5 TL'lik domatese bakar mısınız?

Yayın Tarihi: 03/10/15 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Haftanın 6 günü iş başı yapmadan arkadaşlarla takıldığımız yer bellidir;

Genelde 08.00-09.00 arasında Göçmenköy'de kalabalık bir grupla sandviç ya da tost yeriz…

En çok da büfe sahibi Sedat konuşur çünkü bütün bilgiler ona akar…

Daha fazla memleket meseleleri konuşulur yorumlar yapılır ama birkaç aya kadar herkes kendince konuşup sonuçta güle oynaya işine giderken acayip bir değişikliği hissetmeye başladım…

Herkeste bir surat herkeste bir şikayet ve sitemler epey yoğunlaştı!

Örneğin bizden daha genç bir meslektaşımız artık adayı terk etme düşüncesinde olduğunu söylemeye başladı…

Müteahhitlik yapan bir arkadaş da aynı fikirde 'artık bu memlekette iş yapılmaz oldu' diye sitem ediyor…

Ülkeye lastik atıkları konusunda ciddi paralar akıtıp yatırım yapmaya çalışan başka bir girişimci devletteki bürokrasiyi yerden yere vuruyor…

Sanatçı dostlarımızın birçoğu sanattan ekmek yiyemediklerinden dolayı düğünlere kadar düştüklerini dile getiriyor…

Dün bu konuları aramızda tartışırken büfenin camından Sedat dostumuz gırtlağı yırtılırcasına bağırıyordu;

Elindekini küçük olduğu için önce fark edemedim sonra yaklaşınca gördüm minik bir domatesti!

Sedat hiddetle bu hilkat garibesine benzeyen domatesi göstererek yine yüksek sesle sordu;

"Bu domatesi ben çarşıdan 5 TL'ye alıyorsam nasıl mutlu olayım ki?"

Bunu söylerken hiç de şakası yoktu çünkü resimde de göreceğiniz gibi psikolojik durumu her şeyi açıkça ortaya koyuyor zaten…

Daha kızarmamış ama birtakım kısımları kararmış, bir kısmı da çökmüş garip bir domatesti elindeki…

Her türlü kötü özelliklerine rağmen de kilosu 5 TL'den satılıyordu çarşı ve marketlerde…

"domates mevsimi geçti yemesin kimse" dedim ama Sedat bir esnaftı ve illaki ki o sandviç ekmeğinin içinde birkaç dilim de olsa domates olacaktı…

Türkiye'de bir kilosu en fazla 1 TL'den satılan hem de en iyi domates burada olsa demek ki en azından 10 TL fiyat biçecekler…

Ama Türkiye farklı burası çok farklı;

Türkiye'de özellikle gıda konusunda çeşitli seçenekler var…

Paranıza göre ister semt pazarına gider 50 kuruşa da domates bulursunuz, yok manandan daha kırmızı ve büyük domates isterseniz 2 TL ödeyip çantayı doldurursunuz…

Bizde durum farklıdır, genelde tek ürün vardır ve zengini de fakiri de aynı ürünü aynı fiyata alır…

Ben bunları kafamdan geçirirken tarımla yakından ilgili başka bir ağabeyimiz girdi araya;

"Bunun tek sebebi tarladan domatesi satın alan tüccardadır" diye…

Demesi şu;

Tüccar gidip üreticiden bu kötü domatesleri alıp piyasaya çok azını sürüyor…

Çoğunu çöpe atıyorlarmış!

Gerekçe de devletin ithal domatese izin verip Türkiye'den getirtmekmiş!

Ama yine insaflı davranıp pahalı da olsa hilkat garibesi de olsa fahiş fiyattan piyasaya sürüyor…

Alan alsın almayan almasın mantığı ile!

Diyeceğim şudur;

Domates de dahil olmak üzere artık ülkede çığırından çıkmayan tek bir sektör kalmamıştır!

Kimin eli kimin cebinde olmayan bir süreçte sürüklenip gidiyoruz…

Daha da kötüsü tünelin ucunda ufacık bir ışık bile yok!

190 milyon TL'lik kaynak!

CTP-DP hükümet döneminde yine bu sayfalardan ifşa etmiştik;

TC yardım Heyeti'nin sadece 2014 yılı için Milli Eğitim Bakanlığı için verdiği 18 milyon TL'lik kaynağın 9 milyon TL'si harcanmış ama 9 milyon TL'si geri gitmişti…

O zaman sorguladık ama kimseden tek bir kelime açıklama yapılmadı!

Çünkü yazdıklarımız doğruydu ve TC yetkilileri bile durumdan sıkıntılıydı…

Dün de bu kez milletvekili Ersin Tatar açıkladı;

Türkiye'nin hibe programından yatırımlar için bize ayırdığı paradan 190 milyon TL'si kullanılmamıştı!

Onun için hep dedim ve demeye de devam edeceğim;

Bizim ülkemizi yönettiklerine zannedenler ama aslında asıl dertleri koltuğu kaptırmamak olanlar proje özürlüdür…

Kimse kusuruma bakmasın olur mu?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları