Bağırsakları pisi pisine alındı!

Yayın Tarihi: 19/10/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ülfet Çalışkan, 68 yaşında…

Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde rahatsızlığından dolayı kendisine bağırsak kanseri teşhisi konuldu…

Bu teşhisi koyan doktorumuzun ismini şimdilik yayınlamıyoruz ama ileriki günlerde kesinlikle yayınlayacağız!

Ülfet Çalışkan kanser teşhisinden sonra ameliyat masasına yattı ve bağırsaklarının yarısı alındı…

Ama hastalığın kanser olmadığına inananlar da vardı ve alınan bazı parçalar Türkiye'de bir hastaneye gönderildi…

Türkiye'den gelen sonuç, kanser değildi!

Durum Ülfet hanıma bildirildi…

Sanırız kendisi de sevinsin mi üzülsün mü bilmiyordur!

Sevinir çünkü kanser değildir, üzülür çünkü pisi pisine bağırsakları alınmıştır, elbette bunun bir yan etkisi vardır!

…

Cuma günü 14.30'da Sağlık Bakanlığı'nda Müsteşar Ömer Gür ile randevumuz vardı…

Tam saatinde buluştuk 1 saatlik bir sohbet gerçekleştirdik…

Makam odasında Bakanlık Müdürü Yeşim Kubilay ve Yataklı Tedavi Kurumları Müdürü Katayon Kobat vardı…

Malum son günlerde bakanlığı eleştiren çok şeyler yazıyoruz, yorumluyoruz bana göre çok verimli bir görüşme oldu…

Ve görüşmenin hemen başında da belirttim, bizim ne bakanlığa, ne doktorlara ya da meslek örgütlerine her hangi bir garezimiz olamaz, yazdıklarımız tamamen yine aynı kesimlerden gelen ihbarlardır ve bunları değerlendiririz diye…

Umarım bana inanmışlardır!

…

Belirtmekte fayda var;

1 saatlik görüşme benim için yeterli olmadı!

Çünkü pek fazla detaya giremedik, bir de Müsteşar Ömer Gür, 15.30'da bir televizyon programına gideceğini söyleyince biraz da şevkim kaçmadı değil doğrusu!

Ama sıkıntı yok, elbette önümüzdeki günlerde kendileriyle çok defa görüşeceğiz çünkü elimizde daha kaleme almadığımız bize gelen çok sayıda irili ufaklı şikayet var!

Ama şuna çok şaşırdım;

Ülfet Çalışkan'a konulan yanlış kanser teşhisinden haberleri yoktu!

İnanmak ve inanmamak arasında kaldım, umarım gerçekten haberleri yoktu…

Ama şimdi haberleri oldu!

Ayrıca yanlış teşhisin hastane yönetimi tarafından da bilindiğini ama ört bas edilmeye çalışıldığını da vurguladım!

Soruşturur ya da soruşturmazlar, ama biz bu işin takipçisi olacağız ve yanlış teşhis koyan doktorun ismini de kesinlikle vereceğiz!

…

Ama benim hissettiğim biz bu işi gündeme getirmesek bu olay kapanıp gidecek!

Haklı yanları ise şu;

Hasta yanlış teşhis konusunda şikayetçi olmamış!

Olur ya da olmaz onu bilemem ama bir hayta yanlış teşhis koymadı diye ilgili doktor hakkında soruşturma başlatılmaması hiçbir şeyle izah edilemez!

Diyelim ki Ülfet hanım en azından kanser olmadığı için sevindi ve şikayetçi de olmayacak…

O zaman buyurun işte ben şikayetçiyim!

Ve bu şikayeti de Ülfet hanımın adına değil, bu olayın perde gerisinin aralanması için yapıyorum!

Sağlık Bakanı Salih İzbul,

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür,

Bakanlık Müdürü Yeşim Kubilay,

Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü Katayon Kobat,

K.T. Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim,

Tıp-İş Başkanı Sıla Usar İncirli.

Hasta bir vatandaşımıza kanser teşhisi konulmuş ve bağırsaklarının yarısı alınmıştır, ama hastanın kanser olmadığı ortaya çıkmıştır!

Hasta halen şikayetçi olmamıştır ama ben bu durumdan büyük rahatsızlık duydum ve bütün toplumumuz adına şikayetçiyim!

Söz sırası artık sizde…

3 bin 700 TL'ye doktor maaşı olmaz!

Devlet hastanelerinde doktor eksikliği var mı yok mu?

Bazı bölümlerde yok, buralarda işini kaytaran doktor var!

Devlette ki işini yeteri kadar layıkıyla yerine getirmeyip dışarıda çalışanlar hastaneler de sanki de doktor eksiği olduğunu görünümünü veriyor.

Buna bir de denetimsizlik eklenince zaten her şey kontrolden çıkmış durumda!

Ama bir de gerçekten doktor eksikliği çekilen bölümler var…

Ama özellikle de genç doktorların devlet hastanelere ilgisizliğin en büyük etkeni burada işe 3 bin 700 TL ile başlatılmaları…

Burada da büyük bir çelişki var;

Örneğin, yurt dışında okuyan ve ihtisas yapan genç doktorlara KKTC devleti 2 asgari ücret tutarında maddi katkıda bulunuyor. Buna bir de dışarıda aldığı maaş eklenince elle tutulur bir rakam ortaya çıkıyor.

Peki bu genç doktorlar KKTC'ye döndükleri zaman ne oluyor?

Devlet bunlara uyguladığı iki asgari ücret ödemesini kaldırıyor ve doktorlar 3 bin 700 TL maaş almak durumunda kalıyorlar!

İşte sırf bu yüzden bile yurt dışında öğrenimi biten genç doktorlar ülkelerine geri gelmiyor…

10 senelik bir eğitim sonucunda bu paraya kim olsa geri gelmez!

Zira bir çoğu burada devlet hastanelerinde ayda 3 bin 700 TL alacağına Türkiye'deki özel hastanelerde en az 15 bin TL tutarında maaş alıyorlar!

Aradaki fark dağlar kadar…

Bu olumsuz duruma mutlak bir formül üretmek gerek!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları