"Akim, bütün iş dünyasını töhmet altında bıraktı"
"Sayın Özadam,
Son dönemlerdeki elektrik konusundaki köşe yazılarınızı ve beyanatlarınızı yakından takip ediyoruz.
Özellikle sanayi kesimini hedef alan açıklamalarınızı, sanayicileri de dinlemeden yapmanızın
konuların yeterince anlaşılamamasına sebebiyet verdiğini görmekteyiz.
Öncelikle sanayicilerin elektrik faturasını halkın ödediği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. İki tip
sanayi tarifesi bulunmaktadır. Tarife 5'ten kullanan sanayiciler elektriği 40 kuruşa, Tarife 6'dan
kullanan daha fazla elektrik tüketen sanayiciler ise ilk dilimde 40, ikinci dilimde 39 kuruşa elektrik
bedeli ödemektedir.
Bu noktadan sonra kws başına 10 kuruşluk indirim sağlanmaktadır. Bu indirim sanayi dışında tarım,
turizm, yükseköğrenim, basın gibi sektörleri de kapsamaktadır ve bu destek tutarı yıllık yaklaşık 20
milyon TL'dir ve KIBTEK'e Maliye Bakanlığı tarafından düzenli ödenmektedir. Yani bu 10 kuruşluk
indirim halkın KIBTEK'e ödediği bedellerden karşılanmamaktadır. Nasıl ki devletimizin küçükbaş
hayvancılığa 22 milyon TL, üreticilere doğrudan gelir desteği olarak 23 milyon TL, kalite belgeleri
desteği ve benzeri desteklere kaynak ayırdığı gibi üretici reel sektöre elektrik için de 20 milyon TL
ayrılarak, KIBTEK'e ödenmektedir. Devletin üreticilere ayırdığı destekler bir kısmı TC bir kısmı da
yerel kaynaklardan karşılanmaktadır. Ancak kaynağı nasıl olursa olsun üretim sektörlerinin doğru
şekilde desteklenmesi gerektiğine inanmaktayız.
Türkiye gibi ülkelerdeki reel sektörlerin 17?20 kuruş arasında elektrik maliyeti bulunmaktadır.
Amansız ve haksız rekabete maruz kalan bu sektörlerimizin rekabet edebilirliklerini artırmak için
Maliye Bakanlığından kws başında verilen 10 kuruşluk bir sübvansiyeye rağmen bu sektörlerin
kullandıkları elektrik maliyeti TC'deki fiyatların %50 üzerindedir. Kaldı ki, dünyanın pek çok
ülkesinde belli sektörler için elektrik girdileri devlet tarafından desteklenmektedir.
KIBTEK'ten uzun süredir mali tablolar, maliyet analizlerini ve diğer ilgili bilgilerin kamuoyuna
açıklanmasını talep etmekteyiz. Sözde halkın olan bir kurum tarafından bu bilgilerin şeffaflıkla ve
hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde yayınlanmasını savunmaktayız.(Son yaşanan basın
açıklamalarımızdan sonra nihayet bazı mali tabloların websitesine konduğunu öğrendik!) Ancak
talep etmemize rağmen halen daha maliyet analizleri paylaşılmamaktadır. Sn.İsmet Akim'in Kıbrıs
gazetesinde çıkan demecinde maliyet 50.6 kuruş, başka gazetelerde ve ortamlarda ise 46 kuruş
olduğu iddia edilmektedir. Bu analizleri detaylı olarak sözde halkın olan bir kurumun neden hala
daha paylaşmadığı sorgulanmalıdır. KIBTEK'e ait santralden 26 kuruşa çıktığı iddia edilen bir ürün ne
kadara mal edilmektedir? AKSA'dan kendi ifadelerine göre 31 kuruşa alınan ancak üst düzey
birinden aldığımız bilgiye göre 24 kuruşlarda olduğu iddia edilen maliyet, gerçekte nedir? Bunlar
neden paylaşılmamaktadır?
Maliyet analizlerinin kamuoyunda daha fazla saklanmaması , detaylı olarak incelenmesi ve tarafsız
mali uzmanlarca onaylanması gerekmektedir. Bu ortamda Sn.İsmet Akim maliyetlerinin 46 kuruş
olduğunu söylüyor ve sanayicisinden ticaret erbabına, tarımcısına, hayvancısına, turizmcisinden
inşaatçısına 39 ile 40 kuruş arasında satıldığından geri kalan 6?7 kuruşu halkın ödediğini iddia
etmektedir. Her şeyden önce maliyetin 46 kuruş olduğunu iddia ediliyor ama bunu bilimsel olarak
kanıtlanması gerekmektedir. Geçici akımın?98 kuruş, devlet tarifesi 58 kuruş gibi akımlardan
KIBTEK'e ilave sübvansiye yapıldığını söylememektedir. Bununla birlikte reel sektörün ekonomide
yarattığı çarpan etkisine(istihdam, katma değer, mal ve hizmet ihracatı, vergiler vb.) ilave olarak
ekonomide az ürün alanla çok ürün alan arasındaki farktan bahsetmemektedir. Bu sürümden
kazanma ekonominin temel yaklaşımlarıdır.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi reel sektöre yenilenebilir enerjide mahsuplaşma hakkı tanınmamakta,
hanelerdeki mahsuplaşma ise kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Almanya'da üretilen
enerjinin %50'sine yakınının güneşten karşılandığıyla ilgili haberler etrafta dolaşırken, bizim
ülkemizde vatandaşa kısıtlı yenilenebilir enerji, sanayici ve reel sektöre ise y.enerjide mahsuplaşma
imkanı sağlanmamaktadır. Ayrıca büyük çaplı güneş enerjisi santral yatırımlarına karşı çıkılmaktadır.
TC'den elektrik projesine yaptırdıkları raporlar çerçevesinde fizible olmadığı için karşı çıkılıyor.
Ancak TC Enerji bakanı "Kıbrıs'taki elektrik fiyatlarının üçte bire kadar düşeceğini" ifade ediyor.
Elektrikte arz güvenliğini sağlarken, TC'ye yenilenebilir enerjiden üreteceğimiz elektriğin satılmasına
ve elektrik fiyatlarının üçte bir oranında düşmesini sağlanmasına neden karşı çıkılıyor?
Tüm bunlar yetmezmiş gibi KIB?TEK, tüm reel sektörden yıllık ortalama elektrik faturasının aylık
ortalamasının iki katını teminat mektubu olarak talep etmekte ve aksi durumda elektrikleri
kesmekle tehdit etmektedir. Yüksek girdi maliyetleri ve yüksek faiz oranlarıyla boğuşan dövizdeki
artışla sıkıntıları had safhaya ulaşan sanayi, turizm, ticaret, inşaat ve tarım?hayvancılık
sektörlerimizin banka teminatı talep edilmesi tam anlamıyla "ekonomik yıkımdır". Reel sektörün
geliştirilmesi ve yatırımlar için kaynak sıkıntısı yaşayan ülkemizde, teminat talebiyle ekonomideki
kaynakların boşa harcanacağı ve ekonominin daralacağı gözden kaçırılmamalıdır.
Sayın Akim, tüm bu gelişmeler çerçevesinde diğer örgütlerle istişare ederek bu konuları gündeme
getirdiğimiz için Sanayi Odasını ve sanayicileri hedef almaktadır. Ancak Elektrik Kurumunun bu
yapısından sadece sanayi, ticaret inşaat ve turizm sektörleri değil çiftçiler ve hayvancılarda ciddi
oranda şikayetçidir ve sanayicilerle aynı görüştedirler.
Sizin de zaman zaman sorguladığınız ve bizim daha önceki açıklamamızda da belirttiğimiz gibi
"Personel reformu yerine sınavsız 130 daha fazla personel alan, plansız?ileriyi öngöremeyen
yatırımlar yapan, güneş verimi yüksek olan ülkemizde yenilenebilir enerji yerine halkı zehirleyen
ithal fuel oile bağlı santral yatırımı yapan, petrol fiyatlarının tarihi düşüklüğüne rağmen fiyatların
ciddi oranda arttığını iddia eden, arz güvenliği ve çift taraflı çalışabilecek TC'den kablo ile elektrik
projesini hayata geçirmeyen, ihalelerde mahkemeye verilen, ihalesiz milyonlarca dolarlık alım
yapan, Sayıştay'ı kurumdan kovma cesareti bulan bir kurum başkanını artık sorgulamamız
gerekmektedir"
2013 yılında zam yapılırken, yapılacak reformlarla elektrik maliyetlerinin düşürüleceğini
açıklanmıştır. O tarihlerde kurumun özerk yapıya kavuşması, yenilenebilir enerji, santral, kablo ile
elektrik, elektronik sayaç ve diğer önlemler maliyetlerin düşürüleceği açıklanırken, petrol fiyatlarının
140 dolardan 50 dolara düşmesinden dolayı indirim yapılmıştır(o da olması gerektiği tarihten çok
sonra yapılmıştır)
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi tüm toplum Elektrik Kurumunun yanlış yönetiminden ve yapısal
bozukluklardan kaynaklanan yüksek maliyetli elektriğinin bedelini ödemektedir. Bununla birlikte
elektrik borcunu ödemeyen işletmelerin ve iş insanlarının elektriğinin kesilmesi gerektiğini ısrarla
tekrar belirtmek istiyoruz. Kurum kendisine borcunu ödemeyen bu işletmeleri ve iş insanlarını
kamuoyuna açıklayarak tüm iş insanlarımızı töhmet altında bırakmaktan da vazgeçmelidir.
Saygılarımla.."
Ali Çıralı
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.