Beylik tabancasıymış, lanet olsun!

Yayın Tarihi: 14/07/15 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Daha 10 gün kadar önce bir polis memurumuz beylik tabancasıyla canına kıymış ve ardında iki yetim çocuk ve çok sayıda gözü yaşlı insan bırakmıştı…

Olaydan sonra acılı ailenin evine gittim ve yaşanan drama şahit oldum…

En acı olanı neydi bilir misiniz?

Cenaze töreninden sonra devlet yetkililerinden tek bir kişinin bile o eve ziyaret gerçekleştirmemiş olmasıydı…

O eve devlet uğramamış, ailenin acısını paylaşmamış, intihar olayının derinliğine inilmemişti!

Aslında her intihar olayından sonra yazılacak o kadar çok şey var ki bunları bir toplasanız ciltlerce kitap haline gelir…

O evde neredeyse bütün detayları öğrendim ama ailenin isteği üzere kaleme almadım, bu nedenle de alamazdım!

Ama halen şimdi bile devletin ilgili birimleri o evde olmalıydı ve bir intihar olayının perde gerisi çok iyi analiz edip yeni intiharlar olmasın diye bilimsel çalışmalar yapılmalıydı!

…

Yazılarımızı takip edenler iyi bilecektir, olaydan sonra beylik tabancaları konusunda küçük bir eleştiri yazım olmuştu…

Tamam, elbette emniyet görevi yapan her polisin mutlak bir tabancası olur ama bunun sadece görev zamanı kullanılması gerektiğine vurgu yapmak istemiştim!

Hele de çok kötü şartların yaşandığı böyle sıkıntılı bir dönemde kimin evinde olursa olsun bir tabanca her zaman ölüme davetiye demektir, iradesi biraz düşük insanlar için her zaman risk anlamını taşır!

Ki intihar olayları hiçbir zaman önceden planlanarak yapılmadığı aksine anlık kararlar olduğu için her bir tabanca en kolay ölüm yolu da demektir!

Hele de sosyal patlamaların eşiğinde olduğumuz böyle hassas dönemde beylik tabancalarının bir kez daha masaya yatırılmasının şart olduğunu bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissettik…

…

Ateş bu kez Dikmen'de bir ailenin ocağına düştü!

24 yaşındaki hayatının baharında olan bir gencimiz sabahın erken saatlerinde önce sosyal medyada Zeki Müren'in 'Rüyalarda Buluşuruz' şarkısını sonra da tabanca ve mermi resmi paylaşarak tabancayı şakağına dayadı ve tetiği çekti!

İşte o tetiği çektiği tabanca polis olan babasının beylik tabancasıydı, ne yazık ki!

Görev başında değil de evde bekleyen bir beylik tabancası daha bu kez beyini değil ama o beyin gözünden bile sakındığı oğlunun canını almıştı!

Şimdi ne kadar dizimizi dövsek de bir babanın evlat acısını yeteri kadar anlayamayız çünkü ateş sadece düştüğü yeri yakar, gerisi teferruattır her zaman!

…

Demek istediğim şudur;

Geçmişte bir anı, manevi bir hediye olarak bilinen beylik tabancaları artık yaşamın getirdiği olumsuz şartlardan dolayı kesinlikle mercek altın alınmalı ve silahların yeri evler değil görev yapılan yerler olmalıdır…

Ayrıca;

Eminiz ki polis güçleri intihar olayının perde gerisini öğrenmek için elinden geleni yapmaktadır…

Ama burada asıl yapılması gereken son günlerde tavan yapar intihar olaylarının üzerine bilimsel olarak yaklaşmak ve sorunlu gençler, sorunlu aileler belirlenip hayatta kalmaları için devletin tüm olanakları seferber edilmelidir!

Hele de siyasiler, her ölüm olayında cenaze namazına katılıp bunlardan siyasi rant elde edeceklerine, gerçekten de halkın vekili olduklarını hatırlayıp halkın yaşadığı gerçek sorunları ortadan kaldırmak için devleti seferber etmelidir!

Güle güle Pervin hanım…

Dün görev süresi bitip emekliye ayrılan Polis Genel Müdür Vekili Pervin Gürler birkaç gündür gerçekleştirdiği veda ziyaretlerinde hem mutluydu hem de buruk…

Mutluydu çünkü bir genç kız olarak girdiği polis teşkilatından başı dik bir şekilde emekli oluyordu…

Buruktu çünkü birileri kendine fena halde takmıştı ve Nuh deyip peygamber demeyip onun vekaleten emekli olmasına neden olmuştu…

Elbette Pervin hanım da bir insan ve uzun süren meslek hayatında hataları da olmuştur…

Özellikle son damat olayının kendisini ciddi bir şekilde yıprattığını biliyoruz ama her şeye rağmen o böyle bir emekliliği hak etmemişti!

Ve bizim gözümüzde vekaleten bir müdür değil, asaleten bir müdür olarak kalacak her zaman…

Güle güle Pervin hanım, 'kadın' teması üzerinden popülizm yapanlar utansın artık!

Tatar-Özgürgün tartışması!

Dün son kez toplanan ve hükümetin ortağı olmaya hazırlanan UBP'de meclis gurubu toplantısı çeşitli tartışmalara da neden oldu…

Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar'ın genel başkanlığa adaylığının kesinleşmesinden sonra UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün dünkü toplantıda kendisini bir hayli eleştirdiği ve özellikle de parti kararı olmasına rağmen yeni hükümete karşı söylemlerinin yanlış olduğunu söylemesi üzerine Tatar da ona verdiği cevapta tepkisinin UBP'yi küçümseyen CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman'a olduğunu, partisinin küçük duruma düşürülmesine asla izin vermeyeceğini söyledi…

Arda Erkan olayı cinayet mi?

Değerli meslektaşımız Mustafa Erkan'ın biricik oğlu Arda Erkan'ın ölümü hem büyük bir acı yaşanmasına neden olurken hem de babasının yaptığı açıklamalar nedeniyle kafalarda çeşitli soru işaretleri yarattı.

Acılı baba ısrarla oğlunun ölümünün ardında başka sebepler olabileceğini dile getirirken yetkililerden bu konuda bir açıklama yapılmaması da kafaları karıştırıyor!

Umarız her neyse gerekli açıklama daha fazla gecikmede yapılır…

24 saat değil 1 saat bile yeterli!

Ülkemizin tanımış simalarından bir zamanlar Ankara Büyükelçiliği de yapan Peker Turgud'un dünkü Haberal Kıbrıslı gazetesindeki açıklamaları ibret veren cinstendi!

Turgud, Ankara'nın maddi ve manevi destekleri için "Anavatan'a 24 saat teşekkür etmeliyiz" ifadesini kullandı!

Aman Peker abi sen de amma yaptın şimdi!

Şu anda ülkede öyle bir Anavatan düşmanlığı yaratılmaya çalışılıyor ki değil 24 saat 1 saat bile teşekkür etsek, Ankara mutlaka memnun olacaktır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları