Pardon! Sendikalar nerede?

Hayvancılar Birliği'nin üç gündür süren eylemleri sadece onların sorunu mu?

Yazıp çizilenlere bakılınca öyle görülüyor…

Eyleme çiftçiler ve patates üreticileri destek veriyor o kadar!

Oysa bu bir hak arama eylemi değil mi yoksa!

Sendikaları bırakın eyleme destek vermeyi daha bir tanesi bile bir basın bildirisi yayınlayarak destek vermedi!

Sanki de bu eylem KKTC'de değil başka bir ülkede yapılıyor gibi bir hava esiyor sivil toplum örgütlerinde…

Çünkü bu eylemde kamu çalışanların değil ülkenin gerçek emekçisi olan hayvancı kardeşlerimizin hakları aranıyor!

Hoş görüldüğü üzere sendikaların desteğine de gerek yok zira onlar ülkedeki bütün sendikaların toplamının yapacağı bir eylemden çok daha fazla etkili bir eylem yapıyorlar…

Soğuğa, yağmura ve çamura rağmen…

Sendikalar acaba ayakları ıslanacak diye mi korkuyor dersiniz?

Mümkündür!

…

Olaya daha geni bakmak gerek;

Memur ve emeklinin 13. maaşlarını ödemek için bu hükümet seferber olmuştur!

Bu hükümette geçmiş diğer hükümetler de ödemelerde öncelikli olarak memur maaşlarını düşünürler…

Hazinenin kasasından Aralık sonunda iki maaş ödemesi yapılmış ve devletin memura bakış açısı bir kez daha gözler önüne serilmiştir…

Elbette ödeyecekler!

Ama devlet her ay çalışan ve emekliler için 70 binden fazla çek çıkarıyorsa ama üreticiye gelince 'para yok' diyorsa görevini ihmal ediyor demektir!

Devletin yaptığı hatayı kamuda örgütlü işçi ve memur sendikaları da yapmakta, hak aramada emekçi kesim söz konusu olunca kör ve sağırı oynamaktadırlar!

…

Hadi sendikaların desteğini bir kenara koyalım;

Belli ki hepsi de eylemin birinci günü açılan pankarta takmışlar!

Eylem tamammış ama pankart yanlışmış…

Niye yanlışmış efendim?

Kendi devletinin hükümetinden ümidini kesmiş bir üretici birliği Anavatanının Cumhurbaşkanına bir çağrıda bulunuyorsa bunun yanlışı nerede?

Aksine bu pankart çok da iyi oldu…

Hükümetin Ankara'dan para isteyecek yüzü yok, belki bu pankartı dikkate alıp da KKTC'deki üreticiler için yeni bir rol haritası belirlerler…

Biz yapamazsak yapacak birileri bu boşluğu doldurur…

…

Önceki gün bir televizyon programcısının yorumunu duyunca hayretler içinde kaldım…

Diyor ki programcı arkadaş;

"Ben de Başbakan'ın yerine olsam bunlarla görüşmezdim…"

Devam ediyor;

"Madem ki Türkiye Cumhurbaşkanının pankartını açtılar gitsinler Ankara'da ödensinler…"

Belli ki çok gücüne gitmiş bu pankart!

Ama üretici ödenmeyip de sokağa dökülünce hiç canı sıkılmıyor…

Türkiye'nin buradaki yatırımlarına da eksilince maaş takviyesi de gururuna dokunmuyor…

Vah zavallı kardeşim benim!

…

Kamuoyunda genelde şöyle bir kanı var;

"Hayvancı haklıyken haksız duruma düşüyor"

Üç gündür Lefkoşa'da trafik felç oldu ya sıkıntıları bu…

Felç olsun güzel kardeşim!

Gerekirse üç gün değil, üç hafta felç olsun…

Madem ki 2015 yılı emekçinin yılı olacak, hükümet böyle vaatlerde bulundu, bu sözünü yerine getirinceye kadar trafik felç olsun gerekirse hayat dursun…

Sendikalar da eylemi sıcak evlerinde izlesin!

Girne Kalesi yıkıldı yıkılıyor!

7'nci yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen Girne Kalesi özellikle son yağışlarda sonra biraz da bakımsızlık nedeniyle yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya…

Girne bölgesinden bir mimar arkadaş aradı ve yetkilileri uyarmamızı istedi…

Eski Eserler dairesi Müdürü Fuat Azimli'yi aradık bu konuda bilgileri olup olmadığını sorduk…

Şükürler olsun ki varmış ve gerekli onarım için şu anda proje üretiyorlarmış, bu iyi haber.

Kötüsü de şu;

Yoğun turist çeken kalede bir burç bir turist kafilesinin üzerine çökerse bunun hesabını kim verir?

Hadi biz çok hesap sormayan bir toplumuz ama konu turistler olunca iş değişir!

Durum çok ciddi olduğuna göre kalenin bir süreliğine kapatılıp insanların can güvenliğinin sağlanması kaçınılmaz gibi görülüyor…

Uyarmadı demeyin!