Bu memleket nasıl yönetiliyor?

Yayın Tarihi: 18/12/14 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

CTP İskele milletvekili Biray Hamzaoğulları genel seçimlerde sürpriz bir şekilde milletvekili seçilince bölgede çeşitli yorumlar yapılmıştı…

Bunlardan en çarpıcı olanı da Meclis'in bundan böyle renkli geçeceğiydi…

Bu yorumu yapanlar Biray beyin dobra bir insan olduğunu lafını dudaktan esirgemediğini, içinden geleni de söyleyen bir kişilik olduğunu ifade etmeye çalışıyordu.

Doğru demişler…

Ama en ilginç açıklaması da önceki gün bütçe görüşmelerinde oldu…

1.5 yıllık vekil olduğu halde memleketin nasıl yönetildiğini bilmediğini söyledi.

Hoş kendisi bu açıklamayı Ercan kavşağındaki yonca kavşağı için yaptı ama genel olarak bakıldığında yerden göğe kadar hakkı vardı…

Sayın Biray bu konuda hiç maraz etmesin…

O daha 1.5 yıllık vekil ve memleketin nasıl yönetildiğini bilmiyor ama biz daha eski olanların da bunu bildiğini sanmıyoruz!

Bizde her sorunun kaynağı sistem olarak gösteriliyor, sistemi de Meclis'in ta kendisi değiştireceğine bunu yapmıyor sonra da sisteme yüklenmeye devam ediyor!

Alın işte Lefkoşa sanayi bölgesi;

Her yağmur sonrasında bölge yıllardır batıp çıkıyor ama bir Allah'ın kulu bile bu soruna köklü çözüm üretmiyor, ürettiğini sananlar ise yeni yağmurlarla madara oluyor!

Burada kimin yetkili olduğu bile tam olarak bilinmiyor…

LTB mi, Sanayi Dairesi mi, Karayolları mı?

Bir bent yıkıldığında bile birbirini suçlayan suçlayana!

Dün bir okurumuz aradı;

Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde kardiyoloji servisinden randevu almak için aramış…

5 doktorun görev yaptığı bir servis burası…

Bu hafta yoğunluktan sıra yok demişler…

Haftaya da yokmuş, ondan sonra ki hafta da!

Ocak ayı için randevu istemiş, yeni yıl için veremeyiz demişler!

İyi de be kardeşim mademki randevu sistemini devreye koydun, ne demek yeni yıla randevu veremem!

Ciddi hassasiyet gösterilmesi gereken bir serviste niçin önlem alınmazda vatandaş sinir sara edilir!

Bu nasıl bir yöneticiliktir bu nasıl sosyal devlet anlayışıdır anlamak mümkün değil…

Alın size akaryakıt fiyatları;

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı şahsi girişimleri işe çok da iyi niyetli bir çağrıda bulundu konuyu tartışmaya açtı…

Bir ay daha elektrik ucuzlamasın da Teknecik Santrali'ne filtre takılsın diye…

Yorumlara bakıldığında vatandaşın bir çoğu bu çağrıya olumlu yaklaştı, yeter ki çocuklarımız kanser olmasın da bir ay değil iki ay elektrik ucuzlamasın dedi…

Bu da vatandaşın iyi niyetinin göstergesidir…

İyi de devlet bu kadar dilenci durumuna düşürülür mü hiç!

Kanser hastalıkların önüne geçilmesi için vatandaş fedakarlık gösterirken devlet niçin bu fedakarlığı göstermiyor!

Sonra, dünyada petrol fiyatları aylar öncesinden düşmesine rağmen bizde niçin elektrik ve akaryakıt fiyatları aynı oranda düşürülmüyor!

Bunun adı olsa olsa vatandaşın ensesinden para kazanmaktır, halkı ahmak yerine koymaktır…

Sayın Biray Hamzaoğulları daha 1.5 yıllık vekil olmasına rağmen daha şimdiden saçını başını yolmaya başlamıştır…

İktidar partisinin bir vekili bu kadar isyan noktasına gelmişse vatandaşın içinde bulunduğu ruhsal durumu bir göz önünüze getirsenize…

KKTC devleti belki geçmiş hükümetler döneminde de dört dörtlük yönetilmemiştir ama böyle kötü bir dönemi de hiç yaşamamıştır…

İşi daha da ilginç hale getiren de kötü bir yönetime ve halkın haykırışlarına rağmen yönetenlerin iyi bir yönetim sergilediğini zannetmeleridir!

"Dışarıda kim kaldı?"

"Aşağıda yazılı olanlar 9 Aralık 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Yabancılar Muhaceret (Değişiklik ) Yasası'na göre Yasanın kimleri kapsadığını gösteren bölümüdür.
DIŞARIDA KİM KALDI?

CTP'liler diyor ki;
Eskiden UBP döneminde kimin ve kaç kişinin vatandaş yapıldığı belli değildi, şimdi bir düzene konuldu.
Ha düzene koydun, ha düzensiz.
SONUÇTA NE FARK ETTİ?
BU ÜLKE, HER YABANCIYI VATANDAŞ YAPMAK ZORUNDA MI?

UNUTMAYIN BE EFENDİLER;
İNSAN HAKLARI VE AİLELERİ BİRLEŞTİRME MASKESİ ARKASINA SAKLANARAK OY HESABI İLE ATTIĞINIZ HER ADIM, GÜN GELE DÖNÜP SİZİ YİYECEK…"

(Ülker FAHRİ)


Zil sesi

Kasabanın saygın papazı, bir akşam meyhaneye gider.

Yemeğini yerken şarabını da o kalabalık meyhanede yudumlamaktadır.

Saatler sonra tuvaleti gelir ve tuvalete gider. Çıktığında, meyhanedeki o kalabalık kahkahalarla gülmekte ve birbirlerini dürtüp işaret parmaklarıyla papazı göstererek kahkahalarına devam etmektedirler. Buna anlam veremeyen papaz, meyhaneciyi çağırarak neler olduğunu sorar.

Meyhaneci der ki:

- Papaz efendi bizim tuvalette pisuarın üstünde belden aşağısı bir kağıda kapanmış, üstü çırılçıplak bir kadın resmi vardır, zaten görmüşsünüzdür.

- Eeee, der papaz.

Meyhaneci:

- İşte o kağıdı kaldırınca bizim bu tarafta bütün ziller çalar da ondan gülüyorlar."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları