Sayın Arter o makam sahte mi?

Yayın Tarihi: 18/06/15 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Slovakya Büyükelçiliği dün Mağusa'da bir etkinlik düzenledi…

Burada amaç Kıbrıslı Türk ve Rum siyasetçilerin birlikte tarihi yerleri gezmesiydi.

Buraya kadar bir şey yok ama bundan sonrası çok mühim;

Mağusa'da Kıbrıslı Türk ve Rum siyasileri kim karşıladı biliyor musunuz?

Şimdi sıkı durun;

Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ve sözde Mağusa Belediye Başkanı Alexis Galanos!

Dün sabah haberi gazetede okuyunca gözlerime inanamadım ve İsmail Arter'i aradım, haberin doğruluk derecesini öğrenmek istiyordum…

Üzülerek ifade edeyim ki doğru çıktı!

Arter, biraz da ezilip büzülerek 'doğrudur ama yapacağım çok bir şey yok' dedi…

Çünkü bu ziyaret kendi istemi dışında gerçekleştirilmiş, Slovakya Büyükelçiliği bastırmış ve bizim Dışişleri Bakanlığı buna razı olmuş etkinliğe onay vermişti!

Düşünün bir kere;

Kendini Mağusa Belediye Başkanı sanan ve şu anda işgal altında olduğunu iddia eden ve yaptığı her açıklamada şu anki belediyeyi 'sahte' diye nitelendiren Galanos ile İsmail Arter bir olup Mağusa'da siyasetçileri karşıladılar!

Muhakkak ki bu etkinlikten dolayı Galanos'un koltukları kabarmıştır…

Hak da veririm kendisine çünkü onlar için Kıbrıs'ın kuzeyi hep işgal altındaydı burada hep sahte bir devlet vardı…

Onların devlet politikası bu olduğu için bunu yadırgamam!

Peki Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, ya da Dışişleri Bakanlığı, hatta Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamları?

Dünkü rezaletten sonra hiç mi yüreğiniz yanmadı!

Bir devlet makamı bu kadar ayaklar altına alınırken müdahale etmek hiç mi aklınıza gelmedi?

Hiç mi cesur bir yürek çıkıp da Slovakya Büyükelçiliği'ne böyle bir etkinliğin skandal demek olduğunu söyleyemedi!

Şimdi çok merak ediyorum;

İsmail Arter bu sabah belediyede makam koltuğuna otururken ne gibi duygular içinde olacaktır?

Yıllardır oturduğu makamı 'sahte' diye nitelendiren Galanos ile yaptığı karşılama töreninden sonra hiç mi içinde bir yerlerde küçük bir sızı olmamıştır?

Slovakya Büyükelçiliği'nin tuzak tüten, çirkin bir tezgahtan başka bir şey olmayan böyle saçma sapan ve Kuzey'deki Türk varlığını hiçe sayan etkinliğine alet olmak Arter'in boyunu mu uzatmıştır yoksa o başka tür katkılar mı sağlamıştır?

Dün konuyu Arter ile görüşürken aslında bu işten çok da memnun olmadığı her halinden belliydi…

Ve ziyarete beş-on dakika kalmışken şu soruyu sordu bana;

"Bu saatten sonra ne yapabilirim ki?"

Ben şöyle cevap verdim kendisine;

"Ne yapmanızı söylemek benim işim değil ama burada çok büyük bir hata yapılıyor adadaki Kıbrıs Türkünün yıllar süren davası ayaklar altına alınıyor…"

Oysa ben İsmail Arter'in yerine olsam kesinlikle o etkinliğe alet olmaz, kendisine 'sahte' diyenlerin de listede olduğu bir Slovak oyununa gelmez ve etkinliğin derhal iptalini isterdim!

Sonuçta;

Özellikle Cumhurbaşkanı Akıncı seçildikten sonra başlayan Kıbrıs müzakerelerinde görünen o ki ciddi bir şekilde umut pompalanmaktadır!

Hava, Kıbrıs sorununun artık çözülme noktasında olduğu yönündedir…

Oysa Akıncı yönetimindeki Türk heyeti önce yediği 'mayın' golüyle şimdi de 'Galanos' golüyle 2-0 geriye düşmüş ve bundan böyle ardı ardına goller beklemelidir!

Anlaşılan o ki Kıbrıs Türkü'nün iyi niyeti fazlasıyla suistimal edilmiş ve olay yüzsüzlük boyutuna kadar taşınmıştır…

Yazık hem de çok yazık…


Gürpınar: Olumsuz durum yok!

Çalışma Dairesi'ndeki bir çalışanda görülen verem vakası nedeniyle Bakan Aziz Gürpınar'a yazdığımız mesajdan sonra sağ olsun dün telefonda arayarak bir açıklamada bulundu.

Gürpınar, ilgili çalışanının rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gittiği ve verem teşhisi konulduğunu doğrularken olayın duyulmasından sonra oda arkadaşlarının tedirgin olduğunu ama bakanlıkta çalışan 100 kadar çalışana test uygulandığını ve sonuçların negatif çıktığını ifade etti…

Karton yok kağıt verelim!

Devlete bağlı okullarla uzunca bir süre dağıtılan karneler kartondan değil A4 kağıdından…

Bir veli durumu bakanlığa bildirmiş ve şikayette bulunmuş!

Aldığı cevap da şu olmuş;

Tasarruf önlemleri nedeniyle karton alımı yapılmadığı için karneler A4 kağıdında veriliyor!

Hatırlarsanız geçenlerde TC Yardım Heyeti'nin sırf Milli Eğitim Bakanlığı'na özel yılda 20 milyon TL'ye yakın ek bütçe verdiğini ve bunun yarısının projelendirilmediğinden ötürü geri gittiğini yazmıştım…

Yani bizim yöneticiler proje özürlü oldukları için ciddi bir parayı kendi ayağıyla tepiyorlar ama utanmadan sıkılmadan karneleri kartondan değil de kağıttan olmasına göz yumuyorlar…

Sorunsuz MYK!

CTP-BG'de önce parti meclisi belirlendi sonra da MYK üyeleri…

Seçimsiz yapılan MYK üyeleri isimlerine bakılınca partililer yaptıkları ilk değerlendirmelerde Mehmet Ali Talat'ın belirlediği üyelerle sorunsuz bir süreç istendiği yönünde oldu.

Talat'ın sözünü geçireceği üyelere yönetimde yer verdiği iddia edilirken seçim yapılmamasını demokratik bulmayan CTP'liler de yok değil…

Önce CTP'ye sonra vatana ve millete hayırlı olsun..

Rehber öğretmen niye yok!

KTÖS dün düzenlediği basın toplantısıyla ilk öğretimde yaşanan sıkıntıları masaya yatırdı ve ilgili bakanlığı göreve çağırdı.

Burada en çok dikkat çeken nokta ise ilk kez bu sene ilk okullarda rehber öğretmen olmayışıydı!

Hoş KTÖS de rehber öğretmen sıkıntısını dönem içi değil de dönem sonunda dile getirdi ama özellikle ilk okullarda rehber öğretmen olmaması tam bir facia!

Konuyu defalarca gündeme getirmiş ve hem bakanlığı hem de sendikayı göreve çağırmıştık…

Hadi bu yıl geçti ama gelecek yıl da okullara rehber öğretmen atanmazsa ve bütçe gerekçe gösterilirse işte o zaman 'yuh' diyeceğiz!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları