Sayı mı yoksa kalite mi?

Yayın Tarihi: 08/11/14 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Çiftlerin cinsel yaşamıyla ilgili çok detaylı bir anket yapılmış ve şöyle sorulmuş;

Seks yapmanın sayısı mı önemlidir yoksa kalitesi mi?

3 bin küsur kişinin katıldığı ankette şöyle bir sonuç ortaya çıkmış;

Yüzde 82'lik kesim kaliteden yana olduğunu, yüzde 8'lik kesim farketmediğini, yüzde 7'lik kesim sayının önemli olduğunu, yüzde 3'lük kesim de 'hiçbiri' şıkkını işaretlemiş...

Demek ki insanların bir çoğu seks yaparken sayıyı değil de kaliteyi ön plana çıkarıyor...

Doğrusu da bu değil mi zaten?

...

İyi de nereden çıktı bu anket diye sorabilirsiniz...

Şuradan çıktı;

Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova Ankara'da çeşitli temaslar yaptı...

İyi de yaptı, çünkü madem ki yürek isteyen o makama oturdu, ne yapıp ne edecek eğitim konusunda bir farkındalık yapmaya çalışacak...

Mesleği tıp adamlığı olsa da yöneticilik becerisini iyi kullanabilirse pek ala ki eğitimde yaşanan ve yılların sorunu olan kanayan yaralara merhem olabilir...

Bu yöndeki iyi niyetinden de hiç kuşkumuz yok...

...

Ankara'da verdiği mesajların en önemlisi de şu oldu:

"Üniversitelerde okuyan öğrenci sayısını 100 bine çıkaracağız..."

O da hiç fena değil!

İyi de kalite olmadan sayıyı bu kadar yükseltmek ne kadar sağlıklı olur?

İşte o tartışılır!

Bizde öğrenci sayısında birinci planda olan dışarıdan kaç tane öğrenci geldiğidir...

Öğrenci sayısı arttıkça bunun başarı olduğuna inanılır!

Sığ bir düşünceden öteye gitmeyen bir görüştür bu...

...

Çünkü bizde dışarıdan gelen öğrenci demek, altın yumurtlayan öğrenci demektir...

Onun alacağı eğitim kalitesinden daha ziyade ülkeye bırakacağı katma değer hesaplanır.

Ülke ekonomisine yüzde 40 katkı yaptığı gururla söylenir...

Öğrenciler bizim için hep darphane olmuştur...

Okullara, ev sahiplerine, marketlere ve eğlence yerlerine bıraktığı paralardır önemli olan...

Kimse nasıl bir eğitim aldığını, mezun olduktan sonra ne iş yaptığını, okul hayatı sonrası başarılarını değil sadece ülkeye bıraktığı parayı konuşur...

Ama başka ülkelerde bu değildir amaç!

Dünyanın en büyük üniversiteleri sayıya değil kaliteye önem verir...

Çoğu zaman da öğrenci sayısını yükseltmez ve mezun ettiği öğrencinin de peşini bırakmaz...

Sonra da ardından başarı kaçınılmaz olur...

...

Sonuçta elbette yeni bir bakanın heyecanını gayet iyi anlarız.

100 bin öğrencinin gelmesini de destekleriz ama;

Önce kaliteli eğitim şartıyla…

Yasalar sadece garibanlara mı işliyor?

"Levent Bey merhaba,
Büyükkonuk'tan Kaplıca köyünde giderken dağın tam üzerinde "Sennaro (sennaroğlu demek) restoran" adında bir restoran var.Sanırım yeni açıldı. Bu restoran duyduğumuza göre Tarım Bakanı Önder Sennaroğlu'nun yeğenine Orman Dairesi tarafından "bahçıvan evi" olarak icar edilmişti. Bahçıvan evi her ne demekse ve ne işe yarıyorsa...Bu yer tek bir odadan oluşan Rum zamanından kalma harabe bir yerdi. Tarım Bakanının yeğeni emirname bölgesi de olduğu halde yani inşaat ruhsatı alması da mümkün olmadığı halde çok fazla kaçak ilave inşaat yaparak burayı gayet şık bir restorana dönüştürmüş.

Çarklar ne güzel işliyor değil mi. Hadi her şeyi anladık da bir bahçıvan evine Büyükkonuk Belediyesi nasıl işyeri çalıştırma belgesi veriyor değil mi? Cevabı çok kolay aslında. Belediye Başkanı da yeğen olunca bu sorun da ortadan kalkıyor. Dağın üzerinde ağaçların içerisinde doğayı mahvederek yapılmış bu kaçak inşaata karşı Karpaz'daki her şeye karşı eylem yapan çevreciler nerede. Ya da çevre meraklısı Çevre Koruma Dairesi müdürü nerede. İnşaat makamı Kaymakamlık uyuyor muydu bu inşaat yapılırken peki?

Ya mal sahibi orman dairesi neden seyirci bu duruma?..

Yasalar sadece garibanlara mı uygulanıyor bu ülkede yoksa..."

(M.Y)




Duvar


Kudüs'e atanan bir Amerikalı gazeteci, ağlama duvarının önünden gelip geçerken, bir Musevi'nin her gün duvarın önünde diz çöküp dua ettiğini fark etmiş. Haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış gazeteci. Bu adamla konuşmayı denemiş:

- "Sizi her gün dua ederken görüyorum." Adam cevaplamış:

- "Evet, sabahları gelir, dünya barışı ve kardeşlik için dua ederim... Öğleden sonraları gelir, yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum..."

- "Ne kadardır sürüyor bu?"

- "Tam 25 yıldır..."

- "Bunca yıl sonra nasıl bir duygu var içinizde?"

- "Duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları