Kahve içmeye gittim kalp ameliyatına girdim…

Yayın Tarihi: 24/08/14 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Şaka değil bu;

Geçtiğimiz günlerde Lefkoşa'daki Kolan British Hastanesi başhekimi Harun Gülmez ile telefonlaşıp kahve içmek için randevulaştık…

Soyadına bakım da gülmez biri olduğunu filan sanmayın, aksine güler yüzlü ve sempatik birisi…

Acaba İzmirli olduğu için bana mı öyle geldi dersiniz…

Şaka tabi ki…

Peki oturup da kendisi ile kahve içebildik mi?

Maalesef hayır, işte nedeni;

En alt katta anjiyo olan bir hastadan dolayı buluşmamış ameliyathanenin hemen yanındaki bir odada gerçekleşti…

O odaya da zaten özel giysi ve terliklerle adı beni…

Koyu sohbet başladı, ama içeriye sık sık giren ameliyat ekibinden dolayı sözümüz kesiliyor…

Sürekli anjiyo olan hastanın durumundan haber getiriyorlar Harun beye…

Ve odaya son gelen bir doktor 'bypass' diyor, hem de acil tarafından…

Harun bey hem başhekim hem de baş cerrah olduğu için 'hazırlayın hastayı' diyor.

Ve ben de gitmek için kalkıyorum!

Ama göndermiyor, verdiği bir talimatla iki hemşire ellerinde özel ameliyat elbiseleri ve terliklerle bana yöneliyorlar…

Yani açık kalp ameliyatını ben de izleyeceğim…

Çok soğuk kanlıyımdır ama bu kadar olduğumu da bilmiyordum, 'tamam' deyip bir odada elbiselerimi çıkarıp özel ameliyat elbiselerini giyiyorum.

Birkaç dakika sonra ameliyat odasındayım;

Yaklaşık 6 kişilik ekip beni gayet iyi karşılıyor ve ameliyat yapılırken nerede duracağımı belirliyorlar.

Tek şartları ellerim hep arkada olacak…

Yerimi alıyorum 58 yaşındaki İngiliz hastanın hemen tepesinde 30 santim kadar uzakta bekliyorum…

Ekip o kadar rahat ki öncelikle bu dikkatimi çekiyor ve ameliyatı yakından takip etmem ve teknik olarak da anlamam için devamlı bana çok da adını bilmediğim bir şeyler anlatıyorlar…

Ve Harun Gülmez'in elinde küçük testere gibi bir alet başlıyor adamın göğsünü kesmeye…

Hani dişinize dolgu yaptırırken bir koku yayılır ya işte aynısı…

Gözümün önünde adamın göğsünü kesiyorlar ve alnımda ter taneciklerini hissediyorum…

Hayret ki dehşete düşmüyorum dikkatle sanki de bir Tıp öğrencisi gibi izliyorum…

Yarılan bir göğüs, sonra ortaya çıkan organlar, ciğerlere giden bir damarın kesilişi ve o damarın tamamen tıkalı bir kalbe takılması…

Film gibi ama değil!

Hayatımda bir ilki yaşadığım için şaşkınım ama her ne hikmettir sanki de bir uzman gibi yapılanları izliyorum ve sadece terliyorum…

Ve bir hayatın nasıl kurtarıldığına şahit oluyorum…

Sonuçta;

Tıp mesleği ile uğraşanlar hele de işleri güçleri kesip biçmek olan cerrahlara hayranlığım bir kez daha artıyor…

İyi ki onlar var...

Ameliyat öncesi ekip hazırlık yaparken ben olaya sadece gazeteci gözüyle bakıyorum ve tek derdim resim çekebilmek

Bir hastanın göğsü kesilirken başında durmak ve izlemek, cerrahların nakış işler gibi el hareketleri karşısında hayran olmamak olası değil

Ameliyat işi her işte olduğu gibi ekip işi. Herkesin bir görevi var ve bu işi gözleri kapalı yapacak kadar uzmanlaşmışlar. Tek hedefleri var, hastayı yaşatmak…

Bir ara kendimi operatör doktor, sonra tıp öğrencisi hissettim. Ve sonuçta mesleğimden hayli memnun olduğumu anladım…

Ameliyat sonrası çekilen son resim. Biraz heyecanlanmış olsam gerek ki saatim ve yüzüğüm ameliyat elbisesinin içinde kalmıştı. Sonradan elime ulaştırdılar…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları