Böyle hükümete, böyle sendika!

Yayın Tarihi: 20/01/12 07:58
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Hükümet ısrarla ekonominin iyi yolda olduğunu söylüyor.

Bunu duyan vatandaş da aile bütçesine bakınca çileden çıkıyor.

Eğer kışın ortasında önce elektriğe okkalı bir zam, sonra da iki kez tüp gaza zam yapıp da hazineye para akışının hızlanması iyi bir ekonominin göstergesi ise onu bilemeyiz.

Bir ekonomist olmasak da, eğer çalışanlar ya da emekliler, veya esnaf, çiftçi ve hayvancının gelirlerinde bir artış varsa, refah seviyesi yükselmeye başlamışsa bize göre iyiye giden ekonomiden ancak o zaman söz edilebilir.

Farkındaysanız, son birkaç aydır bizim bakanlar bir bir Ankara'ya gidip geliyor.

Bunların hepsi de bizim istencimizin dışında olan ziyaretler.

Göreceksiniz ki, her bakanın Ankara ziyareti sonrasında, önümüze yepyeni yasalar çıkacak, bunlar yürürlüğe girecek ve bunların hepsi de canımızı yakan cinsten açılımlar olacak.

Her zaman olduğu gibi, ülkede hemen her şeyin sil baştan değişmesi gerektiğine inananlardanız ama bu eğer kendi irademiz dışında gerçekleşir ve dayatma yasalar olarak karşımıza çıkarsa, bırakın başarılı olma şansını, ülke insanının huzurunun bozulmasında da büyük rol oynayacaktır.

Türkiye ile imzalanan mali ekonomik protokolde, elektrik kurumu ile telefon dairesinin özelleştirileceği ya da yeniden yapılandırma içine gidileceğini bilmeyen yok.

Ayrıca bu protokol yeni de değil tam 2 sene önce imzalanan bir protokol.

Bu konuda El-Sen ile Tel-Sen'in de görüşleri ortada ve aylardır sancısı çekilen konular dün nihayet gerçek oldu ve iki kurumda da sendikalar süresiz grev başlattı.

Aldığımız duyumlara göre de çok yakında eğitimde bir kaos yaşanacak ve ülke aynı Yunanistan'daki bir kriz ortamına girecek.

Dün sabahın erken saatlerinde başlayan elektrik kesintileri daha öğlen saatlerinden itibaren kendini göstermeye başladı.

Sendikaları kale bile almayan hükümet, 'ne olursa olsun' mantığı ile hareket ederken, işin ciddiyetini pek kavrayamadı, sonuçta olan yine vatandaşa, esnafa ve turizmciye oldu.

Grevden ilk nasiplenenler ise büyük oteller oldu.

Burada çok ciddi bir iddia var;

Başta Otelciler Birliği olmak üzere hemen tüm işletmeler otellerin elektriğinin bilerek kesildiği görüşünde birleşiyorlar.

Eğer gerçekten kasıtlı olarak kesinli önceliği otellere verildiyse ve bundan önemli sayıda yabancı turist etkileniyorsa, böyle bir sendikacılık anlayışı ne etektir, ne de bu halktan destek görür.

Tabi burada, hükümetin de bile bile bu krize geçit verdiğini de göz ardı edemeyiz.

Dün konuyu hem Otelciler Birliği Başkanı Mehmet Dolmacı ile hem de çeşitli büyük otellerin yöneticileri ile görüştük.

Grevin ülke genelinde ses getirmesi amacıyla, otellerin elektriğinin kasıtlı olarak kesildiğine inanan turizmciler, sadece sendikalara kızgın değiller.

Aksine hükümete duydukları öfke ve kızgınlık, sendikalara olan şikayetlerinin çok çok üstünde.

Örneğin bir otel işletmecisi, halen otellerinde 600 civarında yabancı turist olduğunu, grevin uzaması halinde de jeneratörlerin devre dışı kalabileceğinden müşterilerini otelden göndermek zorunda kalacaklarını ağlamaklı bir şekilde anlatırken, olayın vahameti de daha çok gözler önüne seriliyordu.

Yine bir başka otel işletmecisi otel buzluğunda 20 tona et olduğunu ve grevlerin sürekli olması durumunda etlerin hepsini de çöpe atmak zorunda kalacaklarını söyleyip değişik bir bakış açısıyla sorunların dile getirdi.

Yani, biz de her zaman olduğu gibi iki yanlış mantığı güdülmektedir.

Hükümet olaya seyirci kalıp, insanımızı çaresiz bırakırken, sendikalar da işi zıvanadan çıkarıp, hak arama eylemi adı altında başkalarının haklarını gasp ederek yanlış bir kulvardan gitmektedirler.

Sonuçta da böyle duyarsız ve beceriksiz bir hükümete de bu zihniyette sendikalar yakışmakta ama sonuçta olan da hem vatandaşa hem de ekonomiye olumsuz yansımaktadır.

Vatandaş formülü buldu!

Asgari ücretle geçinmek durumunda olanlara formül bulunması konusundaki yazımıza vatandaşlar epey ilgi gösterdi ve kendi formüllerini ürettiler. İşte bunlardan en ilgi çekeni Mustafa Kemal Tümkan'dan geldi. Okuyunca hiç de fena bir formül olmadığını siz de anlayacaksınız;

"ÖZET FORMÜL;

Bekar + baba ocağı + sarma tütün + Cumhuriyet parkında bira + ayda bir gece kulübü x bet ofis gelirleri = ASGARİ ÜCRETLİ YAŞAM
SONUÇ, gelecekten beklentisi olmayan en tehlikeli insan topluluğu üretimi.

Sonuç bugün araba değiştirenler, villalarda rahat yatanlar, bir gecede asgari ücret kadar hesap ödeyenler, kalktıklarında bir şey bulamayacaklar, tabii ki kalkarlarsa. Unutmayalım; biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar…"
(Mustafa Kemal TÜMKAN)

Emeklilik

Bir adam son günlerini yaşıyormuş. Uzuvları meleklerin huzuruna çıkmışlar.
Göz saygıyla ayağa kalkmış, kibarca söze başlamış :
-Efendim... Sizden bir ricam var. Emekliye ayrılmak istiyorum. Yetmiş yıldır
görmekten yoruldum...
Göz sözlerini bitirdikten sonra sırayla, kulaklar ve ayaklar söz alıp emekliliklerini istemiş. Derken arkadan çok kısık bir ses duyulmuş :
- Asil emeklilik benim hakkim!..
Melekler öfkeyle bağırmış :
- Ayağa kalkıp konuşsana saygısız...
-Ayağa kalkacak güçte olsam, emekliliğimi ister miydim hiç?..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları