Mal varlığı hedef şaşırtmaktır!

Yayın Tarihi: 09/02/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Genç TV'de ki canlı yayında Kudret Özersay'a da hiç kıvırmadan söyledik;

Mal varlığı konusunda sürekli açıklama yapmak siyasi bir şovdan öte değildir…

Konuyu çok önceden Sibel Siber ile paylaşmış ve yasanın ne gerektirdiğini sormuştuk…

Sibel hanımın zaten yasa gereği mal beyanı Meclis'te var, diğer vekil ve adayların da var…

Akıncı ve Özersay açıkladı demek ki burada mal varlığını açıklaması istenen Derviş Eroğlu'dur…

O konuda yasalara bakılmış savcılıktan görüş alınmış Derviş beyin mal varlığını açıklamasının zorunluluk olmadığı ortaya çıkmış.

Ama madem ki tüm adayların açıklaması var derviş bey de en azından etik olarak açıklarsa en azından bu konudaki tartışmaların bir son bulmasını sağlayabilir!

Ayrıca, bir insan gerçekten mal varlığını gözlerden kaçırmak isterse bunun bilinen çeşitli yöntemleri vardır…

Örneğin soyadı aynı olmayan bir çok akrabanın üstüne malınızı kaydedebilirsiniz…

Yakın dostlar tanıdıklar sayesinde de malınızı pek ala kaçırabilirsiniz.

Yıllar önceki bankalar krizini bir hatırlayın lütfen;

Bankası batan iş adamlarının on binlerce dönüm arazilerini nasıl bir gecede başkalarına devrettiğini bilmeyen mi var?

Ya da yine kriz öncesinde yurt dışına kaçırılan trilyonlara ne demeli?

Onun için bir kez daha vurgulamakta yarar var ki mal varlığının açıklanması ya da açıklanmasının istenmesi siyasi şovdan başka bir şey değildir…

Hedef şaşırtmak yerine şimdi asıl hedefe bakmak lazım;

Biz genelde her seçim öncesinde yazarız, yazmaya da devam edeceğiz…

Seçimin adı önemli değil, ama şimdi madem ki önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var adayların seçim bütçelerinin kaynağı nedir?

Adaylara maddi koltuk çıkan iş çevreleri onların kara kaşları kara gözleri için mi para akıtmaktadır?

Hangi iş adamı hangi adaya ne kadar maddi katkı sağlamıştır ve bundan sonra sağlayacaktır?

İşte asıl sorulması gereken soru da budur…

Hangi gazino sahibi hangi gece kulübü sahibi hangi bet salonu sahibi hangi adaya ne kadar seçim bütçesi vermiştir?

Bu sorunun cevabı olabilir mi?

Olur ama kesinlikle gün yüzüne çıkmaz, böyle gelmiş böyle gider…

Bir gece kulübü sahibinin bundan iki yıl önce bir gazeteye yaptığı açıklamayı hatırlayın lütfen, ne demişti bu kalın enseli patron;

"Ben siyasette hep yanlış ata oynadım…"

İtiraf etmişti yani!

Çünkü onun için siyasetçi bir attı ve onu yarışa koymuştu, yüklü paralar harcamıştı ve o at da hiç kazanamamıştı…

Kazanamayınca da gece kulübü sabine de bunun dönüşü olmamıştı!

Bu açıklama yayınlandıktan sonra bu devletin hangi bağımsız kurumu bunun üstüne gitti?

Bir Allahın kulu çıkıp da bu gece kulübü sahibini sorguya çekip 'gel bakalım buraya hangi siyasetçiye maddi katkı yaptın' diye sordu mu?

Sormadı, bundan böyle de sormayacak…

Sistem burada böyle işliyor çünkü!

Elbette Cumhurbaşkanlığı seçimleri daha çok Kıbrıs konusunu içeriyor…

Çünkü Cumhurbaşkanını seçerken aynı zamanda görüşmeciyi de seçiyor ve onun hesabını yapıp oy veriyoruz…

O çok ayrı bir konu, ama kim seçilirse seçilsin artık şunu çok iyi bilmeli…

Siz istediğiniz kadar Cumhurbaşkanı olun, görüşme masalarına oturun, devletin kaynaklarından beslenin bu ülkenin en büyük sorunu Kıbrıs sorun değil, adaletsiz bir yönetim, adam kayırmacılık, yolsuzluk ve rüşvet olaylarıdır…

Ve halkta artık bıkmış usanmış, klasik laflarla konuşan, halkı uyutmaya çalışan bir lider değil toplumun tüm kesimlerini kucaklayabilecek, Sayıştay'ın yolsuzluk raporlarının sonuçlandırılmasına öncülük edecek, gerekirse de hükümetlere kafa tutup, elini masaya vurabilecek birisini aramaktadır…

Bunu bana inandıran benim oyumu alacak olandır!


"Tersten okuma…"

"Kendisini müsteşar olarak tanıtıp, Kalkınma Bankası'ndan kredi kullandıracağını söyleyerek Serhan Serdar'dan pul parası karşılığı olarak 2 bin 230 TL para tahsil eden O.A. (E-45) tutuklanmış.

BU HABERİ bir de tersten okumak gerekmez mi? Yurttaşlar bürokrasideki işlerin böyle döndüğünü düşünüyor olmalılar ki, "müsteşarım" diyene bir çırpıda, pul parası diye iki bin TL verebiliyor.

Bu haber sadece ve sadece kamu yönetiminin içinde bulunduğu durumu anlatır…'

(Hasan ERÇAKICA)

Kocalık vazifesi

Adam doktorun karşısında biraz da mahcup biçimde;

"- Maalesef artık kocalık vazifelerimi yerine getiremiyorum, demiş, bir cinsel güçsüzlük içinde hissediyorum kendimi. Acaba benim durumuma bir çare bulunabilir mi?.."

Doktor;

"- Viagra." demiş, "-Duymadınız mı Viagra diye bir hap çıktı. Tahtakale'de tanesi 20 dolardan satılıyor. Hemen Viagra'ya müracaat..."

Adam mutluluktan uçarak çıkmış muayenehaneden. Doğru Tahtakale'ye... Tesadüf bu ya...

Doktor bir hafta sonra ayni adama yolda rastlamış...

"- Ne oldu beyefendi sonuç nasıl? Karınız artık memnun mu?"

"- Bilmem," demiş adam,

"- Daha eve gitmedim ki..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları