Lefkoşa'da yaşayan ancak her hafta İskele'yi ziyaret eden bir İskeleli olarak ifade ettiklerinize tamamıyla katılmamak elde değil, ancak eksik bırakılan bazı konular var ki onlar daha da can yakıcıdır.

Bilindiği üzere 'İlçe' statüsünde olan fakat bir türlü köy yapısından kurtulamayan İskele 1974'den 2006 yılına kadar Karpazla birlikte kaderine terk edilmiş bir yapıda bulunmaktaydı. İskele Merkeze dönemin hükümeti tarafından Polis Müdürlüğü, çok amaçlı spor salonu, hayvancılık dairesi ve bazı devlet daireleri daha açılarak bir nebze de olsa bölge halkının hizmetine sunmuştur.

Polis Genel Müdürlüğü binasının yanında Mahkeme, Hukuk Dairesi ve diğer devlet dairelerinin de hizmet vereceği binaların temelleri atılıp karkas aşamasına gelmesine rağmen halen 3 yıl önceki durumlarından bir adım ileriye gidilmiş değildir.

Hal böyle iken mevcut hükümet hastane ve itfaiye yapmak için girişimler yaparken daha yarım kalmış ve acil ihtiyaç olan binaları bitirmiyor buna anlam vermek zor.

Feodal yapının daha etkin olduğu İskele – Karpaz bölgesinde Hükümet Milletvekilleri ve Bakan tam bir ağa edasıyla halkla ilişkilerini düzenliyor ve partilisi olsa dahi sesini çıkartanlardan yada kendi menfaat ve çıkarlarından ayrı hareket edelere cephe almaktan geri kalmıyorlar.

Tam bir sindirme politikası izleniyor anlayacağınız. İstihdamlar konusunda ise Bakan ve Milletvekillerinin birinci ve ikinci derecedeki akrabalarından fırsat kalması durumunda tabiri caizse 'en çok UBP'li' olan marabalara da ucundan azıcık fırsat tanınıyor.

Ha farklı bir siyasi görüşe sahipseniz yaşama şansınız da mümkün mertebe elinizden alınmaya çalışılıyor.
Kendi partililerine bile bu kadar acımasız olanları varın siz düşünün.

Daha İskele Belediyesi ile ilgili de yazacak çok şey var ama onu da daha sonra sizlerle paylaşırım. ( İSKELE ve KARPAZ halkı çıkarları için kişisel çıkarlar haricinde yapılacak olan her yatırım ve girişimi alkışlamaya hazırız ama gelin görün ki bu hükümetin yaptığı her icraatın altından pis kokular geliyor.)

Hadi sağlıcakla kalın…"

(Ahmet KANSAY- Lefkoşa)

Okur Şikayeti:

Geçen yıl ki UBP piyangosu ne oldu?

"Sayın Levent Bey,

CTP piyango düzenledi ve herkes şansına bir şeyler kazandı. Ben bir UBP'li olarak piyango düzenleyip de birkaç kişinin olsun sevinmesine vesile olan CTP'yi kutluyorum.

2 yıl önce partimiz UBP'ye destek olsun diye aldığımız Piyango biletleri elimizde kaldı. Mercedes hayali ve partimize destek olsun diye aldığımız bu çekiliş hiç yapılmadı ve bizimle dalga geçildi.

Yazıklar olsun böyle yalancılığa ve dolandırıcılığa.

Paramızı aldılar sonra da bizimle dalga geçtiler.

Yok mu bunun hesabını soracak olan ?.."

(Murat CAN – Girne)

Üç mektup

Sokak çınlıyordu; ya ya ya; şa şa şa! Umudumuz başbakanımız, çok yaşa!

Eski başbakan görev teslimi için,Önce öksürdü, başladı bildik traşa;

"Halkın bu seferki tercihi sizsiniz, Sonuca saygılıyız, demokratız biz. Üç mektup bırakıyorum sıra nolu, Zor günlerinizde olur rehberiniz."

Coşku bitti, iyi günler tez tükendi, Çaresizdi, ilk mektubu açtı kendi.

"Beni suçla" diyordu, giden başbakan, Enkaz söylemiyle, eskiye yüklendi.

Kısa sürede bu taktik oldu bayat. Mektubu açmadan edemezdi rahat,

"Arkadaşlarını suçla" sözü vardı, Kelle aldı, biraz daha sürdü hayat.

Yine tıkandı, yumruk sıktı kahırla,

Üçüncüyü aldı dikkat ve sabırla, Okuyunca koltuğa yığıldı kaldı. Yazı kocamandı:

"Üç mektup hazırla!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları