"Akim, bütün iş dünyasını töhmet altında bıraktı"

Yayın Tarihi: 08/09/15 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

"Sayın Özadam,

Son dönemlerdeki elektrik konusundaki köşe yazılarınızı ve beyanatlarınızı yakından takip ediyoruz.

Özellikle sanayi kesimini hedef alan açıklamalarınızı, sanayicileri de dinlemeden yapmanızın

konuların yeterince anlaşılamamasına sebebiyet verdiğini görmekteyiz.

Öncelikle sanayicilerin elektrik faturasını halkın ödediği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. İki tip

sanayi tarifesi bulunmaktadır. Tarife 5'ten kullanan sanayiciler elektriği 40 kuruşa, Tarife 6'dan

kullanan daha fazla elektrik tüketen sanayiciler ise ilk dilimde 40, ikinci dilimde 39 kuruşa elektrik

bedeli ödemektedir.

Bu noktadan sonra kws başına 10 kuruşluk indirim sağlanmaktadır. Bu indirim sanayi dışında tarım,

turizm, yükseköğrenim, basın gibi sektörleri de kapsamaktadır ve bu destek tutarı yıllık yaklaşık 20

milyon TL'dir ve KIBTEK'e Maliye Bakanlığı tarafından düzenli ödenmektedir. Yani bu 10 kuruşluk

indirim halkın KIBTEK'e ödediği bedellerden karşılanmamaktadır. Nasıl ki devletimizin küçükbaş

hayvancılığa 22 milyon TL, üreticilere doğrudan gelir desteği olarak 23 milyon TL, kalite belgeleri

desteği ve benzeri desteklere kaynak ayırdığı gibi üretici reel sektöre elektrik için de 20 milyon TL

ayrılarak, KIBTEK'e ödenmektedir. Devletin üreticilere ayırdığı destekler bir kısmı TC bir kısmı da

yerel kaynaklardan karşılanmaktadır. Ancak kaynağı nasıl olursa olsun üretim sektörlerinin doğru

şekilde desteklenmesi gerektiğine inanmaktayız.

Türkiye gibi ülkelerdeki reel sektörlerin 17?20 kuruş arasında elektrik maliyeti bulunmaktadır.

Amansız ve haksız rekabete maruz kalan bu sektörlerimizin rekabet edebilirliklerini artırmak için

Maliye Bakanlığından kws başında verilen 10 kuruşluk bir sübvansiyeye rağmen bu sektörlerin

kullandıkları elektrik maliyeti TC'deki fiyatların %50 üzerindedir. Kaldı ki, dünyanın pek çok

ülkesinde belli sektörler için elektrik girdileri devlet tarafından desteklenmektedir.

KIBTEK'ten uzun süredir mali tablolar, maliyet analizlerini ve diğer ilgili bilgilerin kamuoyuna

açıklanmasını talep etmekteyiz. Sözde halkın olan bir kurum tarafından bu bilgilerin şeffaflıkla ve

hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde yayınlanmasını savunmaktayız.(Son yaşanan basın

açıklamalarımızdan sonra nihayet bazı mali tabloların websitesine konduğunu öğrendik!) Ancak

talep etmemize rağmen halen daha maliyet analizleri paylaşılmamaktadır. Sn.İsmet Akim'in Kıbrıs

gazetesinde çıkan demecinde maliyet 50.6 kuruş, başka gazetelerde ve ortamlarda ise 46 kuruş

olduğu iddia edilmektedir. Bu analizleri detaylı olarak sözde halkın olan bir kurumun neden hala

daha paylaşmadığı sorgulanmalıdır. KIBTEK'e ait santralden 26 kuruşa çıktığı iddia edilen bir ürün ne

kadara mal edilmektedir? AKSA'dan kendi ifadelerine göre 31 kuruşa alınan ancak üst düzey

birinden aldığımız bilgiye göre 24 kuruşlarda olduğu iddia edilen maliyet, gerçekte nedir? Bunlar

neden paylaşılmamaktadır?

Maliyet analizlerinin kamuoyunda daha fazla saklanmaması , detaylı olarak incelenmesi ve tarafsız

mali uzmanlarca onaylanması gerekmektedir. Bu ortamda Sn.İsmet Akim maliyetlerinin 46 kuruş

olduğunu söylüyor ve sanayicisinden ticaret erbabına, tarımcısına, hayvancısına, turizmcisinden

inşaatçısına 39 ile 40 kuruş arasında satıldığından geri kalan 6?7 kuruşu halkın ödediğini iddia

etmektedir. Her şeyden önce maliyetin 46 kuruş olduğunu iddia ediliyor ama bunu bilimsel olarak

kanıtlanması gerekmektedir. Geçici akımın?98 kuruş, devlet tarifesi 58 kuruş gibi akımlardan

KIBTEK'e ilave sübvansiye yapıldığını söylememektedir. Bununla birlikte reel sektörün ekonomide

yarattığı çarpan etkisine(istihdam, katma değer, mal ve hizmet ihracatı, vergiler vb.) ilave olarak

ekonomide az ürün alanla çok ürün alan arasındaki farktan bahsetmemektedir. Bu sürümden

kazanma ekonominin temel yaklaşımlarıdır.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi reel sektöre yenilenebilir enerjide mahsuplaşma hakkı tanınmamakta,

hanelerdeki mahsuplaşma ise kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Almanya'da üretilen

enerjinin %50'sine yakınının güneşten karşılandığıyla ilgili haberler etrafta dolaşırken, bizim

ülkemizde vatandaşa kısıtlı yenilenebilir enerji, sanayici ve reel sektöre ise y.enerjide mahsuplaşma

imkanı sağlanmamaktadır. Ayrıca büyük çaplı güneş enerjisi santral yatırımlarına karşı çıkılmaktadır.

TC'den elektrik projesine yaptırdıkları raporlar çerçevesinde fizible olmadığı için karşı çıkılıyor.

Ancak TC Enerji bakanı "Kıbrıs'taki elektrik fiyatlarının üçte bire kadar düşeceğini" ifade ediyor.

Elektrikte arz güvenliğini sağlarken, TC'ye yenilenebilir enerjiden üreteceğimiz elektriğin satılmasına

ve elektrik fiyatlarının üçte bir oranında düşmesini sağlanmasına neden karşı çıkılıyor?

Tüm bunlar yetmezmiş gibi KIB?TEK, tüm reel sektörden yıllık ortalama elektrik faturasının aylık

ortalamasının iki katını teminat mektubu olarak talep etmekte ve aksi durumda elektrikleri

kesmekle tehdit etmektedir. Yüksek girdi maliyetleri ve yüksek faiz oranlarıyla boğuşan dövizdeki

artışla sıkıntıları had safhaya ulaşan sanayi, turizm, ticaret, inşaat ve tarım?hayvancılık

sektörlerimizin banka teminatı talep edilmesi tam anlamıyla "ekonomik yıkımdır". Reel sektörün

geliştirilmesi ve yatırımlar için kaynak sıkıntısı yaşayan ülkemizde, teminat talebiyle ekonomideki

kaynakların boşa harcanacağı ve ekonominin daralacağı gözden kaçırılmamalıdır.

Sayın Akim, tüm bu gelişmeler çerçevesinde diğer örgütlerle istişare ederek bu konuları gündeme

getirdiğimiz için Sanayi Odasını ve sanayicileri hedef almaktadır. Ancak Elektrik Kurumunun bu

yapısından sadece sanayi, ticaret inşaat ve turizm sektörleri değil çiftçiler ve hayvancılarda ciddi

oranda şikayetçidir ve sanayicilerle aynı görüştedirler.

Sizin de zaman zaman sorguladığınız ve bizim daha önceki açıklamamızda da belirttiğimiz gibi

"Personel reformu yerine sınavsız 130 daha fazla personel alan, plansız?ileriyi öngöremeyen

yatırımlar yapan, güneş verimi yüksek olan ülkemizde yenilenebilir enerji yerine halkı zehirleyen

ithal fuel oile bağlı santral yatırımı yapan, petrol fiyatlarının tarihi düşüklüğüne rağmen fiyatların

ciddi oranda arttığını iddia eden, arz güvenliği ve çift taraflı çalışabilecek TC'den kablo ile elektrik

projesini hayata geçirmeyen, ihalelerde mahkemeye verilen, ihalesiz milyonlarca dolarlık alım

yapan, Sayıştay'ı kurumdan kovma cesareti bulan bir kurum başkanını artık sorgulamamız

gerekmektedir"

2013 yılında zam yapılırken, yapılacak reformlarla elektrik maliyetlerinin düşürüleceğini

açıklanmıştır. O tarihlerde kurumun özerk yapıya kavuşması, yenilenebilir enerji, santral, kablo ile

elektrik, elektronik sayaç ve diğer önlemler maliyetlerin düşürüleceği açıklanırken, petrol fiyatlarının

140 dolardan 50 dolara düşmesinden dolayı indirim yapılmıştır(o da olması gerektiği tarihten çok

sonra yapılmıştır)

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi tüm toplum Elektrik Kurumunun yanlış yönetiminden ve yapısal

bozukluklardan kaynaklanan yüksek maliyetli elektriğinin bedelini ödemektedir. Bununla birlikte

elektrik borcunu ödemeyen işletmelerin ve iş insanlarının elektriğinin kesilmesi gerektiğini ısrarla

tekrar belirtmek istiyoruz. Kurum kendisine borcunu ödemeyen bu işletmeleri ve iş insanlarını

kamuoyuna açıklayarak tüm iş insanlarımızı töhmet altında bırakmaktan da vazgeçmelidir.

Saygılarımla.."

Ali Çıralı

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları