Akıncı orada, basın niye burada!

Yayın Tarihi: 18/08/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Ankara'dan bir basın mensubu arkadaş aradı…

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı oradaki ziyaretleri ile ilgili görevlendirilmiş…

Önce bir sohbet!

Sonra can alıcı soruyu sordu;

"Sizden niçin burada bir gazeteci yok…"

Bir süre sessiz kaldım, sonra 'Olur mu öyle şey?' dedim!

Cevap verdi;

"Aynen öyle" dedi!

Sorgular gibi konuştuğu için makul bir cevap vermeye çalıştım…

Ama veremedim!

Utanmakla yetindim…

…

Sonra küçük bir araştırma…

Maalesef Cumhurbaşkanı Akıncı, Ankara ziyaretinde tek bir tane bile basın mensubunu götürmedi…

Bunun mutlak bir açıklaması olmalı!

Oysa sevdiği, kucakladığı çok sayıda basın mensubu var…

Bari onlardan birkaçını götürseydi yanında!

Onları da götürmedi…

Hatta ne BRT'den ne de TAK'tan, yani devletin basın kuruluşlarından da yanında gazeteci götürmeyi yeğledi!

Bunun bir açıklaması olmalı…

…

Güya devletiz işte…

Tüm organlarıyla bir devlet hem de!

Özellikle meslektaşlar bilir…

Türkiye'den bir makam KKTC'ye gelince yanında basın ordusunu da getirir!

Bir gelenektir bu aslında…

Ya da vizyon!

Belki de güç…

Devletin üst makamları aile basın mensuplarının sohbetleri!

Sağlıklı iletişim için gereklidir bu…

Ama bizde başka!

Devletin en üst kademesindeki makam devletin yayın organlarının muhabirlerini bile yanında götürmeyi akıl edemiyor…

Ya da akıl hocaları!

…

Şimdi çok merak ediyorum doğrusu…

Akıncı, Saray'a oturduktan sonra basın bürosunda da ciddi değişimlere gitti…

Ülkenin fenomen insanlarını basının başına oturttu!

Bir ara umutlanmıştık…

Hevesimiz kursağımızda kaldı!

Büyük umutlarla görev verilen isimler aksine basınla birbirine düştü…

Hatta Saray'da istenmeyen adam ilan edildi!

…

Akıncı bu konuda yanlış yoldadır…

Ankara'da çok önemli temaslarda bulunurken, yanında bir basın ordusu da olmalıydı!

Ama TAK ve BRT bile yok…

Ankara'daki bir kameran ile idare ediyormuş!

Kime hizmet edecekse artık…

Hem Akıncı hem de akıl hocalarına tavsiyemdir;

Bu ülkede basını sakın yabana atmayın!

Çok ciddi ziyaretlerde yanınızda özellikle de genç arkadaşlardan oluşan bir basın ekibiniz de olsun…

Ama siz ne yapıyorsunuz;

Saray'dan bir fotoğraf götürüp, işin sadece reklam kısmındasınız!

Haber maber yok…

Yorum da!

Bu kafayı değiştirin artık…

Akıncı oradaysa, basın da orada olmalıydı!

"Müdürümü rehin almaya çalıştılar!"

Lapta Holiday Club otelinin işletmecisi Abidin İsmail…

Önceki akşam yaşanan çalışanların ayaklanma olayıyla ilgili arayarak görüşlerini belirtti.

Olaylar nedeniyle 20 kadar çalışanın işine son vermiş!

İşletmenin müdürünün rehin alınmak istediğini ve aracına zarar verildiğini söyledi.

İşletmenin sahibine de çeşitli suçlamalar getirdi!

Çalışanları işletme sahibinin tahrik ettiğini iddia etti…

KKTC turizmine hizmet etmeye devam edeceğini söyleyen Abidin, çalışanların maaşlarının da son kuruşuna kadar ödendiğini ifade etti…

Su tankerleri ne olacak!

Haftada iki kez bizim bahçeyi sulayan tanker işletmecisinin yüzü bir hayli asıktı…

Eminim ki Lefkoşa'ya su verildikten sonra ondan su alıp almayacağımızı merak ediyor ama soramıyordu!

'Merek etme bahçeyi yine sen sulayacaksın' dedim…

Bu onu rahatlatmadı çünkü iptaller çoktan başlamıştı!

Sonra açıldı;

"Abi ne olacak bizim halimiz" diye dert yandı!

Sonra ekledi;

"Devlet bize sahip çıkmalıdır…"

Haksız da değil!

Şu anda sadece Lefkoşa'da 70 tane tanker var, evlere, iş yerlerine ve bahçelere su taşıyorlar…

Tonu da 15-20 TL arası!

Gürül gürül su akarken elbette işleri tepetaklak olacak…

Tankerlere de bir sürü para yatırmışlar!

Sahi onların durumu ne olacak, bir bilen var mı?

Nihayet geldi!

Son birkaç haftadır eve domates girmiyordu…

Çünkü markette satılanlar domatesten başka her şeye benziyordu Allah günah yazmasın!

7-8 TL'ye hilkat garibesine benzeyen domates satın almak insanın gücüne gidiyordu…

Dün markete uğrayıp tezgahtaki domatesleri görünce gözlerime inanamadım!

Meğerse ilgili kurumlar domates ithaline izin vermişler ve dün itibarıyla Türkiye'den domates getirilmeye başlamış.

Hem de aynı fiyata!

Market sahibi yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı;

"Her domates isteyen müşteri bize kötü kötü bakıp geri gidiyordu" diye!

Belli ki şimdi o da epey rahat etmiş…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları