Özgürgün niçin susuyor!
UBP'nin üst düzey yetkilisi bir arkadaşla sohbetteyiz
"Partimiz Tahsin Ertuğruloğlu'nu yalnız bıraktı" diye yorumda bulundu!
Doğru bir tespittir çünkü Ercan konusunda herkes konuşurken konuşmayan tek kesim UBP'liler oldu!
Aslında konuşuyorlar ama sadece kendi aralarında
Bir çoğu da Ertuğruloğlu'nu suçlu görüyor!
Ve genel kanı şu;
"Tahsin bey belki de dünyanın en iyi ve dürüst insanıdır ama bu konuda yanlış yaptı!"
Yani Ertuğruloğlu sınır ötesi birileri tarafından yanlış yönlendirildi ve yanlış bir karara imza attı
Sadece kendi değil Bakanlar Kurulu'nun tümü bu konuda hatalıdır!
Hatta iddialı bir şekilde şunu söyleyebilirim ki;
Başbakan da dahil tek bir bakan bile bu sözleşmeyi okumadan onaylamışlardır
Tahsin bey ne kadar suçluysa onlar da en az onun kadar suçludur!
UBP'de çok ilginç bir süreç yaşanıyor
Kamuoyu vicdanında Ertuğruloğlu suçlu kabul edilirken kendini tek bir partilinin bile desteklememesi, bu konuda bir açıklama yapmaması gözden kaçmıyor!
Özellikle de Genel Başkan Hüseyin Özgürgün;
Ülkenin büyük bir çoğunluğu Tahsin Ertuğruloğlu'nun tepesine binerken tek kelimelik bir açıklama yapmayarak aslında o da bakanın yanlış yaptığını teyit eder niteliktedir!
Hani derler ya suskun kalmak bazı şeyleri kabul etmek anlamındadır diye
Kim bilir Özgürgün belki de bakana olan tepkisini böyle gösterme yolunu seçmiştir!
Kendince haklı olabilir ama burada Özgürgün daha fazla sessiz kalamaz, kalmamalıdır
Ya bakanına sahip çıkacak ona destek açıklaması yapacak
Ya da onun yanlış yaptığını kabul edip görevden alacak!
Bu konuda üçüncü bir yol yok
Hele de UBP tabanının geniş bir bölümü Tahsin beyi suçlu ilan ederken ve kelle isterken!
Ertğruloğlu 'şebeke' iddiasını ortaya attı ve kenara çekildi
"Onlar kendilerini bilir" diyor başka bir şey demiyor!
Büyük hata yapıyor
Eğer parti içinde varsa böyle bir teşkilat bu partinin değil bütün toplumun sorunu demektir!
Çünkü UBP'yi bu günlere getiren siyasiler değil toplumun kendisidir
Sırf bu nedenle bile UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgünbir an önce konuyu ciddi bir şekilde masaya yatırıp nihai kararırı vermelidir!
Ertuğruloğlu yine çuvalladı!
Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu hatalar zincirine devam ediyor
Ercan konusunda önce CTP'lileri suçladı ama bunu ispatlayamadı!
Sonra kendi partisi UBP'den birilerinin üstüne attı
O da fos çıktı!
Nasıl mı?
Ertuğruloğlu bir gazetenin kendi hakkında anket yaptırdığını ve partililere mesaj atarak kalsın mı gitsin mi sorusunun sorulduğunu iddia etti
Oysa mesajlar sadece UBP'lilere değil cep telefonu abonesi olan herkese gitmişti!
Sonra Yeni Bakış gazetesini bu anketle ilgili para almakla suçladı
UBP'li iki kişinin gazete giderek paranın yarısını aldığını diğer yarısını da anket yayınlandıktan sonra alacağını iddia etti
Ama yine çuvalladı!
Çünkü dünkü Yeni Bakış Gazetesi'nde anket yayınlandı ve sonuçta çoğunluk Ertuğruloğlu'nun kalmasından yana oy kullanmıştı
Şimdi merakla bekliyoruz;
Tahsin bey bu işte kimi suçlu gösterecek diye!
İspiyoncu kim!
Ombudsman Emine Dizdarlı Ercan'daki çıkışıyla ezber bozdu ve gönülleri fethetti
Kendisine kamuoyundan büyük destek gelirken eleştirildiği tek konu Ercan konusunda yaşanan suçlamaların kaynağının gizli tutulması
Dizdarlı 'kaynak açıklanamaz' diyemez çünkü bu kural gazeteciler için geçerlidir!
Bize göre de bu konuyu kendisine kim taşıdı açıklamalıdır
Çünkü insanın aklına b sefer şöyle bir soru geliyor;
Bu ciddi rakamdaki ihalesiz işle acaba kimlerin rantı kesilmiştir?
Dizdarlı'ya bu bilgiler bir rant kaybından dolayı mı verilmiştir?
Sevgili Aysu dün Genç TV'de Dizdarlı'yı konuk etti ve kendisine bir mesaj atarak bu konuyu sormasını rica ettim o da sordu
Emine Dizdarlı bu konuda bir açıklama zorunluluğu olmadığını söyledi.
Ancak yine Dizdarlı, bu kez Ercan ihalesiyle ilgili bazı şikayetler aldığını bunun kaynağını açıklayacağını ifade etti.
"Maraş'ta kanser oluyoruz!"
Mağusa'nın Maraş bölgesinden Kenan İnatçı adlı vatandaşın şikayetlerini dinledik dün
Kendisi şu anda kanser tedavisi görüyor ve şükürler olsun atlatma aşamasında
Maraş'taki yerleşim birimlerinin genelde seralarla iç içe olduğunu ve burada kullanılan odun, kömür, naylon atığı ve yağ atıklarının ısıtılmada kullanıldığını ve dumanından da vatandaşın zehirlendiğini sonuçta da kanser olaylarının arttığını ifade etti.
Eski milletvekillerinden Mehmet Öztürk'ün de bu nedenle hayatını kaybettiğini söyleyen İnatçı yetkilileri göreve davet etti ve seralar ile iç içe yaşamın kanser vakalarını daha da arttıracağı uyarısında bulundu
Sağlık ve Çevre Bakanlıklarının dikkatine!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.