LTB'de 'aile yardımı' kavgası!

Yayın Tarihi: 14/05/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dün bir grup LTB çalışanı ile birlikteydim…

Ellerinde Kıbrıs Postası gazetesi ile gelip BES Başkanı'nın açıklamalarını gösterdiler…

Hani önceki gün 'LTB'de imza toplanıyor" başlıklı bir yazı yazmıştık ya o konu!

BES Başkanı Ulus Arpalıklı öyle bir yazı döşemiş ki sanki de çalışanlar onu koltuğundan etmeye çalışıyor gibi bir hava estirmiş!

Oysa çalışanların derdi sendika yönetimi filan değil…

Sadece alın terlerinin karşılığını istiyorlar çünkü özellikle de 'aile yardımı' konusunda çalışanlar arasında ciddi bir haksızlık söz konusu!

Nasıl bir toplu sözleşmeyse bu kimi bin TL'nin üstünde kimi 850 TL kimi de 500 TL alıyor!

BES Başkanı bunu açıklayacağına, haksızlığı ortadan kaldıracağına çalışanları sendikaya karşı isyan etmekle suçluyor…

Yok arkadaş öyle değil işte!

İmza toplama olayı tamamen hak hukuk meselesi ve çalışanların ekmek parası dertlerine düşmelerinden başka bir şey değil…

…

Bu nasıl bir sendika zihniyeti anlamak mümkün değildir…

Çalışanlar arasında yapılan adaletsizliğe isyan edeceklerine çalışanları suçluyorlar!

Hatta içlerinden bazıları daha da ileri gidip 'bu 500 TL'yi aldığınıza dua edin' diyor…

Herhalde böyle düşünenler LTB'yi babalarından kalma miras olarak görüyorlar!

Sendikanın tavrı öyle güçlerine gitmiş ki sendikaya hitaben bir cevap yazmışlar onu da ilettiler…

"Biz mağduruz' diye isyan ediyorlar hepsi bu…

Maaş farklarını anlarız da çalışanlar arasında 'aile yardımı' konusunda derin uçurumlar olmasını anlayamayız ve ayrıca buna göz yuman sendikanın görevini de suistimal ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz…

Bundan sonrası da sadece teferruattır!

…

İşte mağdur olduklarını söyleyen ve imza toplayıp konuyu LTB Başkanı Mehmet Harmancı'ya da ileten çalışanların o yazısı;

"Belediye Emekçileri Sendikası'na mağdur olan çalışanların cevabıdır;

Bizler 2012 yılından beridir LTB'de daimi işçi kadrosuna giren işçi kesimi ve 2011 yılında belediye kadrosuna giren memur kesimi çalışanları olarak toplu iş sözleşmesinin bize verdiği bütün haklardan eski-yeni ayırımı yapılmadan faydalanmayı sendikamızdan defalarca talep ettiğimiz halde bizleri hep bir şekilde uyutmaya çalışmışlardır.

Bizlere sürekli olarak 'bunu da aldığınıza dua edin' diyerek dalga geçtiler!

Şimdi de 'her hangi bir talepte bulunulmadı' diyorlar…

Madem ki kendi ayıplarını böyle örtmeye çalışıyorlar bundan böyle tüm haklarımızın adaletli bir şekilde alınması için her türlü mücadeleyi yapacağımızı kamuoyuna duyururuz.

Sendika başkanı olayı tamamen çarpıtarak toplanılan imzaların sendikayı devirmek için yapıldığını iddia ederek kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır.

Oysa ki bu imzaların gerçek amacı kadrolanmış olan arkadaşlarımızın faydalanmış olduğu barem 6 tablosundan yararlandırılmasını, sınıflandırma çalışmalarının bir an önce yapılıp herkesin yaptığı işe göre sınıflarını almasını, aile yardım ödeneğimizin eski çalışanlarla eşitlenmesini ve bütün haklardan eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamak içindir.

Bu sorun sayın belediye başkanımıza da iletimli olup konuya duyarlı davranacağından kuşkumuz yoktur…"

Hayal üreten gazeteciler!

CTP dün evlere şenlik bir açıklama yaptı;

Önceki gün MYK konusunda yapılan haberler tamamen hayal ürünüymüş!

Böyle bir açıklama kimin ürünü bilmeyiz ama belli ki imzasız yayınlandığı için söylediklerine kendileri bile inanmıyorlar!

Bizim siyasetçilerin ortak yönü bu;

Köşeye sıkışınca çamuru gazete ve gazetecilere at sonra çekil kenara!

İyi de yazılanlar hadi diyelim hayal gücü çok yüksek gazetelerin ürünüydü…

Peki hayal olmayanları niçin açıklamıyorsunuz ki!

Ya 2 saat yağsaydı!

Önceki gün çok değil sadece 1 saate yakın çok da doğal olmayan bir yağmur vardı…

Yağmur dolu ve fırtına birleşince kabusumuz oldu!

LTB Başkanı Harmancı olunca haklı olarak bütün eleştiriler ona yapılıyor…

O da zaten bu sorumluluktan kaçmadığını açıkladı!

Asıl soru şu olmalı;

Yağmur 1 saat değil de 2 saat o hızda yağsaydı sonumuz ne olurdu?

Onun için kimseyi suçlamanın manası yoktur!

Devletin bütün birimleri birleşecek ve sadece Lefkoşa'da değil ülkenin dört bir yerinde alt yapı güçlendirilecek!

Başka yolu yok çünkü…

"Bu devlette adam yok!"

Kanal SİM'de yağan yağmur nedeniyle evi zarar gören yaşlı teyzenin isyanı içime işledi!

Bütün kızgınlık ve içtenliğiyle şöyle haykırıyordu;

"Bu devlette adam yok"

Yemin ederim ki kadını yolda görsem ellerine uzanıp öpeceğim!

Çünkü ülkede yaşanan hem de yıllarca yaşanan en önemli gerçeği dile getirdi ve yürekleri de dağladı…

Devlet var, her şey var ama devletin içinde doğru dürüst 'adam' yok!

Devletin içindeki çok az sayıdaki 'adam'ları da elbette ki tenzih ediyoruz…

Kızılbaş projesi ne oldu?

Kutlay Erk döneminde başlatıldı…

Cemal Bulutoğluları döneminde ilerleme kaydedildi…

Kadri Fellahoğlu döneminde hukuksal boyutu yönünden sorunlar çıktı…

Şu anda LTB Başkanı Mehmet Harmancı ve ne olup bittiğini bilmiyoruz!

Üç-beş ev sahibi çıktığı diye Başkent'e nefes verecek olan Kızılbaş projesi tamamlanmadığı için yine bir yağmur sonrası en çok sıkıntı yaşanan bölge oldu…

Anlaşılan o ki bir 20 yıl daha geçse durum değişmeyecek!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları