Sanayi arsalarını sorgulayacak babayiğit var mı?

Yayın Tarihi: 16/09/14 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta içinde iş dünyasından bir arkadaşla ayaküstü sohbette öğrendim;

2013 yılı sonunda Sanayi Dairesi'ne Alayköy'deki sanayi bölgesindeki arsalardan birisi için talip olmuş dilekçesini yapmış…

Yani 9 ay önceki bir müracaattan bahsediyor…

Sitem etti, 'cevap bile vermediler' dedi…

Zirai ilaç işi yapıyor ve hem üretim yapacak hem de elindeki stokları koymak için ambar yapacak…

Gerçek bir sanayici yani…

"Daha çok beklersin" dedim ben de…

Bunca yıllık sanayici bu işlerin nasıl olduğunu bilmez mi, bilmez işte!

Dün de Güzelyurt bölgesinden bir ihbar aldım;

Geçmiş hükümetin filanca bürokratının eşi elindeki sanayi arsasını iyi bir paraya elinden çıkarmış…

30 bin sterlin diye duydum!

Bu kıtlıkta gerçekten iyi para değil mi?

İyi de bu sanayi arsaları kimlere veriliyor bilen var mı?

Sanayici olabilirsiniz ama bu sanayi bölgesinden arsa almanıza yetmez!

Ya partili olacaksınız ya da iktidar partisine ciddi rakamlarda bağışta bulunacaksınız…

Partiliyseniz ve biraz da partide sözünüz dinleniyorsa kendi isminize almanıza gerek yok çünkü kokusu elbet bir gün çıkacaktır…

Onun için eşiniz, çocuğunuz ya da kardeşiniz bu iş için biçilmiş kaftan…

Siz bürokrat olduğunuz tanınan bir kişisinizdir ama eşiniz ya da çocuğunuzu kim nereden bilecek…

Parti içi birkaç telefon görüşmesinden sonra alın size ülkenin neresinde olursa olsun sanayi arsası…

Güya sanayinin gelişmesi ve sanayicinin desteklenmesi için yapılan arsalar sanayici olmayan bir çok kişiye peşkeş çekilir…

Birkaç sene bekleyip satıp para kazansın diye!

Peki böyle gelmiş böyle gidecek mi?

Bildiğim şu, gitmemeli!

Ya da artık bir babayiğit çıkacak, bu işlerin peşine düşecek…

Kim hangi sene sanayi arsası almış, buraya yatırım yapmış mı, yapmamışsa niçin yapmamış ya da burayı kaça kime satmış!

Bunun için de özellikle son 10 yılda sanayi arsası verilen isimlerin liste olarak açıklanması bile yeterli…

Zira toplum olarak ki buna bir çok siyasiler de dahildir 'ne olacak bu KKTC'nin hali' diyoruz ama durumu düzeltmek için de pek bir şey yapmıyoruz…

Devletin malını çalarak rant elde eden yüzsüzleri deşifre edip halkın içinden soyutlamadıkça ve devleti çalanlara hesap sorulmadıkça KKTC'den hiçbir halt olmaz!

TAK'ta sansür yok!

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş'ın TAK yönetim kuruluna yazdığı bir yazı;

O gün toplantıya katılan 7 üyeden birisi tarafından dışarıya sızdırıldı…

Kimin sızdırdığı ya da niçin sızdırıldığının çok fazla bir önemi yok…

Ama az çok bu isim biliniyor, bunu kendisinin de bilmesinde yarar var!

Peki Sayın Denktaş tarafından yönetime yazılan o yazı için 'sansür' kelimesini kullanmak doğru mu?

Bizce değil!

Zaten bu yazının içeriği yönetim kurulunda görüşüldü ve oy birliği ile reddedildi…

Ama burada Serdar Denktaş'ı da linç etmeye hiç gerek yok…

Tamamen iyi niyetle yazılmış ve ajansın rahatlaması için bir nevi önlem niteliğinde…

Ama başkaları hatta bazı siyasiler ya da iş dünyasının ünlü isimleri TAK'ı ele geçirmeye çalışıyor mu?

O tartışılır…

Kısaca, Serdar Denktaş da bu konuları bildiğinden sadece geçici bir önlem almak istedi hepsi bu kadar…

Yiğidi öldürüp hakkını da yememek lazım…

15 yıllık yönetim kurulu üyesi olarak açıklamayı zorunlu gördüm.

TMK devlet okulu değil mi?

Vatandaşın genelinin son yıllardaki ekonomik durumu malum;

Hızlı bir kötüye gidişat var!

Okullar açıldı ya haliyle masraflar da artınca velilere de resmen daral geldi…

Dün okulda ki çocuğu olan bir veli aradı, sitem etti;

Kitaplar: 600 TL

Okul Aile Birliği kesintisi; 250 TL

Tişört: 30 TL

Toplam 880 TL

İki çocuğunuz burada okuyorsa 1.720 TL.

Bir de cepte para olmayınca ve yine kredi kartları devreye sokulunca durumlar gerçekten vahim…

Karısı kaybolan adam..

Bir adam polisi aramış :

"Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur onu bulun !" demiş.
Görevli polis sormuş :

"Karınızı tarif eder misiniz ?"

Adam anlamamış "Nasıl yani ?"

Polis : "Boyu ne kadar ?"

Adam : "Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak benden kısa."

Polis : "Göz rengi ?"Adam : "Bilemem, bazen yeşil bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…"

Polis: "Saçı ne renk ?"Adam : "En zor soru. Her hafta başka bir renk desem ?"

Polis : "Üzerine ne giymiştir ?"

Adam : "Hiç dikkat etmedim valla…"

Polis : "Peki arabayla mı gitmişti alışverişe ?"

Adam : "Evet !!! Siyah Audi R8, süperşarj 3.5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir. İçi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var."

Polis : "Tamam efendim, arabanızı bulacağız!..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları