Devlet Piyangosu yine çıldırttı!
Geçen hafta içinde Devlet Piyangoları sorumlusu Yudum Mişon bir basın açıklaması yapmıştı;
15 Kasım KKTC'nin kuruluş yıldönümü için düzenlenen devlet piyangosu çekilişi için yapılan açıklamada biletlerin tükenmek üzere olduğu ve tükenmeden vatandaşların bilet alması çağrısıydı bu
Çünkü özel bir çekilişti ve büyük ikramiye de 200 bin TL idi
Ülke ve vatandaşın ekonomisini dikkate aldığınızda hiç de fena bir para değil elbet
Çağrı işe yaradı ve vatandaş geçmiş aylardan çok daha fazla bilet aldı ve beklemeye başladı
Herkeste 200 bin TL kazanmanın umudu vardı
Ama ne hikmetse bu kez de büyük ikramiye kimsenin aldığı bilete isabet etmedi
Devretti yani!
Bunun Türkçede tam anlamıyla kelime anlamı vatandaşı ahmak yerine koymaktır
15 Kasım gibi önemli bir tarihte yapılan çekilişte de kazanan numaraya isabet edinceye kadar çekilişe devam edilmiyorsa bu vatandaşın cebindeki üç-beş kuruşa göz dikmek, onu hortumlamaktan başka bir ifadeyle anlatılamaz!
200 bin TL'lik büyük ikramiyenin devretmesi sadece vatandaşı çileden çıkarmadı
Piyango satıcıları da büyük ikramiyenin satılan numaraya çıkmamasına isyan etti çünkü onlar da bilet satarken vatandaşa 'isabet edinceye kadar çekilişe devam edilecek' dedi
Çünkü Devlet Piyangosu yetkililerine her sorduklarında şu cevabı aldılar;
"Daha belli olmadı siz müşteriye büyük ikramiye çıkana kadar çekiliş yapılacak deyin "
Biletleri böyle diyerek sattılar ama ne yazık ki devlet vatandaşı bir kez daha ahmak yerine koyduğu için kazanan bilet belirleninceye kadar çekiliş gerçekleşmedi
Şimdi önümüzdeki aya devir edecek ve yeni yıl ikramiyesi 600 bin TL olarak belirlenmiş
Yasalara göre yeni yıl ikramiyeleri sahibini buluncaya kadar çekiliş devam eder ama artık bu saatten sonra kime ne?
Konu ilk bakışta size gayet doğal gelebilir!
Hatta 'burası KKTC'dir her şeyi normal karşılamak lazım' da diyebilirsiniz
Dedikçe de böyle tepenize binerler ve bizi ahmak yerine koyarlar, ikramiye satışlarını devletin vatandaşını söğüşlemesi anlamı ortaya çıkar
Şimdi bu birimin sorumlusu şöyle diyecektir;
"Biz yasaların dışında hiçbir şey yapmıyoruz "
Biz de şöyle cevaplarız bunu;
"Sizin yasalarınız batsın!"
Yasalar vatandaşı hortumlamak anlamında ise yasayı değiştirmek bu kadar zor bir şey değildir
Buradan sonra artık bizim muhatabımız birimin bağlı bulunduğu bakanlık makamında oturan Serdar Denktaş'tır
Yıllardan beridir yanlış yasalarla vatandaş ahmak yerine konmuş ve amaç sadece devlete kaynak aktarmak olmuştur
Bunu yaparken de birçok çekilişte kazanan talili belirlenememiş, paralar hazineye aktarılmıştır
Yenilikçi ve değişimden yana olduğunu söyleyen Serdar Denktaş artık amacı sadece vatandaşı söğüşlemek olan devlet piyangoları yasasını bir şekilde değiştirmek zorundadır
Evet kimse vatandaşa zorla bilet alın demiyor ama, burada devletin güvenilirliği ve kimin için devlet olduğu daha ağır basmaktadır
Hadi Serdar bey vatandaşı ve piyango satıcılarını çileden çıkaran bu yanlış uygulamaya artık bir sor ver
Siz isterseniz bunu yapabilirsiniz!
Askere bu reva değil!
"Sevgili Levent abimiz,
Dün İskele'de Cumhuriyet Bayramı'nı kutladık
Her şey güzel giderken ani bir yağmur her şeyi altüst etti.
Doğal afet dedik zaten o yağmurun geleceği saatler öncesinden belliydi, ama bizleri üzen bir şey oldu.
Askerlerimiz bizim canımız ciğerimiz o fırtına ve yağmur esnasında askerlerimizi brandası olmayan kamyona bindirdiler, içimiz sızladı. Askerlerimiz sırılsıklam olmuş tirtir titriyorladı insan bunu eziyet için dahi olsa düşman askerlerine bile yapmaz.
O an subaylara bağırmak geldi içimizden ama gel görelim ki onlarda bizim canımızın içi anladık asker uyumaz asker üşümez de savaş da değil ki sadece Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaya çalışıyoruz.
Umarım bu görüntüleri bir daha görmeyiz
Saygılarımla "
"BİNAL SANLI SANLIER"
Fadime ve doktor
Sekizinci çocuğunu doğurduktan sonra, Fadime'nin canına tak demiş,
komşusunun tavsiye ettiği bir kadın doğum doktoruna gitmiş.
Derdini anlatmış. Doktor hanım, muayene ettikten sonra, Fadime'ye bir vaginal tablet vermiş ve "bu tableti cinsel temastan önce rahminin ağzına koy, hamile kalmazsın kızım" demiş.
Üç ay sonra, Fadime, kırgın ve sitemkar, çıkagelmiş.
"Verdiğin ilaç işe yaramadı tohtur hanım. Ben gene gebeyim" demiş.
Doktor şaşkın, "Dediğimi yapmadın mı?"
Fadime, "Yapmam mı, ilacı yalvar yakar Rahmi'nin ağzına godum, herifin ağzı köpük köpük oldu, önce beni döğdü,
sona bi godu, gene gebe galdım!"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.