Ombudsman, TAK ve BRT…

Yayın Tarihi: 09/12/14 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kudret Özersay güzel bir konuya değindi:

Yüksek Yönetim Denetçisi olarak bilinen Ombudsman makamına iki yıldır başkan atanmıyor…

Özersay'ın iddiası siyasilerin denetlenmekten korkması!

Doğruluk payı olabilir…

Haliyle iki yıldır başkanı olmayan Ombudsman denetleme görevini de yapamıyor!

Devletin önemli bir organının iki yıldır başı boş bırakılması büyük bir devlet ayıbı bu çok tartışılır bir konu…

Ama iki yıldır başkanı olmayan, icraat yapmayan makama devlet bütçesinden ciddi paralar aktarılıyor ve bu makamda çalışanlar doğal olarak maaşların almaya devam ediyor!

Elbette başkan atanıp atanmaması onların sorunu değil!

İyi de mademki bu makam gözden çıkarıldı her yıl 9 milyon TL'lik bütçe ne için?

Bu yıl da başkanı olmayan Ombudsmanlık makamına 9 milyon 80 bin TL'lik bütçe öngörüldü!

Şimdi elbette konuyu TAK ve BRT'ye getireceğiz…

Başkanı olmayan bir makama bu kadar para ayırıp devletin yayın organları olan TAK ve BRT'ye bu acımasızlık niye?

BRT çalışanlarının eylem pankartları hala girişte asılı ve TAK çalışanlarının ek mesaileri devlete yük haline gelmiş…

BRT çalışanları toplu sözleşmeye rağmen ödenmiyor ya da çok geriden gidiyor…

TAK'ın ise aylık ek mesaileri sadece 16 bin TL…

Milli ve dini bayramlar olunca bu rakam biraz daha yükseliyor, hadi olsun 20 bin TL…

İşte biz bu paranın kavgasını yapıyoruz burada!

İki yıldır icraat yapmayan Ombudsman'a her yıl 9 Milyon TL bütçe ayrılıyor ama Maliye Bakanlığı TAK için 4-5 bin TL'lik ek mesainin hesabını yapıp bir de üstüne dayılanıyor!

Bu kadar paranın peşine düşmek ayın değil mi yahu!

Peki Ombudsman kapatılmalı mı?

Asla hayır!

İyi de iki sene önce Feridun Önsav emekli olduktan sonra niçin bir yenisi atanmadı?

İşte devletin tepesindekiler buna cevap vermeli!

Bizim kulağımıza gelenler bu makamın kapatılması çalışmalarının yapıldığı yönünde…

Bütün dünya ülkeleri sırayla Ombudsman makamı kurarken biz niye kapatalım ki?

Bizim yasalarımıza göre Ombudsman'ı Cumhurbaşkanı önerir ve Cumhuriyet Meclis'i de onaylayarak atamasını gerçekleştirir…

Burada aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı olan iki zata yani Derviş Eroğlu ve Siber Siber'e sormak gerek;

Derviş bey iki yıldır niçin Ombudsman'ı atamıyor Sibel hanım da niçin bunu sorgulamıyor?

Cevabını ben kendi aklımca söyleyivereyim;

Bizdeki çirkin siyaset Ombudsman makamının atanmasının önünü tıkamış!

Bunu daha geçenlerde polis genel müdürünün atanması krizinde yaşamıştık…

Bu da onun aynısı…

Derviş Eroğlu kafasına göre bir atama yapsa UBP ve DP dışından kimseden oy olamayacak…

Şu anda UBP ve DP oyları 26 ediyor ama kopup gidenlerden sonra DP bu olaya nasıl bakar bilemeyiz…

Demek ki Ombudsman ataması bizde bağımsız değil siyasi atama…

Benim adamın, senin adamın meselesi yani!

Bu makam iki senedir boş dururken ve bize yılda 9 milyon TL'ye patlarken BRT ve TAK'taki basın emekçilerine yapılan bu eziyet niye?

Biri bana bunu açıklar mı lütfen!

Ya çıkarsa!

Piyango satıcısı arkadaş ofisten girdi içeri…

Elinde pırıl pırıl piyango biletleri…

Genelde piyango bileti almama ama yeni yıl ya ikramiye de büyük olunca insanın iştahı kabarıyor…

Bir elinde Milli diğer elinde Devlet piyangosu, hem de seri olanlarından…

"İşler nasıl gidiyor" diye sordum…

"Mükemmel" diye cevapladı…

Yüz tane, 2 yüz tane hatta 5 yüz tane bile alan varmış!

"Hayret'dedim, demek ki vatandaşın cebinde para varmış…

"Yok " dedi, "para filan yok, insanlar için bir umut" işte dedi!

Özellikle yılbaşında uçuk rakamlar söz konusu olunca herkes 'şans' deyip çekiyor biletlerden…

50 Milyon TL. TC'nin, 600 bin TL de bizim…

Gerçek olan ise şu;

Ekonomi öyle dibe vurdu ki vatandaş artık devletinden ümidi kesince talih oyunlarına kendini verdi…

Bunun başka açıklaması yok!



5 dakika…

İki sarhoş mezarlığın duvarına yaslanmış içiyorlarmış,

birden karşıdan bir cenaze görünmüş.
Sarhoşlardan biri merak edip, gidip sormuş:
-"Nesi vardı? Neden öldü?"
-"Bu adam hep içerdi, hep sarhoş gezerdi, ayyaşın biriydi!" cevabı üzerine,
arkadaşının yanına gidip,
-"O da bizim gibi çok içiyormuş" der. Korkan iki arkadaş içmeye ara
verirler.
Biraz sonra başka bir cenaze görünür köşeden, yine aynı sarhoş merak edip
koşar cenazenin yanına ve sorar:
-"Neden öldü?"
-"Takdir-i ilahi, hiç içki içmez- sigara bilmez bir adamdı!" der beriki..
Sarhoş, koşa koşa arkadaşının yanına gelir:
-"İçelim anasını satayım! İçenle içmeyenin arasında 5 dakika fark var!"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları