Cenaze namazlarına da gitmeyin!

Yayın Tarihi: 24/01/12 08:35
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kanser Hastalarına Yardım Derneği geçenlerde açıklamıştı, ülkede halen 7 bin kişi kanser hastalığına yakalanmış ve tedavi ediliyor.

Adı bile insanı ürkütmeye yetiyor!

Erken teşhis edilmediği zaman neredeyse hastaların tamamen Allaha kaldığı illet bir hastalık bu.

Peki Kanser Hastaları Derneği bu açıklamayı yaptıktan sonra ne oldu?

Kimse kılını kıpırdattı mı?

Ya da, yine geçen yıl yapılan araştırmalarda KKTC'nin kanser vakalarında dünya listelerinde birinci sırada yer almıştı...

Birkaç gün gazete manşetlerine oturdu, sonra unutulup gitti.

İşin daha da ilginç yanı, kanser vakalarında Mağusa bölgesi birinci sırada ve ne tesadüftür ki bizim Sağlık Bakanı'nın da seçim bölgesi burası...

***

Peki siz 2009 yılından sonra ülkedeki kanser vakalarının istatistiklerinin de allak bullak olduğunu bilir misiniz?

Çünkü devlet hemen her konuda o kadar kontrolsüz ve ilgisiz ki kimin ne kanseri olduğunu, nerede tedavi olduğunu, hastalığının derecesini bile bilmiyor. Bunları bilmeyince de önlem alınmıyor, iş birkaç tane bürosunun kirasını bile ödeyemeyen derneğe kalıyor. Bunlar da sağ olsun birer dilenci konumunda yardım kampanyaları ile ayakta durmaya çalışıp, boylarının çok üzerlerinde işler başarıyorlar.

***

Elbette ateş düştüğü yeri yakar;

Dün de gazete sayfalarını karıştırınca bizim yüreğimize düştü kor ateş.

Yılların matbaacısı, Lefkoşa'nın tanınmış esnasf kesiminden Hulusi Özyay'ı kaybettik.

O dev cüssesiyle taşı sıksa suyunu çıkaracak kadar güçlü görünürdü.

Daha üç ay öncesine kadar yüzünden deyim yerindeyse kan fışkırırdı...

Üç ay önce kendi ağzıyla söyledi, gözle görülmeyecek kadar bir nokta ciğerlerine yerleşmiş ve o zaman bilgimiz oldu bizim de illet hastalıktan.

Ama hani güçlü biriydi ve taşı sıksa suyunu çıkarırdı ya, küçücük bir ihtimal bile verememiştim hastalığa yenik düşeceğine.

***

Dün de toprağa verdik kendisini... Sevenlerinin gözyaşlarıyla.

Dikkatimi çekti, cenaze töreninde bir bakan, üç tane de vekil vardı, her zaman olduğu gibi en ön saflarda yer tutan.

Cenazelerin gediklilerinden.

Cenaze namazı kılınırken geçti aklımdan, bunlar milletin vekili değil mi?

Eğer öyleyse milletin fertleri kanserden giderken, bunlar hiç mi bu illet hastalıkla mücadele için parmaklarını kıpırdatmazlar diye...

Tabii ki sözümüz sadece onlara değil;

Halkın vekili olarak meclise girip milleti orada temsil eden herkese.

Sahi, hiç mi merak etmezsiniz KKTC kanserde dünya birincisi olmuşken, sevdiklerimizin birer birer bu hastalığın pençesinde eriyip giderken bütün bunlar niçindir diye?

***

Dün de Tel-Sen grevini yasaklayan Bakanlar Kurulu acaba şimdiye dek niçin kansere karşı bir seferberlik için toplanmadı?

Oysa bu ilet hastalık ne genç ne yaşlı dinliyor...

Ne partili ne partisiz, ne kadın ne erkek demeden yutup götürüyor insanımızı. Bu ülkede siyaset bu kadar mı basit de insanın sağlığı bu kadar önemsiz sayılıyor.

Ne yediğimizde hayır var, ne solduğumuz havada, ne de giydiklerimizde. Ama ortada halkın sağlığını önemseyen bir devlet de görememek en acısı.

Lütfen beyler;

Madem ki ülke insanının sağlığı bu kadar önemsiz ve sizin ilgi alanınıza girmiyor, o zaman cenazelerde de artık sizi görmek istemiyoruz.

Zira, cenazelere gösterdiğiniz ilgiyi insanların sağlığında gösterseniz, bu kadar kişiyi kanserin pençesinde kaybetmezdik.

Veli şikayeti

"50 kontör al 200 bedava!"

Bazı veliler mobil şirketlerinin öğrencilere okul kapısında kontör satmasından şikayetlerini dile getiriyorlar.

Her iki cep telefonu şirketinin de ortaokul ve lise kapılarında öğrencilere yönelik kontör kampanyası başlattıklarını söyleyen veliler, 50 kontör alana 200 kontör ücretsiz veren şirketlerin çocukları cep telefonu ile konuşmaya teşvik ettiklerini, çocukların da buna kanarak cep harçlıklarını kontörlere yatırdıklarından şikayetçi oluyorlar.

Eğitim Bakanlığı'nı göreve davet eden veliler, 18 yaşın altındaki çocuklara kontör satılmasına yasaklama getirilmesini istiyorlar.

Zam

Kalabalık bir İETT otobüsünde genç güzel Ermeni kadının biri arkasındaki adama:

"Noolorus vre, habire arkamdan yüklenoooorsun" der.

Genç adam gayet sakin...

"Otobüs fren yapınca, yani şey,

Pardon..." der.

Az sonra kadın yine uyarmak zorunda kalır:

"Vree yüklenip duroorsun...

Genç adam yine sakin,

"Madam, fren fren... Fren yapınca" derken kadın sözünü keser:

"İyi de o pantolonundaki sertlik noolooor?"...

Bizimki yine yüzsüz yüzsüz, "Madama, maaşımı yeni aldım, onlar para tomarı" diye yanıt verir.

Madam sonunda patlar:

"Vre bu nasıl maaştır? Taksim'den beri her frende zam gelooorrr.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları