Panik yok! Nisan maaşları hazır...

Yayın Tarihi: 21/04/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Benim berber Mahmut'un dükkan tam Maliye Bakanlığı'nın karşısında…

Berber Ahmet rahmetli olduktan sonra hep Mahmut'a gitmeye başladım!

Anadolu'nun bağrından yıllar önce gelmiş burada evlenmiş üç çocuk sahibi…

Dün onunla sohbet ederken son haftalarda müşterilerinde ciddi düşüşler olduğunu söylüyordu…

Aslında müşteri sayısı aynı ama insanlar haftada bir değil 15'de bir ya da ayda bir berbere gitmeye başlamışlar…

Devlet memuru da, özelde çalışanı da emeklisi de…

Bizim berber şu tespitte bulundu:

İnsanların gelirinde ciddi bir düşüş var ama cebinde parası olan da artık dükkana sık gelmiyor!

Ne olur ne olmaz düşüncesiyle…

…

Biz Mahmut ile dükkan önünde sohbet ederken Maliye Bakanlığı'nın kapısından Serdar Denktaş çıktı…

Elinde nazarlık boncuklu bir tespih!

Ya sabır çekiyordu kesin diye düşündüm…

Bende de çok tespih var ama ne hikmetse genelde sıkıntılı dönemlerde bilinç dışı olarak elime alır ve çekerim…

Döndürmesini de bilmem!

Serdar Denktaş'ı hazır görmüşken yanaştım ve ayaküstü sohbete başladık…

Sonra makamına davet etti sohbet koyulaştı!

Benim de aklım fikrim ay sonu ödenmesi sorun hale gelen maaşlarda…

Bizde her şey maaşlara endeksli ya!

…

Ansızın duyunca kulaklarıma inanamadım…

Denktaş dedi ki;

"Nisan maaşları hazır hiçbir sıkıntı yok!"

Çünkü inanılır gibi değildi…

Daha dünkü yazımda maaşların ödenmesi için 62.5 milyon TL'ye ihtiyaç olduğunu yazmıştım…

Sonra narenciyeciye ayrılan para ile maaş açığı 70 milyon TL'ye çıkmıştı!

Kasada kuruşu olmayan bir Maliye Bakanlığı bu kadar büyük bir parayı nereden bulmuştu ki…

Hem de Denktaş'ın elinde sihirli değnek olmadığı halde!

Ama bir şekilde bulmuş ve bunun da müjdesini vermişti…

Nereden bulduğunu sonra kendisi açıklasın!

Devletten kuruş gelirim yok ama inanın devlette çalışan birisi kadar sevindim bu habere…

Toplum son günlerde öyle bir gerildi ki varsa da yoksa maaşlar!

Sadece çalışanlar ve emekliler değil esnaf da bu parayı dört gözle bekliyor…

Toptancıyı ödeyecek, kirasını, yatırımlarını ödeyecek!

İnanın derecesiz memnun oldum…

…

Sohbet daha da koyulaştı…

Denktaş içini dökmeye başladı ve şeyle dedi;

"Maaşları ödemek bu ülkede artık icraattan sayılıyor, oysa bu devletin asli görevidir…"

Ne yazık ki öyle oluyor artık bizim ülkede!

Aylık ve 13. Maaşlar ödeniyorsa sanki de olağanüstü bir şeymiş gibi geliyor yöneticilere de vatandaşa da…

Denktaş ekledi;

"Artık bu ülkede maaş ödenmeme korkusunu kaldırmamız gerekiyor, birinci hedefimiz bu olacak…"

Sevindiren sözleri ise şöyleydi;

"Özelden keserek maaş veren değil özeli de yücelterek bir sistem kurmak zorundayız…"

Aynen öyle işte…

Biz de müteahhitlerden kesiliyor, üreticiden kesiliyor maaşlar ödeniyor!

Özel sektör ise büyüyeceğine daha da küçülüyor…

…

En kötüsü de maaşların ekonomik protokole endeksli olmasıydı…

İmza yoksa para da yok meselesi!

Bu ay maaşlar bir tamam ödenecek ama bu para Türkiye'den gelmeyecek…

Asıl bundan sonrası önemli!

Denktaş'a sordum;

Hadi bu ay bir şekilde maaşları ödediniz ya sonra! Protokol ne zaman imzalanacak?

Kesin bir dille şöyle dedi;

Protokol bu şekliyle imzalanmaz, ama bir ortak noktada mutlaka buluşacağız…

"Ekleyeceğimiz şeyler var, çıkaracağımız şeyler var, değiştireceğimiz şeyler var" diye devam etti…

Denktaş ülkede ciddi bir yangın olduğunu, öncelikle yangının büyümesini önleyip, sonra söndürmeyi daha sonra da sistemi yeni bir yapıya kavuşturma gayreti içinde olacaklarını ve bunun için de toplumun geneli ile muhalefetin yardımlarına da ihtiyaçları olduğunu ifade etti!

…

Muhalefet, sivil toplum örgütleri ya da onun gibi düşünmeyenler Serdar Denktaş'a deste verir mi bilemem…

Ama KKTC artık dip noktaya yakın bir yerdedir!

Maaşlarını bile ödemekten aciz hale gelen ya da başka derdi olmayan bir devlet modelinin yaşama şansı yoktur…

Sistemsizliğin sistem haline geldiği, bireysel menfaatlerin toplumsal menfaatlerin önüne geçtiği bir ortamda başarı şansı hiç mi hiç yoktur!

Derdimiz bu ay sonu maaşların ödenmesinden ziyade daha geniş bir bakış açısıyla toplumun genelinin refaha kavuşturulması meselesi haline gelmelidir…


Su daha erken verilecek!

Beni iyi tanıyanlar bilir, susuzluk fobisi gibi bir durumum var…

Hele de tuzlu metal kokan suyun bile kıt kanaat verildiği bir ülkede!

Serdar Denktaş'a bu konuyu da sordum, içimi rahatlatan şeyler söyledi;

TC'li yetkililer ile görüşmüş, normal şartlarda Türkiye'den ada geneline Ağustos ayında verilecek suyun en azından büyük kentlere Mayıs sonunda verilmesi için bir çalışma başlatılmış…

Suyun sisteme verilmesi tarihi erkene çekilip özlene suya önce kavuşacağız sanki de!

Toplumun moral ve motivasyonu açısından olumlu bir gelişme…

Hele de benim içim daha da önemli!
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları