İhalesiz her iş şaibelidir!

Bu hükümet döneminde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı iken görevden alınınca partisinden önce istifa eden sonra da UBP'ye geçen Ahmet Kaşif belki şimdi bir bakan olmayabilir ama bu demek değildir ki onun bakanlık döneminde yapılan ve soru işaretleri ile dolu bazı icraatlar gündeme gelmeyecek!

İşte onlardan bir tanesini buradan kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduk;

Elimizde 28 Nisan 2014 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararı var, Ercan Havaalanı yolu yonca kavşağı ve Haspolat anayolu yol çizgileri için hizmet alımı başlığı ile!

Hani Devlet İhale Tüzüğü'nün 3(2) maddesi uyarınca bakanlara ihalesiz işler yetkisi veren bir ayrıcalık…

Dönemin Bakanı Sayın Kaşif bu maddenin kendine verdiği yetkiyle ciddi bir rakam olan 535 bin 770 TL tutarındaki bu büyük işi Rep-Con Trading isimli firmaya vermeyi uygun görmüş!

Bakanlar Kurulu da bu kararı onaylamış!

Madem bakanın böyle bir yetkisi var haliyle yaptığı icraat doğru diyebilirsiniz…

İlk başta ben de yasalar gereği normaldir diye düşünmüştüm ama normal değil işte!

…

Rep-Con Trading isimli firma Ahmet Arabacıoğlu ve Hakan Sezerli adlı iş adamlarının ortaklığında kurulan bir şirket…

11 Nisan 2013 tarihinde kurulmuş ve müteahhitlik işleri ile meşguller…

Şirketlerini tescil ettirmişler ama devletin işlerini yapabilmek için İnşaat Encümeni'ne kayıtlı olmak zorundalar!

Bu olayda en büyük sorun ise bakanlıktan 535 bin TL'lik işi aldıkları tarihte İskan Encümeni'ne kayıtlı değildiler!

Sayfamızda o tarihli İskan Encümenliği'ne bağlı şirketlerin listesini görebilirsiniz…

Bir da yasalara göre 30 bin TL'nin üzerindeki işlerde hem Müteahhitler Birliği'ne hem de İskan Encümeni'ne üye olma koşulu var…

Dün İskan Encümeni İlker Tabiat'ı arayarak durumu teyit etmesini istedik şu cevabı verdi;

"İskan Encümeni'ne üye olmayan bir şirketin devletten ihale alması mümkün değildir gayrı yasal sayılır…"

…

Başka ayrıntıları da aktarmak durumundayım;

Merkezi İhale Komisyonunun 3(2) maddesi uyarınca acil durumlarda bakanlar ihaleye çıkmadan kendi inisiyatiflerini kullanıp istedikleri şirketlere istedikleri ihaleleri verebiliyorlar…

Bir kere bu maddenin kesinlikle kaldırılması gerek ki her türlü şaibeye açıktır!

Ayrıca Rep-Con Trading şirketinin yolları çizmesi için ülkeye bir makine getirdikleri ve bu işi sadece bu şirketin yapabileceğini de öğrendik…

O zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor;

Ülkede olmayan bir iş makinesini getir istediğin ihaleye gir ve tek olduğun için sorgusuz sualsiz iş sana kalsın!

Rekabet yok, istediğin fahiş fiyatı ver nasıl olsa ihalenin sana kalacağı gün gibi ortada!

…

Yasalara göre Rep-Con Trading'e verilen iş İnşaat Encümenliği'nde o tarihte kayıtlı olmadığı için yasal değildir!

Bu konuda yaptığımız araştırmada konuştuğumuz kişiler bize bir çok ihbarlarda bulunup perde gerisinde olduklarını iddia eden isim de verdiler ama bunlar somut olmayan şeyler…

Bayındırlık ve Ulaştırma Eski Bakanı Ahmet Kaşif, bu şirketin İnşaat Encümeni'ne kayıtlı olmadığını bilmiyor muydu?

535 bin TL gibi büyük bir rakamın söz konusu olduğu ihalesiz bir işte hadi o ayrıntıları görmedi ve atladı…

Peki bu kararın altında imzası olan diğer bakanlar ve tabi ki Başbakan da mı ihalesiz bir işin ayrıntılarını araştırma gereği duymadılar?

Sonuçta giden devletin, dolayısıyla ülke insanının parasıdır ve ayrıntı her zaman önemlidir!

Konuyla ilgili Eski Bakan Kaşif, hatta şimdiki Bakan Taçoy'dan açıklama bekliyoruz…

Bakanlar Kurulu'nun 535 bin TL'lik ihalesiz iş yaptırma kararı Resmi Gazete'de 930/214 sayısıyla yayınlandı

Ahmet Arabacıoğlu ve Hakan Sezerli adlı iş adamlarının ortak kurdukları şirketin direktörler kurulu onay belgesi

O tarihte Rep-Con Trading şirketinin İnşaat Encümenliğinde kayıtlı olmadığına dair belge

"Komedi bir devlet hastanesi!"

"Bugün sabah kızımı hastaneye götürdüm, sürekli kusmaktaydı durduramadım. Acilde bir sürü insan beklemede... Bizi kaydedemediler çünkü barkot bitmiş!!! Yarım saat bekledik hiç hareket yok. Sonra ben biraz söylendim kızdım. Acil servisin içindeki bilgisayara gidin kayıt orda yapsınlar dediler. Gittim yaptırdım. Nerdeyse tüm yataklarda hastalar yatıyordu. En tuhaf olan şey ne doktor ne de hemşire göremedim ortalıkta? Sadece bol miktarda güvenlik görevlisi ve temizlik hizmetlileri vardı. Hastalardan çok nerdeyse. Tabii o yatanlara bakılmadan bize sıra nasıl gelecekti? Bir yarım saat da bekledik bizi çağıracaklar mı diye. Sıra bize gelemedi. Kızım bayılmak üzereydi. Onu alıp özel bir hastaneye gittik. Akşamüstüne kadar orda kaldık ne gerekirse yapıldı. Onlara çok teşekkür etmekten başka çarem yok. Biz bu devlete vergimizi veriyoruz ama hizmet alamıyoruz. Yani ben anlamıyorum bu hastaneyi düzeltmek neden bu kadar zor. Ve vatandaş çaresiz. Neyi kime şikayet edeceksin da kim düzeltecek.

SADECE YAZIKLAR OLSUN...."

(Candan KORTAY)