Serdar Denktaş niçin tehdit edildi?

Yayın Tarihi: 19/11/14 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Serdar Denktaş, istifaların nedenini birkaç kelime ile özetledi…

Bu işin lafı cimi yok!

Ahmet Kaşif, Hamit Bakırcı bakanlık koltuğu gitti için istifayı bastılar, Ergün Serdaroğlu zaten hiçbir zaman DP'li olmamıştı, Menteş Gündüz de istifa edince ortada kalacağını hissedip çark etti ve bir istifa komedisi de böylelikle son bulmuş oldu…

Burada Serdar Denktaş'ı özellikle takdir etmek isteriz çünkü hiç ezilmeden, büzülmeden ve kıvırmadan istifaların özünü anlatmıştır…

Çünkü özellikle Ahmet Kaşif, son PM toplantısında yaptığı konuşmada bakanlık görevinden alındıktan sonra parti içinde saygınlığının kalmadığını söyleyerek, söylediğin aksine makam meraklısı olduğunun da ip uçlarını zaten vermişti…

Şimdi Ahmet Kaşif'e sormak şart olmuştur;

Bakanlık sayın bir görev iken sade vekillik saygın olmayan bir görev midir?

Ya da soruyu şöyle geliştirebiliriz;

Oturduğunuz bakanlık makamı babadan oğla geçen bir miras mıdır ki hep illa ki siyasette bakanlık görevi yapmak istersiniz?

Bir başka soru ise şu olabilir;

Bakanlıktan alındıktan sonra bir yeriniz mi eksildi de kendinizi tuhaf hissedip çok saçma bir istifa gerekçesi ortaya koyarsınız?

O koltukların gerçekte sizin değil vatandaşın makamı olduğunu nasıl unutabilirsiniz ki?

Serdar Denktaş istifa konusunda dik durdu ama tek bir hatası oldu;

İstifa edenlere Perşembe gününe kadar fırsat vermek de ne demektir?

Bu ilk bakışta siyasi bir olgunluk hatta kurnazlık olarak yorumlanabilir…

Ama yanlıştır, siyasette bu kadar hoşgörü ve ılımlı olmak, sudan sebeplerle istifa edip önce bağımsız kalıp sonra da başka bir partiye transfer olmak ve bunun için bu kadar mütevazi olmak sadece Serdar Denktaş'a değil, Kıbrıs Türk demokrasisine de zarar verir…

Serdar bey aksine bu istifaların olacağın çoktan bildiği için hiç gözünü kırpmadan olayı parti yetkili kurullarına götürüp bu isimlerin ihracını gündeme getirmeliydi…

Eğer böyle yapsaydı kamuoyunun gözündeki yeri yukarılarda bir yerlerde olurdu…

Aslında bizim bildiğimiz, Serdar beyin yaşadığı ama kamuoyunun bilmediği önemli bir husus var;

Önceki yazılarımızda özellikle de mesaj kutusunda bunu gündeme getirdik…

Bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz;

Serdar Denktaş geçen ay içinde DAÜ'de rektörlük krizi yaşanırken hangi bakanından istifa tehdidi almıştı?

Hangi bakan kendisine DAÜ rektörünün görevinden alınmaması için baskı kurmaya çalışmıştı?

DAÜ rektörü ile arasındaki ilişki neydi?

DAÜ'den ne gibi bir beklentisi vardı?

Rektör görevden alınınca ne gibi rantlar da son buldu?

Bu soruyu cevaplamak çok zor değil;

Çünkü cevabı belli ve çok açık!

İşte bu aşamada yaşanan istifaların hemen ardından Serdar Denktaş bu konuyu açıklığa kavuşturursa ne ala…

Açıklayacağını çok zannetmiyoruz ama açıklamak da durumunda…

Çünkü DP'deki istifaların öyle saygınlıkla filan yakından uzaktan ilgisi yoktur!

Serdar Denktaş'ın da dediği gibi konu tamamen bakanlıkla ilgilidir ve sadece bakanlıklar değil o makamın verdiği getiriler de beraberinde uçup gitmiştir!

Kim bu 4 vekil!

CTP içinde son günlerde en çok konuşulan konuların başında Cumhurbaşkanı adayı Sibel Siber'e oy vermeyecek ve verdirmeyecek olan CTP'li vekillerin isimleri geliyor…

CTP içindeki 4 önemli isim şu sıralar sessizliğini korusalar da dost sohbetlerinde bağımsız aday olan Mustafa Akıncı'ya destek verip yakın çevrelerini de bu şekilde yönlendireceklerini ifade ediyorlar…

CTP yönetimi bu sorunu seçimler kadar çözemezse Siber'in seçilmesi tehlikeye girecek…

Bir fincan kahve 5 TL olur mu?

Bir fincan kahve mekanına göre elbette 5 TL olabilir…

Ercan'ın içindeki kafeteryalarda da bir fincan kahvenin bedeli 5 TL'dir…

Ercan terminalinin hemen karşısına yeni bir kafeterya açıldı, iyi de oldu.

Bu mekanda da bir fincan kahve 5 TL'den satılıyor, buna da itirazımız yok!

Ama Ercan'daki taksici arkadaşların itirazı var ve çok da haklılar…

Çünkü onlar Ercan'ın ziyaretçileri değil aksine bir anlamda mekan sahipleri…

Geçenlerde arayıp sitem ettiler…

Günde en az be kahve içtiklerini hesap edersek günün sonunda 25 TL'lik bir rakam ortaya çıkar ve bu da taksicileri bozar…

Yerden göğe kadar hakları var…





Akıllı kadın

John işten çıkmadan önce karısını evden arar;
-Tatlım, patron bir kaç arkadaşıyla beraber komşu eyaletteki büyük gölde balık avlamaya gidecek, benimde gelmemi istiyor.
Bu hafta sonunu orada geçireceğiz. Bu benim terfi almam için iyi bir fırsat. Benim için yeteri kadar giysi ve olta takım çantamı hazırlar mısın? Direk ofisten çıkacağız ve geçerken evden çantaları alırım. Ha, yeni ipek mavi pijamamı da koymayı unutma...
Karısı biraz işkillenir. Fakat kocasının istediklerini yapar. Hafta başında adam eve gelir, biraz yorgundur ama iyi gözükmektedir.
Karısı onu karşılar ve çok balık tutup tutmadığını sorar.
John: Ha, evet epey balık tuttuk. .
Fakat sana söylediğim pijamayı çantaya koymamışsın.
Karısı: Olta takım çantasına koymuştum...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları