Saray'ın basıncıları iyice cıvıttı!
Çoktandır kendi kendime sinirlenmeyeceğim diyordum
Kısmen başardım da!
Zaten iki günlük dünya da stres ve sıkıntı olsan ne yazar
Kendine edersin!
Ama işte bir türlü sözümüzde duramıyoruz
Ansızın öyle olaylar yaşıyorsunuz ki biz gülmek yerine ağlamayı seçiyoruz!
Çünkü duyarsız olamıyoruz
Salla gitsin diyemiyoruz!
Haliyle sinir katsayımız artıyor
Aslında kendimize ediyoruz!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Koordinatörü dostumuz Ali Bizden'i geçenlerde aradım
Dedim ki;
Son bir aydır sizden bana bir tek mail bile gelmedi!
Sonuçta alışmışız bir kere
Saray'ın basın bildirileri de büyük önem taşıyor!
Gelen haberleri de eksiksiz olarak kamuoyuyla paylaşıyoruz
Hiçbirine değmeden, yorum yapmadan!
Sağolsun Ali kardeşimiz de bizi halkı buldu, 'araştıracağım abi, bir saat zaman isterim' dedi
İlgisinden memnunuz elbette!
Önceki gün gazeteye kocaman bir zarf göndermişler
Cumhurbaşkanlığı Müdürü Gülden İlkman imzalı ön sayfada şöyle diyordu;
"28 Temmuz tarihli köşenizde dile getirdiğiniz şikayetle ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Koordinatörü Ali Bizden tarafından hazırlanan cevabi yazı ekte iletilmektedir "
Sevindim çünkü olayı resmiyete dökmüşler, ciddi bir de çalışma yapmışlar
Üzüldüm çünkü ben kocaman bir resmi yazı değil sadece telefonda bilgi istiyordum!
Resmiyeti seçtikleri için demek ki artık biz de resmi olacağız
Ona göre bir pozisyona gireceğiz!
Dökümanların da ekte gönderildiği Ali Bizden imzalı uzun yazıda özetle diyor ki
Kimseye bir kısıtlama yapmamışlar!
Aksine haber bültenlerini gönderdikleri liste epey uzatılmış
Doğru yapmışlar!
İşte beni deli etmeye yeten ayrıntılar
Son bir ay içinde benim elektronik posta adresime tam 36 adet haber bülteni göndermişler!
Daha da beni deli eden sözler;
Ben bunlardan hiçbirini açmamışım!
Akıl da veriyorlar
Spamlara bakayımmış, yok güncelleme yapayımmış!
Cahil ilan ettiler beni
Suçlu onlar değil ben!
Resmen dalga geçiyorlar, bunun başka izah tarzı olamaz
Kendimi resmen ahmak yerine konulmuş hissettim
Her gün yüzlerce posta alacağım, tek birinde bile sorun olmayacak, ama Cumhurbaşkanlığından gelenler de sorun çıkacak
Üstüne üstlük bir de gönderilenleri açmamakla suçlanacağım!
Kusura bakma Ali kardeş
Mesleğine, makamına saygım sonsuz ama bu açıklamayı ben sadece şahsıma yapılmış bir hakaret kabul ederim!
Bundan sonra demek ki resmiyet
Kabul, aynen Ali bey!
GİRNE BELEDİYESİ'NİN MEKSİKA'DA İŞİ NE!
Girne Belediyesi'nden bir ekip cümbür cemaat Meksika'ya uçtu
Birtakım etkinliklere katılacaklarmış!
Torpilli belediye meclisi üyeleri de var ekipte
Sırf yol paraları 150 bin TL civarında!
Üç haftalık bir ziyaret sonrası belediyeye maliyeti 300 bin TL'ye yakın bir para
Şimdi bu para Türkiye ya da KKTC'yle turizm ilişkisi olan ülkelere yapılacak bir ziyaret için harcansa amenna!
Dünyanın bir ucu Meksika'ya gidiyorlar
Kıbrıs Türk kültürünü tanıtacaklar filan desek imkansız!
Meksikalı eminim ki Kıbrıs adasının yerini bile haritada gösteremez
Kusura bakmasınlar ama tamamen keyfi bir ziyaret!
Hem de Girne dökülürken
Yıllar patates tarlasına dönmüşken!
Her gün denize binlerce ton lağım akarken
Arıtmaya para yok!
Ama keyfi ve hiçbir işe yaramayacak Meksika gezisine var
Ayrıca;
Bu ziyaretin son meclis toplantısında son dakika gündeme getirilmesi ve kabul edilmesi de ayrı bir tartışma konusu!
Nidai bey bu ziyaretin amaç ve hedeflerini açıklasın lütfen
LEFKE NİÇİN İLÇE OLUYOR!
" Evet beyler ve bayanlar, madem Lefke'nin ilçe olması gündeme geldi, bu demektir ki Omorfo kesin Rum tarafına iade edilecek ve kurucu ortak Kıbrıs Türk Devleti'nin de batı bölgesindeki Kıbrıs Türk yönetim merkezi de ister istemez Lefke olacak...
Lefke'nin ilçe olması için düğmeye basılmasının esas sebebi budur, Lefke bölgesi halkının kara gözü kara kaşı, ya da sürekli isyanları oynaması değildir...
Açık ve net mi?
Zaten Lefke'nin ilçe olması için ihtiyacı olan herşeyi var, nüfusu var, mahkemesi var, işlevsizleştirilen kaymakamlığı var, işlevsizleştirilmeye çalışılan hastanesi var, sağlık ocağı var, üniversitesi var, lisesi var, koskoca tarımsal bir potansiyeli var, uluslararası tanınmışlığı olan bir limanı var...Var oğlu var, ama kimisi hiç çalışmıyor, kimisi de ağır aksak, yarım yamalak çalışıyor...
Biraz çabayla Lefke'deki tüm kurum ve kuruluşlar tam randımanla çalışabilir.
Evet, Lefke'nin Kıbrıs'ın batı bölgesindeki Kıbrıs Türk temsiliyet merkezi olması için düğmeye basıldı.
Mecburiyetten efendim!.."
(Ediz TUNCEL)
SUSUZ LİMON 15 TL!
Maalesef bunu da gördük
Narenciye ülkesi KKTC'de şu sıralar limonun kilosu 13-15 TL arasında!
Şöyle sıktın mı epey sulu olsa eh diyeceğim
Ya bir ya iki damla!
Gerisi posa
Zaten boyundan ve renginden de belli!
Tamam mevsimi olmayabilir ama bu ilk olmuyor
Geçmiş yıllarda dışarıdan hatta Güney Amerika'dan ithal edilir vatandaş limona hasret bırakılmazdı!
Fiyatı da taş çatlasa 5-6 TL olurdu
Belli ki birileri düğmeye bastı siyasi emeller ön plana çıktı ve üreticinin cebini bu yolla dolduracaklar!
Üç beşi parayı cebine indirecek ama onbinlerin cebinden susuz limona kilo başına 15 TL çıkacak
Eyvah ki ne eyvah!
CEZAEVİNİN SU SORUNU ÇÖZÜLDÜ
Önceki gün kaleme almış Merkezi Cezaevi'ndeki mahkumların susuzluktan koktuklarını ifade etmiştik
Önceki gün akşam başta İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Gürkan Kara anıda olaya el koydu ve bizzat cezaevine giderek konuyla ilgilendi
Birkaç saat içinde de sorun çözüldü, mahkumlar suya kavuştu.
Güzel bir bürokratlık örneği verdi
Teşekkür ederiz.
YAZ REHAVETİ!
"Kıbrıs sorunu gündemde yok gibi. Kimse konuşmuyor, yazmıyor, tartışmıyor. Halbuki görüşmelerin en kritik safhalarından geçiyoruz. Bugüne kadar ellenmeyen konular üzerinde konuşulmaya başlandı. Taraflar pozisyonlarını açacak ve her bir taraf nerelerde esneyebileceğini, nerelerde katı olduğunu karşı tarafa hissettirecek. Yani al-ver süreci kısmen başlamış olacak. Bu da görüşme sürecinin en son ve en kritik safhasıdır.
Buna rağmen toplumlar yaz rehavetinden kurtulamadı. İki tarafta da çözüm güçlerinin üzerine ölü toprağı serpildi. Kimse kıpırdamıyor.
Yıllar önce İsmail Kemal'ın dediği gibi bu ülkede yazın çözüm da olmaz. Belki Eylül ayı ile birlikte sıcaklarla beraber toplumların uyuşukluğu da biter ve süreci daha yakından takip etmeye başlarlar. Çözüm güçleri de uyuşukluğu bir kenara bırakarak hareketlenmeye başlar "
(Ünal FINDIK)
GÖKHAN FENA TERLEDİ!
Medyanın puro hobisiyle tanınmış acar kalemlerinden Gökhan Altuner geçenlerde trafik polisi durdurunca Girne'nin nemi sayesinde de epey terledi
Sonuçta evraklar tamam olunca, alkol de çıkmayınca derin bir nefes aldı!
Bu arada bir basın mensubundan da destek takviyesi yapıldığı iddiaları var
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.