Bu da THY kazığı!

Yayın Tarihi: 16/07/16 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

"Bu yıl tatil için eşim Ziba ile Londra'da yaşayan Hanife ablamın yanına gitmeye karar verdik. 12 haziran gidiş 26 haziran dönüş için 7 nisan 2016 tarihinde 1786.96 Tl ödeyerek iki kişilik Ercan(KKTC)?Gatwick(İngiltere) gidiş dönüş bileti aldık.

12 haziran Pazar günü yola çıktık. İstanbul Atatürk hava limanında uçak değiştik. Saat 14.00 gibi Gatwick'e hareket edildi. KKTC saati 18.00 İngiltere saati 16.00 gibi Gatwick hava sahasına girildi. Uçak inmek yerine havada turlara başladı. Pilot yolda delik olduğundan Gatwick yerine Heathrow hava alanına inileceğini duyurdu. Ve indi. Heathrow'da uçaktan indirileceğimizi zannettik.

Uçakta bekleme başladı.Yakıt alıp kısa sürede Gatwick'e dönülecek dendi. İstanbul'dan Gatwick' gidiş süresi kadar yani 4 saat uçakta bekledik. Yolculara birer bardak su ikram edildi. Uçak sonunda Heathrow'dan Gatwick'e gitti. Yerel saat 20.00 gibi İngiltere'ye ulaşmış olduk. Biz ve bizi almaya gelenler bayağı sıkıntı çektik. Sayılı günler tez geçer misali Londra günlerimiz hızla geçti. Dönüş zamanı geldi. Gatwick hava limanına gitmek için yola çıktık.

Gittiğimiz istikamette oto yola giriş yapacağımız bağlantı yolu trafik kazası dolayısı ile kapalı idi. Geri giderek başka noktadan hava limanına giden oto yola girdik. Bu bize 10 dakika zaman kaybettirdi. Uçağımızın kalkışı saat 11.55 idi. Nasılsa yetişebicektik. İngiltere saati 11.00'de Gatwick hava limanına ulaştık. Hemen asansörle üst kata THY check?in yerine geldik. Önümüzdeki iki bayanın işlemlerinin bitmesini bekledik. Sıra bize gelince uçuş bilgilerimizi içeren kağıdı görevli beye verdim. Bana, 'late ticket' dedi. İlk anda ne demek istediğini anlamadı. Bilahare bize geç kaldığımızı söyledi.

Ben de '5 dakika geciktik' dedim. İngilizce konuşan bey, 15 dakika geciktiğimizi söyleyerek valizlerimizi almadı. Yardımcı olmasını istedik. Bize THY ofisine gitmemizi söyledi. Bir çare bulunacağını düşünerek koşarak gittim. Önümdeki bayanın işi bitince oradaki Türk görevliye durumu anlattım. Valizleri alıp yanına gitmemi söyledi. Valizleri hanımla çekerek ofisin önüne gittik. Biz hala yardımcı olunacak ve uçacağız zannediyoruz.

Uçağın kalkışına en az 45 dakika süre olmasına rağmen işlemlerimiz yapılmadı ve ortada kaldık. Arada şunu da ekleyim. İngiltere'de bir görevli biri ile ilgilenir veya görüşürse, araya girip bir şey konuşamazsınız, kızarlar. Sıranızı beklemenizi isterler. Türk görevli ek ücret karşılığı bize bilet verebileceğini söyledi. Gatwick'den bir sonraki uçakta bize 2676.98 sterline iki kişilik yer verebileceğini söyledi.

Bu ücret yaklaşık 10milyon 707 Tl etmektedir. Şok olduk. Londra'da geçirdiğimiz güzel günler bir anda yerini kabusa bıraktı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Para pul hak getire. Aynı görevli Heathrow üzerinden Ercan'a 363.86 sterlin ödeyerek uçabileceğimizi söyledi. Daha sonraki günlerde daha düşük fiyata bilet var mı diye bakmasını istedik. En düşüğün 363.86 sterlin olduğunu belirtti. Kötünün iyisini seçerek kredi kartı ile ödeme yaparak biletleri aldık. Sonradan fark ettik ki ek ücret denen meblağ, bizim gidiş?dönüş uçak biletine yakın bir para. 1455 Tl. Bu bize, check?in yapmayan İngilizce konuşan beyin kazığı oldu. Derdimiz bununla da bitmedi.

Gatwick'den Heathrow'a nasıl gidecektik. Direkt otobüs seferi olduğu söylendi. İki kişi için 50 sterlin de ona ödedik. Saat 12.30 gibi otobüsle yola çıktık. Saat 14.00'de Heathrow'un ikinci terminaline ulaştık. Asansörle THY'nin olduğu yere gittik.

Pakistan kökenli olduğunu tahmin ettiğim görevli bize 3 ve 4.cü kontuarda işlemlerimizi yaptırabileceğimizi söyledi. 4 nolu kontuardaki iki bey bize işlem yapmak yerine makineden işlem yapmamızı söyledi. Önce ne demek istediklerini anlamadım. Onlar 'mashine mashine' demeye devam ettiler. Pakistanlı olduğunu zannettiğim ve yardımcı olmaya çalışan beye gittim. Kontuarda duran gözlüklü beyin bana yardım edeceğini söyledi. Bana makineyi işaret eden gözlüklü bey yardım için geldi. Pasaportlarımızı aldı. Makineye okutmaya çalıştı. Olmayınca, 3 nolu kontuardaki bayana verdi. Neticede bayan check?in işlemlerimizi yaptı. Bize Heathrow? İstanbul ve İstanbul?Ercan uçuş kartlarımızı da verdi. Selamet dedik. Sonradan öğrendim ki o makineler yolcuların self(kendi kendine) check?in yapması içinmiş. Ben yaşadığım sinir ve stresten sonra bunu yapabilecek durumda değildim ki.

Heathrow'dan uçak yerel saat 17.00'de kalktı. Türkiye saati ile 10.20 sıralarında İstanbul'a indik. İndik ama uçak ilerlemiyor. Heathrow'dan gelen bu uçağın park edeceği yer yokmuş. Park yeri bulunması için saat 11.00'e kadar yine uçakta bekledik. Uçak sonunda bir yere park etti. Yolcular otobüslerle terminale taşındılar. Ercan uçağı gece saat 12.00'de. Hangi kapıya gideceğimizi öğrenerek koşarak gittik. Çıkış kapısına gittiğimizde yolcular uçağa alınmağa başlamıştı.

Uçağa girdik. Oturacağımız koltukları ararken fark ettik ki eşime 18 A koltuğu bana da 8 sıra geride 26 A koltuğu ayrılmış. Bu da bize Heathrow'da check?in işlemlerini yapan İngiliz bayanın kazığı idi. Çünkü uçak kalkarken baktım bir çok (yan yana) koltuk boştu. Eşimin oturduğu koltuğun önündeki 17 numaralı üçlü koltukta sadece bir bayan vardı. Diğer iki koltuk boştu. Nihayette 27 haziran pazartesi sabah saat 01.30'da Ercan'a indik.

Hostesler yolcuları uğurlarken 'iyi geceler' dediler. Ben de 'yeni güne girdik o nedenle iyi sabahlar demek gerekir' diyerek 'İyi günler' diyerek uçaktan ayrıldım. Gidiş ve dönüş yolculuğumuzda yaşanan bu sıkıntılar için THY ilgililerinden gönül alıcı bir ses çıkmadı. Ama biz 5 dakika geciktik diye ağır bir şekilde cezalandırıldık.

Buna alacağına şahin vereceğine karga derlermiş. THY Yetkililerinden yanıt bekliyorum. THY bir dünya markası olmuş. Bunu uçuşlarda ve uçakta verilen hizmetlerde açıkça görmektesiniz. Bu büyümenin gereği, belirli görevleri Türk olmayan çalışanlara yaptırması doğal olabilir. Ancak onların da yolculara yardımcı olmaları gerektiği kendilerine öğretilmelidir. Türk yardımseverliği ve misafirperverliği esas olmalı."

(Emir Ersoy)

Hem zehir hem susuzluk!

Esentepe'de bir site.

Adı Seaterra...

Yabancılara pazarlanmış... Yabancılar büyük umutlarla burada ev almışlar.

Bir gün emekli olunca buraya yerleşiriz düşüncesiyle... İmkanları dahilinde bir cennet yaratmışlar... Sessiz... Sakin... Huzurlu... Derken Esentepe belediyesinin çöplüğüne yakın olduklarını fark etmişler...

Çöplük yanınca anlaşılmış... 2 aydan uzun bir süredir bu çöplük tütmekte. Özellikle geceleri nefes alınmayacak kadar rahatsız edici bir koku salıyor. Bir türlü söndürülmüyor...

Bu işkence yetmiyor ve bunun üstüne susuzluk biniyor. Bir aydan uzun bir süredir site bir damla su almıyor belediyeden. Tankercilerin biri geliyor biri gidiyor...

Tonunu 20 liradan satıyorlar suyun...

Site sakinleri birer birer kaçıyor siteden... Evlerini satılığa çıkarıp kaçıyorlar... Belediyeye yapılan tüm şikayetler sağır kulaklara düşüyor...

Belediye Başkanı ise...

Bulan cennetlik oluyor...

Özetle, tam bir rezalet!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları