Hangi aday ne kadar para harcayacak!

Yayın Tarihi: 04/12/14 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ülkenin tek gündem maddesi Cumhurbaşkanlığı seçimleri…

Vatandaş bizde siyaset konuşmayı seviyor, çok meraklı ve sanki de ülkede konuşulacak başka bir konu yokmuş gibi sohbetlerin öncelikli konusu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin kazanacak olması!

Katıldığım dost sohbetlerinde bana sorulan soruların başında da bu geliyor…

Ben de ülke genelindeki izlenimlerimi aktarmaya çalışıyorum…

Ama şunu da söylemeyi hiç unutmuyorum;

Adaylar niçin Cumhurbaşkanlığına soydu, kazandıkları takdirde toplumun bundan ne faydası olacak?

Doğrusu da bu değil mi?

Kazanacak aday 5 yıllığına Saray'a kurulacak, devletin tüm kaynakları avuçlarının içinde olacak, yedi sülaleleri bu ihtişamdan yararlanacak!

Peki, toplum olarak bundan ne kazanacağız…

Ne yalan söyleyeyim şu ana kadar beni etkileyen bir aday yok!

Ortada öyle söylemler var ki sanki de seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, genel seçim…

Örneğin, eğer Cumhurbaşkanı'nın öncelikli görevi Kıbrıs sorununu görüşüp çözüm sağlamaksa bu konuda tek bir kelimelik açıklama duydunuz mu?

Ya da 'ben çözüm istemiyorum KKTC'yi yaşatacağım' diyeni!

Havada uçuk kaçık açıklamalar dolaşıyor, sanki de Cumhurbaşkanı değil de Başbakan seçimi olacakmış ve Cumhurbaşkanı da icraatın başıymış gibi vatandaşı etkilemekten başka bir amaçları yok!

Maksat, kazansınlar yeter!

KKTC'nin 4'ncü Cumhurbaşkanı olsunlar ve hayatları boyunca bunun nimetlerinden faydalansınlar!

Ben kendi adıma konuşacak olursam 'yemem' bunları…

Beni şu anda ilgilendiren tek konu seçimlerde hangi adayın ne kadar para harcayacak olması…

Daha doğrusu bu paranın kaynağını nereden bulacak olmaları!

Bu tür konularda hep geçen yıl bir gece kulübü sahibinin 'siyasette yanlış ata oynadım' açıklaması gelir!

Adam hiç parmağının arkasına saklanmadan çıkıp konuşmuş ve isim vermeden siyasetçi desteklediğini ve bunun getirisini göremediği için pişmanlığını dile getirmişti!

Dedi ama bu devletin hiçbir organı kendisini çağırıp da ifadesine başvurmamıştı…

Bu aslında ciddi bir ihbardı!

Başka memleketlerde olsa devletin bağımsız organları anında devreye girer, hangi iş adamının hangi siyasetçiye ne gibi rantlar sağladığının hesabını sorar, ardından da o siyasetçiler bir daha siyaset yapamazdı!

Biz de ise alan memnun satan memnun havası hakim…

Şu anda ister partilerden aday olsun isterse bağımsız olarak aday çıksınlar, hiç kimsenin bu seçimlerde ciddi paralar harcaması söz konusu değildir…

Bizim ülkede seçim demek para demekle eş anlamlı olduğundan, geçmiş yıllarda olduğu gibi büyük paralar harcanacak ama bu paraların kimler tarafından sağlandığı bilinmeyecektir!

Çünkü böyle bir sorgulama mekanizmamız yok bizim…

Açık olarak adres vermek gerekirse başka gazinolar ve gece kulüpleri ile bet salonları olmak üzere ülkenin paralı iş yerleri bir kez daha ellerini ceplerine atacak ve adaylara sponsör olacak ama biz bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz!

Bir iş adamı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde niçin taraf olur ve para akıtır, karşılığında ne kazancı olur o da çok ayrı bir mesele!

Bu yazının kaynağı, dün tesadüfü bir şekilde telefon konuşması yaptığım bir bet salonu yöneticisi olmuştur…

Şirket olarak yaşadıkları sıkıntıları anlatırken bir Cumhurbaşkanı adayı bir de partiden söz edince donup kaldım!

Burada isim vermem mümkün değil ama bu arkadaşın dünkü konuşmaları bile seçimlerde bir kez daha çok da temiz olmayan paraların bir yerlere yönlendireceği aşikardır!

Kimse üzerine alınmasın lütfen;

Bahsettiği aday ve partinin birbiriyle kel alakalı olması bile durumun vahametini gözler önüne sermeye yetti de arttı bile!

Bence seçmenler adaylarla buluştuklarında şu soruyu mutlaka gündeme getirmeli;

Seçim sponsörleriniz kim, hangi amaçla size maddi katkıda bulunuyorlar…

Aksi taktirde temiz toplum, temiz siyaset söylemleri hiçbir zaman icraata dönüşmeyecektir!



İmamın papağanı

Üç Amerikan askeri, Irak'ta bir bakkal dükkanına girerler, alışveriş yaparken:
-"Kahrolsun Amerika" diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini anlarlar.
Bunun üzerine bakkala:
- "Bu papağanı buradan yok et. Yarın geldiğimizde görürsek, seni mahvederiz" derler.
Askerler gittikten sonra, bakkal kara kara düşünmeye başlar, çünkü papağanını çok sevmektedir. Derken, aklına cami imamının papağanı gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve:
- "Hocam eğer sakıncası yoksa, papağanları bir süreliğine değişelim" der.
Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir ve papağanı görürler:
- "Biz sana bunu yok edeceksin demedik mi?"
Bakkal bu papağan o değil dese de inandıramaz.
Askerin biri, "Ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını" der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
- "Kahrolsun Amerika!"
Ses çıkmayınca, bakkal dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
- "Kahrolsun Amerika!"
Ses yok.
- "Kahrolsun Amerika!"
Ses yok.
- "Kahrolsun Amerika!"
Ve sonunda papağan dile gelir:
- "Aminnnnnnn."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları