Bir gardiyanın not defterinden (1)

Yayın Tarihi: 21/03/16 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

30 yıllık meslek hayatım boyunca iki kez girdim Merkezi Cezaevi'nin içinden…

Bir çoğunun sadece film ya da televizyon dizilerinde görebileceği mahkum koğuşlarını gezdim onlarla sohbet ettim, yaşadıkları çok da güzel olmayan ortamları gördüm…

Hepsinin ayrı bir hayat hikayesi vardı…

Kimi bilerek suç işlemiş, kimi suç işlemek zorunda kalmış kimi de halen yargı aşamasında olduğu için ümitli bir bekleyiş içindeydi!

Ama işte o cezaevinin içinde sadece mahkumlar değil gardiyanlar da vardı…

Zor ve olumsuz şartlarda çalışan aslında sizden bizden biri olan gardiyanlar!

Bunu meslek edinmiş ev geçindiren, emeklilik hayal eden gardiyanlar…

Şu anda elimde 10 tane ajandadan oluşan mesleki anılar var…

2 ay kadar önce ulaştı elime…

Zaman buldukça büyük bir titizlikle ve güzel el yazısıyla yazılmış anıları okudum, zaman zaman güldüm zaman zaman da dehşete düştüm!

Bunları size fırsat buldukça bu sayfada paylaşıp içeride yaşanan ilginç olayları sizin de öğrenmenizden başka bir amacım yok!

Tabi bir de şimdiye kadar devletin buraya yeteri kadar göstermediğini, ilgisizliğini bir kez daha gündeme getirmek amacım…

İçerideki ve dışarıdaki hayatın bambaşka olduğunu da herkes öğrensin diye!

Devletin ilgili makamları bunları dikkate alırsa ne ala…

Önce bu notların sahibi gardiyanın 8 Ocak 2000 tarihinde yazdığı bir yorum, bakış açısı nedeniyle çok önemli;

"Burası Kıbrıs'ın Merkezi ve tek cezaevidir…

Başımıza idareci olarak getirilen tüm rütbeli yöneticiler bu mevkilerin adamı değildir!

Hepsi birbirinden korkak olduğu için de mahkumlar tarafından korkutuluyorlar…

Bu tür görevlere mizacı sert adamlar getirilmeli!

Bu cezaevinden mahkum, Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi ulusuna yararlı bir vatandaşlar olarak değil de, 'zaten cezaevinde istediğimiz gibi yaşıyoruz, içeride sıkıntı, dert, tasa, ceza yok, dışarı çıktığımızda veya cezaevinde başka bir suç planı yaparım, ya başarırım veya başaramazsam bile önemli değil, cezaevine dinlenmeye giderim' diye düşünüyorlar…"

20 Şubat 2008…

"Güzelyurt'ta bulunan bazı şahıslar C.Ü'ye getirmek maksadıyla portakalı oyarak içerisine 90 adet roj hap yerleştirildi.

Nizamiyeden geçiş sırasında yapılan yoklamada içinde hap olan portakallar tespit edilmiştir…

Bu haplar C. Ve N.Ü.'ye gelmişlerdi ama her zamanki gibi yine kurban bulundu ve suç M.Ö. adlı şahısa yüklendi!

Yine bugün çıkan gazete yazısında 25 adet hap bulunduğu bildirildi…

Peki diğer haplar nereye gitti?

Bu C.Ü'nün ne ilk ne de son olayı ama inatla hiçbir cezai müeyyide uygulanmıyor!

Buraya cezaevi dışında başka bir isim verilmeli…

Ama ne?..

30 Nisan 2008…

"Karakol görevlisi H.H. karakol görevindeyken ve görevini başarılı bir şekilde uygularken her zamanki gibi mahkum Y.O., A.Y., M.K tarafından tehdit edildi.

Tabi bunun karşılığı olarak cezaevi yetkilileri bu olayın karşısında her zamanki gibi yine bir şey yapmadılar…"

1 Mayıs 2008…

"Cezaevi her gün kötüye gidiyor ve bu kötü gidişe dur diyen olmuyor…

Tabi ki bu olayları körükleyen ve dur demeyen ilk etapta İçişleri bakanlığı ve Müsteşarımız A.A beydir.

Çevik birliğin cezaevine gelip görevlerini yaptıktan sonra mahkumlara karşı çok toleranslı davranmaya başlamış, o gün bugündür tolerans devam etmektedir.

Artık öyle bir duruma geldik ki mahkumlar cezaevini yönetecek seviyeye kadar geldiler…"

19 Mayıs 2008…

"Yine kötü bir gün yaşandı…

Zaten hiçbir zaman iyi bir şeyler yazamayacağım ya!

Kulede nöbet tutan O.K ve yeni binada bulunan H.Ş. adlı iki gardiyanın başlarına gelen kötü bir olay;

Yeni bina 3'de bulunan E.O ve ekibinin topu dışarıya kaçmış. Beyefendiler topu istemek için ilk önce kulede bulunan O.K'yı taşladılar.

Ne topları dışarı çıktı ne de topları onlara anında geri verilmedi!

Daha sonra da topu onlara vermeye giden gardiyan H.Ş'ye 'lan şerefsiz topu niye zamanında atmadın' diye hitap ettiler!

İfadeleri yazılıp verildi…

Ne bakanlık ne idare ne de vardiya subayları olaylara bir tepki gösteriyor, ne yapacağız artık bilemiyoruz…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları