Bizdeki camiler ticarethaneymiş!
Hatırlarsanız iki yıl kadar önce camilerimizde borçlarından dolayı sıkça elektrik şalterleri indirilir ve konu epey de gündem olurdu
O sıralar Lefkoşa'da Göçmenköy semtinde bulunan Nurettin Ersin Paşa Camisi imamından davet almış ve Ahmet Akbulut'un herkese parmak ısırtacak projesini kamuoyuyla paylaşmıştık
Ahmet hoca o zamanlar neredeyse bütün camiler elektrik borcundan dolayı karanlıkta kalırken onun camisi ışıl ışıldı
Çünkü sorumlu bulunduğu camiye güneş enerjisinden elektrik üreten sistem taktırmış ve sorunu kökünden çözmüştü
Halen onun sorumlu olduğu camii bu konuda ilk ve tek olmayı sürdürüyor
Dün yine Ahmet Akbulut hocamızın davetlisiydim
20 yıldır imamlık yaptığı Nurettin Ersin Paşa Camisi yine çevre düzenlemesiyle, temizliğiyle pırıl pırıldı
İki sene olduğu gibi yine camii elektriğini güneş enerjisi ile temin ediyor ve hiç de kesinti yaşamıyordu
Elinde faturalarla karşıladı beni ve uzunca bir sohbet ettik
Bu ülkenin ne kadar bir garip ülke olduğuna o sohbette bir kez daha inandım!
Çünkü Kıb-Tek'e göre ülkemizde bulunan camiler ticari işletme konumunda sayılıyor ve elektrik için güneş enerjisi kullanıldığı zaman mahsuplaşma yapılmıyordu
Sırf bu yüzden hele de bu sıcak yaz aylarında caminin elektrik faturası güneş enerjisi olduğu halde 800 TL'nin altına inmiyordu!
Ne gariptir değil mi;
Evlerimize güneş enerjisinden faydalanıp elektrik ürettiğimiz zaman kuruma fazla elektriği verdiğimiz için Kıb-Tek ile mahsuplaşıyoruz ama bu sistem bir camide olduğu için mahsuplaşma yapılmıyor!
Bu camide genelde günde 15 KW elektrik üretiliyor, bunun 7 KW kadarı namaz vakitlerinde kullanılıyor ama kuruma verilen fazla elektrik konusunda mahsuplaşma yapılmıyor ve dolayısıyla caminin faturası 800 TL'nin altına düşmüyor
Bu da ülkedeki camileri ticarethane kapsamına koyan çarpık bir sistemin eseridir
Ne yazık ki ülkenin bir Din İşleri Dairesi ve onca çalışanı varken bu konularda çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır
Dini birer ibadethane olan camilerin sayısı her geçen gün artarken camilere ve din adamlarına olan ilgi de bir o kadar azalmakta, dolayısıyla sorunlar da birikip içinden çıkılmaz bir hal almaktadır
Bir kere;
Ülkemizde görev yapan din adamlarının bir kısmının TC Büyükelçiği'ne bir kısmının da Din İşleri Dairesi'ne bağlı olması yaşanan olumsuzlukların baş nedenidir
Çok sayıda boş kadro varken yine çok sayıda hem de 20 yıldır din adamı görevini yürüten hem de İlahiyat Fakültesi mezunu çok değerli isimler hala kadrolanmamıştır, ne yazıktır ki hiçbir bilimsel bir din eğitimi almamış bazı ilk okul mezunları da kadrolara çoktan yerleştirilmiştir
Diyeceğimiz şudur;
Müslüman bir ülke olarak ilgili mercilerin yapacağı en önemli icraat din ve din adamlığı gibi konularında daha çok hassasiyet göstermeleri ve yıllardır yaşanan vurdumduymazlığa bir son vermeleridir
Bu konuda;
Başta Vakıflar İdaresi ve Din İşleri Dairesi olmak üzere, TC Büyükelçiliği de dahil bütün devlet birimlerini göreve çağırıyoruz.
Göçmenköy Nurettin Ersin Paşa Camii hocası Ahmet Akbulut ile cami içinde uzun bir sohbet yapıp hem elektrik konusunu hem de genel konuları konuştuk
Ahmet hoca 1996 yılından beridir aynı camide görev yapıyor ve caminin tüm ihtiyaçlarını kişisel gayret ve cemaatin yardımlarıyla sağlıyor. Devletin bu konuda ilgisi hiç yok!
Camiye güneş enerjisinden elektrik sağlandığı halde bir iş yeri kapsamında görüldüğünden 800 TL gibi yüksek bir fatura gönderiliyor. Oysa kişiler evlerine kurdukları sistemden dolayı kurum ile mahsuplaşırken camilere böyle bir şans tanınmıyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.