Sanayi arsaları kimlere verildi, onlar kimlere sattı!

Yayın Tarihi: 15/01/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kelli felli bir partili partisinin iktidar olduğu dönemlerde yeteri kadar yemiş ve yedirmiş ve ununu ipe sererek bir kenara çekilmiştir…Ama bizim devlet kaynakları babadan miras ya sıra artık yetişkin oğlundadır…
İşyerini genişletme kararı alan işletmeden içeri girer ve hiç ıvırıp kıvırmadan "10 bin sterlin ver bir arsa 15 bin sterlin ver iki arsa verelim" der!
Adam şaşırır…
Ne parası bu diye sorar…
"Partiye yardım" der yağız delikanlı sırıtarak!
Ne kadarı partiye gidecekse artık…
Bu teklif adamın hoşuna gitmez hatta biraz da tepki gösterir…
"Devletin malını kime satıyorsun?" diye sorar…
Genç adam 'sen bilirsin' der ve mekandan ayrılır!
İşletme sahibi bunu bir arkadaşıyla paylaşır arkadaşı da bize aktarır…
Biz de gideriz adamın dükkanına görüşlerini bizimle paylaşmasını isteriz!
Ama adam bir ilkokulda öğretmendir, kesinlikle şikayetçi olmadığını söyler…

…

Yukarıda yazdıklarım birkaç öncesinin yaşanmış bir olayı…
Konuyu sanayi arsalarına getireceğim için verdim bu örneği çünkü yeri gelmişti!
Sanayi arsalarının sürekli olarak iktidarda olan partilerin rant kaynağı olduğunun bilinmesi için yazıyorum…
Hoş bunları bilmeyen yok ama nedendir bilmem hiçbir zaman konu edilmez, kimse kimseyi şikayet etmez çünkü bireysel menfaatler söz konusudur!
Kimi bu arsaları partiye üç beş bin lira bağış yaparak alır kimisi beş kuruş vermeden sahip olur…
Bu arsaların üzerine inşaat yapıp fabrika kuranlar arsaları alanlar değil onlardan fahiş fiyatla satın alanlardır…
Şu sıralar örneğin Alayköy'deki bir sanayi arsasının 35-40 bin sterlin arasında alıcı bulduğu söyleniyor…
Devletin ensesinden tek kuruş sahip olunan devlet kaynakları bunlar!
Alırlar, birkaç ay ya da sene beklerler ve her nedense sonra da satıp parayı cebe indirirler…

…

Bilindiği üzere Ombudsman Emine Dizdarlı'nın son çıkışı ülkedeki bütün çirkin ezberleri bozdu ve halkta bir umut haline geldi…
Ben de bunun için konuyu gündeme getirme ihtiyacı duydum;
Ya da buradan bir suç duyurusu yapıp Emine Dizdarlı'yı göreve davet edeyim en iyisi…
Karşısındaki bir bakan da olsa sözünü dudaktan gözünü de budaktan esirgemeyen Emine Dizdarlı Kıbrıs Türkü için belki de son şanslardan birisidir…
Sanayi arsalarında da devlete çöreklenen yüzsüzler takımı rantın alasını elde etmekte ve eşe dosta peşkeş çekerek suç işlemektedirler…
Sayın Dizdarlı çıkışını bu konuda da sürdürerek devam ettirir ve örneğin son 10 yılın sanayi arsalarını masaya yatırarak kimlerin bu işten rant sağladıklarını pek ala ortaya çıkarabilir…
Ve kendisine bir ipucu verelim;
Ülkede sanayi arsası dağıtılacağı zaman o anki hükümette kimler bakansa kontenjan önceliği onlardadır…
Her birine iki ya da üç kontenjan verilir onlar da ya eşe akrabaya ya da ensesi kalın partiliye verir…
Sonra milletvekilleri sonra ilçe başkanları sonra ad örgüt başkanlarının payı vardır…
Onlar alır, satar ve ne yazık ki bu arsalara gerçekten ihtiyacı olanlar yıllardan beridir kuyrukta beklemek zorunda kalırlar!
Ombudsman Emine Dizdarlı'yı bizden suç duyurusudur…


Gözler Ahmet Benli'de!

Önceki akşam bir konuyu örenmek için Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli'yi aradım…
O sırada çorba içtiği için sohbeti çok uzatmak istemedim ve en kısa zamanda görüşme temennisinde bulundum…
Cevabı gayet ilginç geldi bana…
"Görevlerimi teslim edeyim daha sık görüşeceğiz" dedi!
Bugün yarın 'benden bu kadar' deyip köşesine çekilirse kimse şaşırmasın…

"Kudret otursun okey oynasın!"

İskele'den siyasette epey önemli olan bir abimizle sohbet ediyoruz…
Konu olası bir erken genel seçime geliyor.
O da mevcut siyasetten ve siyasilerden şikayet ediyor…
Ve can alıcı soruyu soruyorum;
"Sizin bölgede insanlar ne düşünüyor" diye!
Demesine göre İskele ve çevresinde de Kudret Özersay ve ekibine epey rağbet var…
Hatta sözü şöyle bitiriyor;
"Kudret seçimlerde hiç çalışmasa ve kahvede oturup okey oynasa bile bu seçimi kazanacak…"


156 yatak yetmiyor!

G.Mağusa Devlet Hastanesi'nden hekim bir arkadaş ile telefon sohbetindeyiz…
Bir dokun bin ah işit misali;
Hastaneye sadece acil servise günde 200 kadar hasta geliyormuş…
Hafta sonları bu rakam 300'lere kadar çıkıyormuş!
Bir de şu salgın var ya yüksek ateş ve ishal…
Hastanenin müthiş bir yoğunluk yaşadığını ve bir çoğunun yatması gerektiğini ama 156 yatağın yetmediğinden tedavi gördükten sonra evlerine gönderilmek zorunda kaldıklarından dert yandı…
Neredeyse ülkenin yarısına hizmet veren bir hastane…
Ve sadece 156 yatağı var!
İnanılır gibi değil…


Bu korku niye!

"Elektrik Şebekeleri birleşti" diye haberler yapmıştık... Daha sonra CB Sözcüsü "Geçici" demişti... Bu geçici süre sona erdi mi? Ermediyse, yani hala daha birleşme devam ediyorsa, bu korku niye?
İşte size fırsat, "Kurtulmak istiyorum, var mısınız" diye sor, Olumlu cevap alırsan, vur kıçına tekmeyi aksaya aksaya gitsin... eğer cevap olumsuz ise, o zaman da dön toplumuna "Dişi biraz sıkmak lazım" de, yine aksaya aksaya gitsin...
Ne diyorum ben yahu!!! Sizin yapacağınız belli... 2-3 saatlik dikleşmeden sonra aksaklık çıkarmadan cici çocuk olma halleri..."

(Ali KİŞMİR)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları