Sahte rapor yazan doktorlar kim?

Yayın Tarihi: 01/10/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bu konunun gündeme gelmesine en çok da ben sevindim;

Çünkü daha önceleri defalarca bu konuyu işledim, ilgilileri uyardım ama konu aslında sistemin çarpıklığı olduğu için ve çok kişiye dokunduğu için gelen giden hiçbir hükümet bu konuda parmağını arı kovanına sokmak istemedi…

K.T.Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim'in konu ile ilgili meslektaşlarına yaptığı bir çağrının metni elime geçince bir kez daha konunun hassasiyetinin gündeme gelmesi faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Önce bu metni sizlerle paylaşalım;

"Değerli meslektaşlarım,

Kamu yönetiminin ciddi boyutta yozlaştığı günlerden geçmekteyiz.Olumsuzluklara günah keçisi aranmakta ve kamunun düzensiz işleyişinin bir sebebi olarak da sıklıkla biz hekimlerin 'sahte rapor yazması' gösterilmektedir.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak siz değerli üyelerimizden ricamız hastalarımıza hastalık izni raporu düzenlerken dikkatli olalım.

'Sahte rapor şikayeti' almak biz Kıbrıs Türk hekiminin onurunu ciddi şekilde rencide etmektedir.

Haksız doktor raporları nedeniyle kamu hizmetlerinin ya da eğitimin aksatıldığının düşündürülmesinin önüne geçmek bizim elimizdedir.

Sağlık raporları düzenlenirken çok titiz olalım, raporlarımızın tıbbi hastalık anlamında detaylandırılması, anlaşılır olmasına ve yoruma açık olmamasına titizlik gösterelim.

Özellikle okul müdürlükleri ve/veya öğretmenler, kurum, kuruluş, devlet dairelerinin yönlendirmeleri ile hastalık izni raporu almak için tarafınıza müracaat eden kişileri veya yönlendirme yapan kurumları Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği sekreterliğine bildirmenizi rica ederiz.

Çalışmalarınızda başarılar diler, saygılar sunarız.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu (a)

Dr.Filiz Besim

Başkan"

…

Önce olumlu düşüncelerimiz;

Bu çağrı belki epey geciken bir çağrıdır ama yine de olması gereken bir çağrıdır…

Ne yazıktır ki kamu çalışanlarının büyük bir bölümü devletin kendilerine sağladığı hastalık raporları konusunda ciddi anlamda suistimaller yapmakta ve hasta olmadıkları halde eş-dost doktorlardan aldıkları raporları çalıştıkları daireye göndererek haksız bir tatil kazancı elde etmektedirler…

En azından bizim bildiğimiz doktorlar bile etik olmayan bu raporları hazırlarken yaptıklarının yanlış olduğunu bildikleri halde bir çoğu hasta ilişkisinden dolayı gücendirmemek maksadıyla hasta olmayan müşterilerine hasta raporu vermektedirler.

Filiz hanımın bu çağrısı ne kadar etkili olacaktır ya da ne kadar doktor bu çağrıya uyup kötü alışkanlıklarını sonlandıracaktır bilemeyiz ama bu konuda çok da umutlu olmadığımızı söylemek durumundayız.

Yine de ilk defa böyle bir çağırının yapılması en azından olayın vahametini görme açısından yararlı olmuştur…

…

Aslında bu konuya iki ayrı şekilde bakmak gerekiyor;

Birincisi dost-ahbap ya da müşteri ilişkisinden kaynaklanan sahte raporlardır.

İkincisi ve daha da önemlisi ne yazıktır ki bazı doktorların rapor olayını rant haline çevirdikleridir.

Bunu utana sıkına yazıyorum ama içlerinde tespit edilenler de olmuştur bunlar bu raporu imzalayıp bunun karşılığında maddi kazanç elde etme yolunu seçmiştir.

Düşünün bir kere;

Mezun olan bir tıp insanı hem de Hipokrat yemini ettikten sonra para karşılığı hasta raporları yazarak bundan ek kazanç elde etmektedirler…

Ve ne yazıktır ki K.T. Tabipleri Birliği'nin de bu konuda tespitleri vardır…

…

Şimdi de son olarak Filiz Besim'e sormak istiyoruz;

K.T.Tabipleri Birliği olarak soruşturulmuş ya da soruşturma kapsamında olan sahte ya da para karşılığı sahte rapor tanzim eden birliğinize üye olan kaç tane doktor vardır?

Onur kurulunuza bu konuda kaç tane vaka gönderilmiştir?

Yine onur kurulunuz özellikle de bir doktoru çok eski ve de ülkeye hizmeti geçtiğinden dolayı affetmiştir?

Bu açıklamayı ismiyle cismiyle yapmak size düşen bir görevdir!

Ama yok, 'biz eski olduğu için meslektaşımızı koruma kararı aldık ismini açıklamayız' derseniz de o zaman bu görevi biz seve seve yaparız…

Hadi cevabınızı bekliyoruz!

Anamur'da neler oldu?

Malum Türkiye'den hayat gelecek dediğimiz su konusu krize dönmek üzere…

Suyun Belediyeler Birliği'nin kurduğu şirketin yönetmesi kabul görmeyince KKTC'den bazı belediye başkanları Anamur'a götürülerek kendilerine bu konuda brifing verildi.

Ama Anamur'da yaşananlar ile ilgili bizim basına düşmeyenler de vardı ve bunu da Yeni Düzen'in köşe yazarlarından Sami Özuslu dünkü yazısında kaleme aldı…

İşte o ilgili satırlar:

"Anamur'a 28 belediye başkanından çok azı katılıyor. Bir kısım belediye adına da temsilciler gidiyor.
Suyun olduğu yerde de benzeri mesajlar veriliyor.
Suyun özelleştirilmesi gerektiği anlatılarak, belediyelerin tek tek her belediye meclisinin aldığı kararla kurulan BESKİ'nin 'işe yaramayacağı' konusunda başkanlar ve temsilciler etki altında bırakılmak isteniyor.
Bir TC yetkilisinin "Siz belediyeleri bile yönetemiyorsunuz, suyu nasıl idare edeceksiniz?" gibi bir cümle kurması üzerine, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü öfkeleniyor, "Yeter artık, bizi daha fazla aşağılayamazsınız! Suyu göndermeyecekseniz de göndermeyin" diyerek adeta çılgına dönüyor.
TC Yardım Heyeti'nin 'Anamur operasyonu' bu şekilde noktalanıyor.
TC-KKTC arasındaki 'su' ise ısınmaya devam ediyor…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları