LAÜ'nün rantını yiyenler kim?

Yayın Tarihi: 22/05/15 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

LAÜ eski rektörü Ahmet Bülent Göksel için rektör olduğu dönemde çok sayıda eleştiri yazısı yazdım…

Çünkü elimde belge vardı ve bir makalesinde, başka akademisyenlerden alıntı yapmış ama kaynak belirtmemişti…

Zaten hatasının farkındaydı ama iş işten geçmişti!

Hiçbir yazıma cevap vermedi, beni polise şikayet etmedi, mahkemeye vermedi…

Üniversitelerdeki intihal olayları halen var ama bu kimsenin umuru bile değil!

Bakkaldan ekmek çalsan en az 6 ay hapis yatarsın, başkalarının fikrini çalarsan bir iki eleştiri yazısından sonra unutulur gider…

Bu ülkede hepimiz balık hafızalı değil miyiz?

Hep yapanın yanına kalır çünkü!

…

Ahmet hocanın dünkü gazetelerde bir mahkeme haberi vardı;

Görevden alındı diye LAÜ Mütevelli Heyetini mahkemeye vermiş ve kazanmış!

"İtibarım geri iade edildi" diyor…

Haklıdır, görevden alınma konusundaki itibarı mahkeme yoluyla geri verilmiştir…

Daha da ileri gidiyor;

Mahkemeyi bir ileri boyuta ulaştırıp şimdiki rektörün görevden alınmasını isteyecekmiş!

Mahkeme buna der bilemeyiz, bekleyip hep birlikte göreceğiz…

Hak hukuk öyle diyorsa öyledir, adaletin kestiği parmak acımaz derler!

Bu olay bize bir kez daha şunu gösteriyor;

Siyasetin girdiği hiçbir kurumda hiçbir olay doğru dürüst olmuyor!

Hep partizanlık, hep adam kayırma hep bir usulsüzlük var…

Dayısı olan yükseliyor olmayan devriliyor!

…

Eski rektörün en dikkat çekici açıklamaları ise aslında şu;

"LAÜ'de rant yiyenler vardı bunun önüne geçtim ve görevden alındım…"

Önce Ahmet hocaya bir soru;

Bunu niçin görev başındayken açıklamadınız, deşifre etmediniz?

Ha keşke o zaman rantçıları açıklayıp kamuoyunun önüne koysaydınız bütün bunları…

Hangi çevrelerin rantına göz yummadınız, aslanlar gibi savaşın aslanlar gibi görevden alındınız?

Örneğin başbakan mı, bakan mı, her hangi bir vekil mi ya da mütevelli heyetinden birileri mi?

Meydan halen buradadır Sayın hocam!

Belki biraz geç olacak ama hadi açıkla şu rant yiyicileri…

…

Sevgili okuyucu,

Şu anda bütün siyasi partiler karışık, hepsi de yeniden yapılanma içinde…

Yeni oluşumlar kapının ardında…

Herkes altın ülkede yeni siyasi anlayışlar yeni yüzler istiyor…

Doğrusu da budur!

Ama şunu bir türlü gündem yapamıyoruz;

Ve yapamayınca da yapanın yanında kaldığı bir sistem kurduk…

Şaibe çok, hortumlama çok, avanta çok ama bir türlü bedel ödetmek isteyen yok!

İşte asıl sorunumuz da budur bizim…

Mayın komedisi!

İki lider de aslında hızlı başlamışlardı…

Onlar alın size mayın tarlalarının haritası dediler, biz de anında vizeyi kaldırdık!

Peki vizenin kaldırılmasından sonra Rumlar daha çok Güney'e geçiyor mu işte o bilinmez!

Ama Kıbrıslı Türklerin daha fazla Güney'e akın ettikleri kesin…

Şimdi Akıncı diyor ki;

Mayınlar konusunda verilen koordinatlar yeterli değilmiş!

Demek ki Akıncı'yı kandırmışlar…

Ya da Anastasiadis'i!

Dikkatimi çeken ise şu;

Ne Cumhurbaşkanı, ne 'hala başbakanım' diyen Başbakan, ne bir bakan ne bir vekil…

Niçin 'bizi 41 yıldır mayınların üzerinde yaşamaya mahkum ettiniz diye sormuyor!

Mayın var ya da yok o hiç sorun değil!

CTP ayrı bir komedi!

Mete Tümerkan'ın görevden alınması olayı da tam bir komediye dönüştü;

Hükümetin büyük ortağı CTP'yi öyle bir karıştırdı ki görevden alınması bile büyük bir krize neden oldu!

Başbakan ayrı söylüyor, genel sekreter ayrı söylüyor, MYK başka, geleceğin genel başkanı Talat çok ayrı şeyler söylüyor…

Ortada tek gerçek var hala görevden alınamadığı!

Düşünün bir kere 'ben hala başbakanım' diyen birisi BRTK müdürünü görevden alamıyor çünkü en büyük muhalefeti kendi partisi yapıyor…

Ne önemli bir makammış bu BRTK müdürlüğü böyle, gelsen vah gitsen vah!

Gözden kaçmayan bir başka konu da şu;

Bir meslektaşın görevden alınması gündemdeyken başka meslektaşlar da 'görevden alınsın' diye çanak tutuyor!

Hem de en çok demokrasiden bahsedenler…

Ne halle düştük görüyor musunuz?

Okullarda güvenlik şart…

Levent Koleji'nde dün üzücü bir olay yaşandı;

İki kız öğrenci aralarında kapıştı, olaya veliler müdahil oldu ve kızlardan birinin ağabeyi elinde boş da olsa av tüfeğiyle okul bastı…

Şükürler olsun daha vahim şeyler de yaşanabilirdi…

Aslında levent gurubu okullarında güvenliğe önem veren bir kurum…

Ama orada bile böyle olaylar yaşanıyorsa bir de devlet okullarını düşünün hele!

Burada Milli Eğitim Bakanlığı'na önemli görevler düşüyor, hisseden kıssa meselesi…

Her okulda ciddi güvenlik önlemleri şart olmuştur!

Hele de uyuşturucunun okul önlerine kadar düştüğü memlekette 'bütçe yok' filan diye sakın ola bir gerekçe öne sürmeyin!

Bulun buluşturun bu işe hiç gecikmeden önlem alın…

Sonradan dizinizi dövmemek için!

Gardiyanların başka dairede işi ne?

"Levent Bey merhaba,

Her zaman ya yazılı ya da görsel medyada gardiyan eksikliğine ilişkin haberler muhakkak okuruz. Geçenlerde yeni gardiyan istihdamı yapılmasına rağmen hala daha nasıl olur da bu konu gündeme gelir.Cevabı çok basit aslında.

Benim duyduğum yaklaşık 15 kadar gardiyan gayrı yasal yöntemlerle başka dairelere aktarılmıştır da ondan.

Düşünün, hapishaneye istihdam ediliyorsunuz ama arkanız sağlam olduğu için diğer meslektaşlarınız bu stresli işi yapmaya devam ederken siz rahat dairelerde keyfe bakıyorsunuz...

Bir araştırın göreceksiniz İskele Kaymakamlığı, Gazimağusa Kaymakamlığı, Girne Kaymakamlığı dahil her Kaymakamlıkta gardiyan var. Hem de yasadışı görevlendirmeyle. Sorarım memur tayinlerinde yetkili Kamu Hizmeti Komisyonu bu duruma neden göz yumuyor.

Sorarım ilgili sendikalar bu duruma neden seyirci kalıyor... Lütfen bu konuyu siz de irdeleyin gerçek olduğunu göreceksiniz. Bu görüşlerime yer verirseniz sevinirim...

(Mehmet YUSUF)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları