Eroğlu: Ölmemi mi bekliyorlar?
Aslında bugünkü köşe yazım ülkede seçim havası olmadığı yönünde olacaktı
Çünkü yıllardır seçimleri yakından takip eden bir basın mensubu olarak ilk kez bu kadar sessiz ve sakin bir seçim süreci görmüştüm
Yollarda ne aday konvoyları, ne gürültü ne de patırdı yoktu ilk kez
Çünkü bir çok kişiyle yaptığım görüşmede asıl dertleri seçimdi
Millet ekmek derdine düşmüş, esnaf borç batağında, iş adamı malını satarak kendini kurtarmaya çalıştığı bir ortamda elbette ki insanların ilk gaylesi hayatını idame ettirebilmektir
Daha dün öğlen görüştüğüm bir iş adamından meslektaşlarının bir çoğunun evini, arazisini hatta lüks aracını satmak için sıraya girdiğini kulaklarımla işitmiştim..
Yani ilk kez bu seçimlerin ne tadının ne de tuzunun olduğunu ifade etmeye çalışacaktım
Sosyal medyada patlayan bir haber Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun önümüzdeki Perşembe günü adaylıktan çekileceğini söylüyordu
Haber öyle bir yayıldı ki yarım saat içinde ondan fazla telefon gelince konuyu Derviş Eroğlu'nun kendi ağzından öğrenmek istedim
Biraz da çekine çekine sordum;
"Derviş bey Perşembe günü adaylıktan çekileceğiniz söyleniyor doğru mu " dedim
İlk üç kelimesi şu oldu:
"Gayet sağlıklı ve zindeyim"
Sonra devam etti:
"Seçime çeyrek kala niçin adaylıktan çekileyim ki şimdiye kadar tam 180 köy gezdim bu seçimi kazanacağım "
Sesinin tonunu yükselterek de:
"Ölmeme mi bekliyorlar" diye ekledi!
Ben "Allah gecinden versin" deyince de şöyle konuştu:
"Bunların kendi zafiyetindendir, kaybedeceklerini anlayıp demek ki bu yola kadar baş vurmuşlar, bunlar ayıp şeylerdir "
Gerçekten de ayıp şeyler bunlar!
Derviş bey bu söylentileri çıkaranların arkasında kimler olduğunu düşünüyor bilmiyorum çünkü söylemedi ama gerçekten de seçimlerde bel altı vurmaya çalışmak acizliktir, korkaklıktır daha da önemlisi demokrasi büyük yara alır
Hatta bizde hep olan 'mağdur' kesime destek öncekinden daha fazla olur!
Bugün Derviş bey de, Sibel hanım, Mustafa bey ve Kudret bey de bizim kendi değerlerimizdir ve onları bel altı vurma çalışmak Kıbrıs Türk halkına yapılmış saygısızlıktır!
Çok değil en geç 26 Nisan akşamı KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı belirlenecek ve bu tamamen halkın iradesiyle olacaktır
İnsanlara çamur atarken bir avuç ülkemizde bir mekanda bu adaylardan biriyle karşılaşacağımızı da göz önünde bulundurmak gerek!
Bu konularda Kıbrıs Türkü'ne düşen çok daha hassas ve saygı sınırını aşmamak olmalıdır
Şunu da unutmamak gerekir ki mevki ve makamlar geçici ama insanlık ve maneviyat kalıcı unsurlardır
Soyer: İnsanlar bıktı!
Değerli dost Ferdi Sabit Soyer ile buluştuk dün bir tesadüf eseri
Bolca da seçim sohbeti yaptık
Önemli mesajlar da verdi bize, parti içinde ciddi bir toparlanma olduğunu, Sibel hanıma oy vermeyecek partili bulunmadığını söyledi
Ama eski heyecanların da kalmadığına vurgu yaptı
Bu çok doğru bir tespitti çünkü siyasetçi ve siyasete olan güvensizlik seçimlere de ilgiyi ilk kez bu kadar aşağı seviyelere çekti!
Tümerkan: Kimseyi görevden almadım!
BRTK bu kez de yılların programcısı Osman Kurt'un programının iptali iddiasıyla çalkalanmaya başladı.
Peki kurum müdürü Mete Tümerkan, Osman Kurt'un programını iptal etti mi?
Bunu kendisine sorduk ve hayli ilginç açıklamalarda bulundu!
Tümerkan'a göre program iptali filan yok, Osman Kurt'un izinli olduğu dönemde program başkasına yaptırıldı hepsi bu
Osman Kurt buna bozuldu ve programı yapması için Tümerkan'dan yazılı cevap istedi
Sonrası tamamen bir inatlaşmanın getirdikleri!
BRT'deki arkadaşlar aslında kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar
Aksine hep birlikte sor bir süreçten geçen kurumlarının ayağa kalkması için işbirliği yapmaları gerekiyor
Din adamları
Bir imam, bir haham ve bir papaz ormanda geliyorlarmış. Bir gölün kenarına gelmişler. Hava sıcak mı sıcak. Bakmışlar çevrede de kimse yok, soyunup göle girmişler. Çıktıklarında bir bakmışlar ki kıyafetleri ortada yok. Aramışlar taramışlar ama bir türlü bulamamışlar. Sonunda haham "Benim evim ormanın içinde, biraz ileride. Benim eve gidelim, ben size giyecek bir şeyler veririm" deyince beraber ormanın içinde anadan üryan hahamın evine yürümeye başlamışlar.
Tam eve yaklaştıkları sırada bir grup kadın belirmiş. Kaçacak bir yerde yok. Papaz hemen şeyini kapatmış. Haham da hemen şeyini kapatmış iki eli ile. İmam ise yüzünü kapatmış. Kadınlar geçtikten sonra hahamla papaz imama neden şeyini kapamadığını sormuşlar. İmam "Sizi bilmem ama benim cemaatte beni yüzümden tanırlar" demiş."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.