Yönetemezsen yönetirler!

Yayın Tarihi: 27/11/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bakan Dinçyürek ikinci defadır açıklıyor:

"Suyu biz yöneteceğiz" diye…

Ne yalan söyleyelim bu açıklama bile gururumuzu okşuyor!

Çünkü egoları çok fazla bir toplum olarak bizim kendimizin yaptıkları hep hoşumuza gidiyor…

Yapamayıp da başkası yapmaya kalkıştı mı yer yerinden oynuyor…

Örneğin, bir önceki bakan Hamit Bakırcı, 'suyu biz yönetemeyiz' açıklaması yaptıktan sonra buna bir de Marsilya gezisi eklenince bir anda ayaklar altına alındı…

Oysa biraz siyaset yapıp o da 'elbette biz yöneteceğiz ya da yönetiriz' deseydi durum daha farklı olabilirdi.

Bakan Dinçyürek ise toplumun içinde bulunduğu psikolojik durumu daha iyi analiz ettiği için hiç çekinmeden sıklıkla 'biz yöneteceğiz' diye açıklamalar yapıp dengeleri sağlamayı biliyor.

Su konusunda bildiğimiz şudur;

Türkiye'nin büyük gayretleri ile adaya getirilecek su için artık sayılı günler kalmıştır.

Adaya kadar getirilmesi tamamdır da ikinci ayak olan KKTC'de su nasıl idare edilecektir?

Burada biraz özeleştiri yapmak lazım…

Biz hem toplum hem de yönetim olarak daha birkaç hafta öncesine kadar suyun burada nasıl kullanılacağını ve yönlendirileceğini aklımızın ucundan bile geçirmedik…

Bunun için hiçbir proje üretmedik, kafa patlatmadık suyun avantajlarını iyi kullanmak için parmağımızı bile oynatmadık…

Aksine geleneksel muhalifliğimizle suyun yararlarından çok yönetimin kimde olacağını tartışmaya açtık…

Hatta bazıları suyun gelmesinden dolayı biraz da siyasi nedenlerden dolayı zararı bile olacağını ima etmeye çalıştı…

Bunu yaparak da Türkiyeli yöneticileri biraz kırdık…

Şu anda Bakan Dinçyürek de dahil olmak üzere bazı yetkililer neredeyse Ankara ile bir hava trafiği kurmuş vaziyetteler…

Özellikle de Ankara'da çok sıkı bir çalışma yapılıyor…

Hatta zaman zaman Ankara'daki teknik ekip KKTC'den ilk defa bu kadar heyecanlı bir ekiple çalıştıklarını söylemeden edemiyorlar…

Benim anladığım, Bakan Dinçyürek 'suyu biz yöneteceğiz' derken ne siyaset yapıyor ne de popülizm…

Yok öyle değil de ben yanlış anlamışsam, zaten bunu zaman birkaç içinde gün yüzüne çıkaracaktır…

Asıl söylemeye çalıştığım da şudur;

Bu ülkede bir yönetim zafiyeti olduğunu bilmeyen, kabul etmeyen yok!

Geçmiş yıllar ve tabi ki eski Türkiye hükümetleri de bizi kolaycılığa alıştırdı.

Örneğin en azından benim bildiğim son 25 yıldır eski Ankara hükümetleri de 'su getireceğiz' dedi ama getiremedi, balon faciasını da unutmadık…

Bu kez daha değişik ve ciddi bir Ankara hükümeti ile karşı karşıyayız…

Her şeyi Ankara'dan bekleyip de kolaycılığa kaçarsak sonumuz çok da iyi olmayacak gibi görülüyor.

Demek ki büyük projelerle bize her türlü fırsatı sunan Ankara hükümetinin hızına uyum sağlamaktan başka bir seçeneğimiz de yok!

Bu konuda Ankara'nın 'ben yaptım' gibi bir egosu olmadığı kesin…

Ama bizim de 'biz yaparız' egosundan kurtulmamız lazım…

Bunun için Ankara ile ortak ilişkilerden de kaçmanın ya da bunları öcü gibi göstermenin manası yok…

Su konusu da böyle bir şey, biz üzerimize düşeni gerektiği kadar yapıp, işi sallamazsak su da gelecektir, elektrik hatta ardından da belki doğal gaz bile!

Yok, sırf muhalefet olsun diye kahramanlığa soyunursak, iyi yönetmek yerine sadece laf ebeliğini tercih edersek o zaman da yönetici değil yönetenler sınıfına kendi kendimizi teslim etmiş oluruz…

Bilmem anlatabildim mi?

"Burası kumarcıların kapısı!"

Selam Levent bey,

Dun Türkiye'den adaya geldim, pasaport kuyruğuna girdik.

Özellikle bir memurun sırasını demir parmaklarla kapatmışlar, ön tarafta bir bayan oturmuş elinde bir liste…

Neden burası boş diye sorduğumuzda 'kumara gelenler buradan geçiyor sizin gibi sıra beklemeyecek' demek istedi…"

(B.A.)

"Okul bitti sigara serbest"

Önceki gün sabah Meclis'in yakınındaki gazete bayisinin içindeyiz.

Biz sohbetteyken büfeye LTL'de okuyan biri kız üç öğrenci geldi.

Ellerindeki parayı uzatıp 'bilmem ne marka sigara istiyoruz' dediler.

Parayı uzatan öğrencinin elinde de kimlik kartı vardı ve özellikle yaşını göstermek gibi bir çabası vardı.

Büfenin sahibi bir kimliğe baktı bir de çocukların yüzüne, hemen sordu:

"Siz öğrenci değil misiniz" diye…

Çocuklardan bir diğeri hemen atıldı:

"Ama okul bitti sigara serbest!"

Tabi bizim büfeci Mehmet her zamanki duyarlılığı ile çocuklara sigara satmadı ama herkes bu duyarlılığı gösterir mi o da ayrı bir konu…




Fitil

Temel ishal olmuş, gittiği doktor da "günde iki defa fitil" salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş ve tabii ki daha kötü olmuş. İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha da kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:

- Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?

Temel kızmış:

- Yok, bir tarafıma sokuyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları