"Ölümüm motordan olsun!"

Yayın Tarihi: 07/06/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sanırım 1987 yılıydı…

Küçük bir motosikletim vardı özellikle yaz aylarında havadar olduğu için işe gelip giderken bunu kullanmayı tercih ederdim…

Bir akşamüstü Lefkoşa'da Ledra Palace ışıklarında yerdeki yağ birikintisini görmedim ve feci halde düştüm!

Aslında küçük bir kazaydı ama o oldu…

Değil motosiklet sürmek başka bir sürücünün arkasına bile binmiyorum!

O korkuyu bir türlü içimden atamadım, büyük ihtimalle de atamayacağım…

…

Çok sayıda motosiklet tutkunu arkadaşım, dostum var…

Sohbetlerde onları hayranlıkla dinlerim!

Çok da taktir ederim çünkü onlardan aldığım kültüre göre motosiklet sürücülüğünün kural demek olduğunu, disiplin demek olduğunu öğrendim.

Yaptıkları uzun turlarda hep bir liderleri vardır ve en tecrübelisi ya da gidecekleri bölgeyi en iyi bileni grubun başına geçer…

Tura çıkmadan önce hep toplantı yaparlar, kuralları hatırlatırlar, yeni sürücülere daha fazla önem gösterirler…

Baba nasihati niteliğindedir konuştukları!

Tur biter ve yine toplantı yaparlar, yanlışlar, doğrular ve aksaklıklar belirlenir…

Hayranımdır onların bu disiplinine ama beni de bir türlü o turlara katılmaya razı edemezler!

Çünkü ben hep dört tekerden yana olduğumu söylerim…

…

Konu tabi ki Pazar günü yaşanan felaket…

Gencecik bir yaşamın son buluşu!

Hem de pisi pisine…

Bizimkisi tabi ki dışarıdan gazel okumadan başka bir şey değil!

Çünkü ölümlü kazalar sonrası ateşin gerçek acısı bazı ailelerin yüreğine düşüyor…

Ana ve babalar, kardeşler can kaybediyor!

Hem de bir daha geri dönemeyecek olan canlar…

Hayatları kararıyor ailelerin kötü haberden sonra!

Biz birkaç günde unutup gidiyoruz ama kabristanlıklarda yıllarca ağıtlar yakılıyor…

Ateşin düştüğü yeri yaktığı böyle bir şey işte!

…

Ama öyle motosiklet tutkunu gençler var ki anlamak mümkün değil…

Onlar için yaşam biçimi motosiklet sürüp hız yapmak!

Öyleleri var ki;

"Ölümüm motordan olsun" bile diyerek sevdalarını bu sözlerle anlatıyorlar…

Kaza ve sonrasında gelen ölüm!

Nasıl olur da bir genç motosiklet kazasından gelecek olan ölüme tutkulu olabilir ki…

Anlayamam, aklım ve fikrim almaz bunu asla!

Hiç mi düşünmezler ardında bırakacakları gözü yaşlı yüreği dağlanmış sevdiklerini…

Bir insan nasıl olur da doğal bir ölüm yerine motosiklet kazası sonrası ölümü tercih eder!

…

Allah kimseye böyle bir evlat acısı tattırmasın…

Ama artık temenniden de öte bir şeyler yapmak gerek!

Gözümüzün önünde gencecik fidanlar gidiyor…

Tutku ve gençlik ateşi o demir yığınlarını bir canavara dönüştürüyor!

Bunun muhakkak bir bilimsel açıklaması ve tedavisi olmalı…

"Ölümüm motordan olsun" diyebilen bir gençlik yaratmışsak eğer bunun önüne geçmek için muhakkak ki herkesin yapabileceği bir şeyler olmalıdır!

Tabi ki başta ana ve babalar, sonrasında da devletin kurumları ve sivil toplum örgütleri…

UBP'li 88 genç!

CTP-DP dönemiydi…

Devletin çeşitli kademelerinde istihdam edilenler bu hükümet tarafından işten durduruldu!

Dün işten durdurulan bir grup UBP'li genç ziyaret ederek işlerine geri dönmek istediklerini söylediler…

Gerekçeleri de şuydu;

Başbakan Hüseyin Özgürgün muhalefet döneminde hepsine söz vermiş…

Hem de namus sözü!

"İktidara gelince hepiniz tekrar işinize döneceksiniz" demiş…

Kendisine bunu hatırlatmamızı istediler!

İstihdam edilmeleri etik ya da değil…

Sadece hatırlatma görevimizi yapıyoruz!

"Postadan tarıma!"

"Tarım teknik iştir.Ancak bu eğitimi almış kişiler yön verebilir.Atılan her adım için de ilgili yasaların bilinmesi gerekir.Atanan müdürlerin mutlaka Tarımla ilgili eğitim alması gerekir ki doğru kararlar üretebilsin.

Tarım bakanlığı bakanlık müdürü idari görevleri dışında bakanlığa bağlı dairelerin verdiği ön izinleri de kontrol edip onaylar ki bir yanlış karar verilmesin. yani hayvansal gıdalar,yemler,meyve sebze izinleri,tarımsal ilaçlar,gübre biyosidal ürünler ve daha birçok ürünün onayı bakanlık müdürü tarafından yapılır.

TARIM BAKANLIĞI BAKANLIK MÜDÜRÜ UBP Tarafından atanmıştı ama CTP tarafından görevden alınmadı. Bugünkü hükümet bakanlık müdürünü görevden alıp yerine POSTA DAİRESİ'nden birinin atanması için Cumhurbaşkanlığına onaya gönderdi.

Takdir halkımızın…

(Emine SOLYALI)

TAK bu yapısıyla devam edemez!

Devletin resmi haber ajansı…

Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)'da yine sıkıntılı bir dönem yaşanıyor!

Her nedense son birkaç hükümet döneminde bu güzide kuruluşumuza hep cimri davranıldı…

Karkası yıllar önce biten bina şu anda atıl durumda!

Çalışan sayısında eksiklikler var!

Haberciliğin pek de ne demek olduğunu bilmeyenler burada ek mesai yapılmasını istemiyor!

Yeterli kaynak aktarılmadığı içinde kısıtlı çalışandan mucizeler yaratması bekleniyor…

Mesai dışı ek mesailer ödenmeyince dün kurumda eylem başlatıldı!

Aylardır paralarını alamıyorlar çünkü…

Şu dönem ajansta çok ciddi sorunlar yaşanacak ve kimsenin tındığı yok!

Oldu olacak kapatın gitsin de herkes rahatlasın…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları