Yorgancıoğlu bastırdı ve kazandı!

Yayın Tarihi: 21/07/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Başbakan Ömer Kalyoncu ile Ünal Üstel'in annesinin cenaze töreninde ayaküstü konuşma fırsatı buldum…

Çünkü bizde cenazeler bir anlamda buluşma ve konuşma yeridir, biz de öyle yaptık!

Kalyoncu'nun yeni hükümet için çok rahat olmadığı kesin…

Çünkü vatandaşa reform sözü vererek biraz da son şanslarının olduğu bilinciyle ciddi değişimler yapacaklarını söylediler ve gördüğümüz kadarıyla da iki partinin uçları dışında vatandaş CTP-UBP koalisyon hükümetine en azından bir süre verilmesini düşünüyor…

Aralık'ta erken genel seçim olur diyenler de az değil!

Kalyoncu ile yaptığımız görüşmede de anladık ki bu hükümetin en büyük sorunu kamuda yaşanan sıkıntılar ve değişim çalışmaları olacaktır!

Zira yılların fosilleşmiş alışkanlıklarının hem de UBP'nin ortaklığında giderilmesi çok da kolay bir iş değildir!

…

Bir de CTP içinde yaşanan sıkıntılar var bunlar daha gün yüzüne çıkmadı…

Örneğin yeni kabinenin belirlenmesi anında birkaç kişi dışında kimsenin bilmediği bazı önemli hususlar var!

Filiz Besim olayı da bunlardan bir tanesidir…

Hoş kendisi bakan olmayınca bir açıklama yapıp 'ben kabul etmedim' diye nezaket gösterdi ama durum hiç de öyle değil işte!

Yeni kabine açıklanmadan önce Filiz Besim'in de içinde bulunduğu yeni kabine üyeleri hem Talat'ın hem de Talat'ın cebindeydi…

Son gece yapılan toplantıda da isimler bazı partililerle paylaşıldı, ama işte ne olduysa o akşam oldu…

Yapılan son dakika değişikliğine hiçbir şeyden haberi olmayan CTP'liler bile şaştı kaldı!

…

Burada Özkan Yorgancıoğlu faktörü devreye girdi…

Yorgancıoğlu, Talat'a çok özel bir ziyaret gerçekleştirip Salih İzbul'un bakan yapılmasını istedi!

Hatta daha da ileriye giderek istediği ismin bakan yapılmaması halinde parti içindeki tüm gücüyle bu kabineye tepki koyacağını ve sık muhalefet yapacağını söyledi…

Belli ki genel başkanlığı ve başbakanlığı bıraktığı halde parti içinde halen güçlüydü ve bu gücünü de kullanarak istediğini yaptırdı…

Böylelikle listeden Filiz Besim çıkarıldı ve Salih İzbul eklendi…

Talat da daha işin başlangıcında parti içinde sorun istemediği için bunu kabul etti ve bunun da adı parti içi dengeler oldu…

Bu da demektir ki reform sözü ile ortağını değiştiren CTP'nin sıkıntısı sadece yeni ortağı değil, parti içinde her fırsatta dişini gösterecek olan muhaliflerdir…

Ve CTP'nin yeni yönetimine tanınan süre sadece 3 ay kadardır!

Benden uyarması…

Akıncı itiraf mı etti?

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın 20 Temmuz törenlerinde yaptığı açıklama en fazla Rum basınını sevindirdi…

Barış Harekatı'na 'savaş' tanımlaması yapan Akıncı için Rum gazeteleri 'itiraf etti' şeklinde manşetler atarak memnuniyetlerini dile getirirken KKTC ise vatandaş yine ikiye bölündü ve bir kısım bu açıklamayı beğenirken bir kısım insan da tepki koydu!

Sanırız Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Rum gazetelerinde çıkan açıklamasından sonra kendi kamuoyunu bir açıklama zarureti doğmuştur…

Özellikle de 20 Temmuz 1974 tarihinde yapılan Barış Harekatı'nın zevk için yapılmış bir harekat olmadığını aksine bütün adaya barışı getiren bir harekat olduğunu söylemeli…

1974 öncesini hiç gündeme getirmeyen Rum kesimini anlarız ama Akıncı bu konuda sessiz kalırsa anlayamayız işte!

Sağ partiler ne düşünüyor?

Deneyimli politikacı Salih Coşar dün Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklamada Kıbrıs müzakereleri konusunda sağ partiler UBP ve DP'ye önemli bir mesaj gönderdi…

Coşar iki partiye hitaben 'susmayın, saklamayın, konuşun' çağrısı yaparken büyük ihtimalle iki partiden de bu çağrıya bir yanıt gelmeyecek…

Zira Akıncı ve ekibi bu işi götürürken, CTP ile UBP parti içi dengeleri korumakla meşgul, DP ise henüz muhalefete düşmüş olmanın şaşkınlığını yaşıyor!

Umarız erken uyanırlar…

YDÜ'ye veto!

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde oynayan YDÜ FİBA tarafından alınan kararla maçlarını KKTC'de oynayamayacak!

Çünkü Güney Kıbrıs Basketbol Federasyonu FİBA'ya itiraz dilekçesi göndererek başvuruda bulundu ve YDÜ de vetoyu yemiş oldu!

Konu spor almasaydı belki komşuyu bir nebze anlardık da spor olduğu için çok anlayamayız, hele de karşılıklı güven yaratıcı önlemlerin uygulanmaya başlamasından sonra!

Bir de bizim yöneticiler var tabi ki…

Hangisi böyle bir vetoya karşı birkaç kelime edecek bunu da ayrı olarak merak ediyorum!

En çok da Akıncı, Talat ve Kalyoncu'dan…

Hala Sultan ziyareti niçin kısıtlı?

Bir okur arayıp şikayette bulundu;

Larnaka'daki Hala Sultan Camii'sine yapılan ziyaret için müracaatı kabul edilmemiş bunun sıkıntısını yaşıyordu…

Geçen yıl da 'kontenjan doldu' demişler ve yine gidememiş!

Bildiğim kadarıyla bugün bin kişi Güney'e geçip Hala Sultan'ı ziyaret edecek…

Yani Kıbrıslı Türklerin Güney'deki dini mekanları ziyareti bile Rumun insafında!

Ama Rumlar dilediği vakit buraya gelip kiliselerde ibadetlerini rahatlıkla yapabiliyor…

Acaba Akıncı ve ekibi bu konuyu bir görüşmelerinde dile getirir mi?

Elçiye zeval olmazmış!

Çok acı bir itiraf!

Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem çok cesur bir açıklama yaparak 'cezaevine uyuşturucu sokulmasını engelleyemiyoruz' dedi!

Şimdi olaya yüzeysel bakıp ' o zaman senin işin ne orada' diyebiliriz…

Ama işte kazın ayağı öyle değil!

Çok sıkı korunduğu bilenen cezaevine eğer uyuşturucu giriyorsa burada istisnaları bir yana koyup bazı gardiyanların mercek altına alınması ve bazı iddiaların ciddi bir şekilde değerlendirilmesi artık kaçınılmaz olmuştur…

Metin beyi cesur açıklamasından dolayı tebrik ederim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları