Birisi Bakan beyi kandırıyor!

Kumarcılar Hanı tartışmaları çok değişik bir boyut kazandı…

Önce Bakan Sucuoğlu ve eski bakan Denktaş kürsüde bu konuda kapıştı sonra da evraklar orta dökülmeye başlandı…

Asıl konu şu;

Kumarcılar Hanı restorasyon çalışmalarında yolsuzluk var mı yok mu!

Bir takım işlemler eksik yapıldı mı?

Burasının tamiratı için devletin kesesinden olması gerekenden fazla para çıktı mı?

Ya da ortaya konulan suçlamalar ne kadar bilimsel yapılıyor?

Bizim ilk algıladığımız şu;

Çok iyi niyetli görev başlayan Bakan Sucuoğlu'nu içeriden birileri fena halde yanlış yönlendiriyor ve buradaki amacı ise tamamen şahsi hesaplar!

Hele de bu kişinin halen bakanlık içinde imza yetkisinin elinden alınması ve bu konuda mahkeme sürecinin devam etmesi!

Bakanın yeni olmasını ve konuya çok uzak olması nedeniyle bir takım sözde soruşturmalar açılıyor ve bunlar basında yayınlanıyor…

Günün sonunda perde arkasındaki isimler değil bakan suçlu olacak, kabak da onun başında patlayacak gibi görülüyor…

…

Geçenlerde bir başka konular için Sayıştay Başkanı Osman Korahan ile görüşüyoruz…

Korahan'ın önünde bir kağıt Kumarcılar Hanı restorasyonu için bir avukattan gelmiş…

Hani şu bakanın hem de meclis kürsüsünden açıkladığı bilirkişi raporu sonuçları!

Yetkisiz diyorum çünkü bilirkişi her nedense Mimarlar Odası tarafından belirlenmiş…

Mimarlar Odası'nın bu soruşturmanın tarafı olamaz!

Yasalara göre bilirkişi kasede Mimar ve Mühendisler Odası tarafından atanabilir ve o da yönetim kuru üyesi olamaz!

Yani sonuç şu;

Bakan Faiz Sucuoğlu'nun meclis kürsüsünden bilirkişi raporu diye okuduğu yazının yasallığı yok…

Ayrıca çok daha büyük bir iddia;

Bilirkişi raporunun imzasının olduğu raporu yine daire içinde imza yetkisi elinden alınan müdürün hazırladığı ifade ediliyor!

Sayıştay Başkanlığı bu konuda Mimar ve Mühendisler Odası'nın yetkili olduğunu kabul etti ve onlardan bilirkişi raporu istedi…

O rapor yasal ve gerçek rapor olarak kabul edilecek!

…

Daha ciddi konular da var;

Şu anda tartışma konusu olan ikinci etap çalışmalar!

Ama ne gariptir ki Kumarcılar Hanı'nda üçüncü etap da başlatıldı…

İkinci etap soruşturulurken üçüncü etabın apar topar başlatılması da kafada çeşitli soru işaretleri oluşturuyor!

Üçüncü etap çalışmaları kıs bir süre içinde bitecek peki o zaman ikinci etabın soruşturması nasıl sağlıklı olarak yürütülecek?

Ya da bu acelecilik niye!

Ve başka önemli bir konu;

Birinci etapta çok büyük yanlışlıklar yapıldı ve bu konuda Mimar ve Mühendisler Odası'nın yetkilendirdiği İnşaat Yüksek Mühendisi Cem Taneri'nin çok bilimsel hazırlanmış bir raporu var…

Yani birinci etap çok yanlış işlerle doluyken üçüncü etap nasıl olur da birinci etabı yapan ilgili şirkete tekrardan verilir?

Bunun bir cevabı var mı acaba?

…

Sonuç olarak;

Kumarcılar Hanı'nın restorasyon işlemleri sırasında eğer bir arsızlık hırsızlık ve yolsuzluk varsa elbette buna sebep olanlar en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır!

Devleti parasını kimsenin oraya buraya peşkeş çekilmesine kimsenin gönlü razı olmaz!

Ama burada kaderi hala mahkeme sonucunda belli olacak bir müdürün bakanı yanlı yönlendirmesi söz konusudur ve ilgili şirket yargısız infaz kuralıyla yıpratılmaya çalışılmaktadır…

Bu müdür arkadaşın marifetlerini çok kısa bir sürede yine bu köşede sizlerle paylaşacağız!

İŞTE GERÇEK RAPOR: Kumarcılar Hanı'nın ikinci etabı uyduruk ve yasal olmayan kişiler bilirkişi seçilerek hazırlandı ama bu konuda gerçek ve yasal olan İnşaat Yüksek Mühendisi Cem Taneri'in 27 Haziran 2014 tarihli sayfalar dolusu tamamen bilimsel olarak hazırlanmış raporu var.

Bunları 5 defa kovmak lazım!

"Günaydınlar bugünkü (Cumartesi) yazınızın içinde başka bir haber var aslında…

İlanda adı geçen Dr Hasan Feray;

1.Devlet Hastanesi Doktoru

2.Lemar Yolu Kliniği

3.Yakın Doğu (teşekkür ilanı)

4.Başkent Hastanesi (yanılmıyorsam Fikri Orakçıoğlu vefatında adı geçmişti)

5.Kolan Hastanesinde Anjio yapıyor Şu an benim sayabildiğim 5 iş!

Kısa bir süre önce Orakçıoğlu'nun vefatı ile ilgili başka bir Dr arkadaş 2. İş nedeniyle kamudan kovulmuştu.

Bunları 5 defa kovmak lazım!.."

"Dilin kemiği yok!"

"Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bazı siyasi "analistler", siyasiler ve de anketler "en fazla yüzde 5 alır" diyorlardı, Halk bunu DÖRDE KATLADI yüzde 21'lerde destek verdi, destek verdiniz.

Şimdi bakıyorum da aynı isimler Halkın Partisi için "en fazla yüzde 10 alır" diyorlar.

Varsın desinler, dilin kemiği yok, Halk kendi gücünün farkına vardı artık…"

(Kudret Özersay)