Belediyeler Allah'a emanet!

Yayın Tarihi: 05/09/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Yeni Erenköy Belediye eski Başkanı Mesut Yıkıcı sosyal medyada Bodrum'da çekilen resimlerini paylaşmış…

Ailesiyle birlikte huzurlu tatil yaşıyor orada.

Yüzünde gerginlik yok, huzursuzluk yok, endişe yok!

Belki de şöyle bir mesaj veriyor kamuoyuna;

"İstifa ettim kurtuldum…"

Belki dili öyle söylüyor ama ya yüreği!

Böyle Bodrumlarda çekilen tatil fotoğraflarına bakmayın siz…

Hele de toplumsal sorunlara duyarlı olan bir vatandaşın gönlü rahat mı acaba!

Bana göre değil…

Muhakkak ki yüreğinin bir kenarı yaralı, zaman zaman acıyor!

…

Mesut Yıkıcı istifa etti kurtuldu diyelim…

Onu bu konuda tek bir şeyden dolayı eleştiririm;

"Yıldızlı belediyeler" deyip bırakın yıldızları kapkaranlık bir belediye bıraktı arkasında diye!

Belki çok küçük bir sorumluluk onunki…

Geçmişte yapılan büyük hatalar, siyasilerin sorumluluğu, partizanlık ve popülizmdir asıl belediyelerin şu anki içler acısı hali!

Mesut Yıkıcı daha fazla dayanamayıp belki kolayı seçmiş olabilir…

Ama ya sonrası!

Sadece Yeni Erenköy değil, birçoğu çok da farklı durumda değil…

Uzatmaları oynuyorlar sadece!

…

Yeni Erenköy Belediyesi çalışanlarının uzun süredir maaşları ödenmeyince çıkan tartışmalar sonrasında hükümet hemen araya girmiş ve yüklü bir maddi destekle maaşlar ödenmiş!

Peki sorun bitmiş mi…

Onu birkaç ay sonra göreceğiz!

Belediye çalışanları yine sokağa dökülünce…

Maaşlar ödenmeyip, borç gırtlağa değip alacaklılar kapıya dayanınca!

Peki o zaman hükümet yine destek atışı yapacak mı buraya…

Kim bilir belki de yapar!

Peki ya sonra…

Ayakları üzerinde duran bir belediye nasıl yaratılacak!

Bunun hesabını yapan var mı…

…

Başta Lefkoşa Türk Belediyesi olmak üzere şu anda en az 20 tane belediyeyi bekleyen kaderdir bu…

Birçoğu doğru temeller üzerine kurulmadığından buna bir de partizanlık ve popülizm eklenince her biri de kaçınılmaz sona doğru ilerlemektedir!

Kimi yavaş ama kimi hızlı adımlarla…

Örneğin amiral gemisi!

Çok yakında maaş ödeme sıkıntısı baş göstereceği söyleniyor, hem de belediyenin içinden…

Zaten Harmancı da bunu saklamıyor, gelecekten endişeli olduğunu söyleyen sayısız açıklama yaptı!

İyi de kimin umrunda…

Yumurta illaki kapıya gelip dayanmalı mı!

Sorunlar katmerlenip kaşarlandıktan sonra mı biri çıkıp da 'ne olacak bu belediyelerin durumu' diye serzenişte bulunacak…

O saatten sonra ne yazar ki!

…

Ne acıdır ki ülkemizde yerel yönetimlerde birkaç belediye dışında büyük bir kaos yaşanmaktadır…

Birçoğu gün saymaktadır iflas bayrağını çekmek için!

Bekleyiş sadece mucizelere bağlı umutlardır…

Borçlara yeni borçlar eklenmekte, faiz birçok belediyeyi kemirmektedir!

Çalışanların birçoğunun yatırımı yıllardan beridir yapılmamakta, ne garip ki devlet de bunun hesabını etkili bir şekilde soramamaktadır…

Anlayacağınız tablo şudur;

Tamamen Allah'a havale edilen ve günü kurtarmaya yönelik çalışmalardan başka hiçbir hava kesilmemektedir!

Sorumsuzluk ve vurdumduymazlığın bedelini ise birkaç ay sonra hem çalışanlar hem de vatandaş ödeyecektir…

Birisi çıkar da el atar umuduyla!

Bugün istifa edip kendini tatil için Bodrum'a kaçan eski başkan kurtuldu da…

Ya bundan sonraları!

Niçin özel okul!

Okula başlama heyecanı var öğrencilerde…

Maddi külfet olarak ailelerin en zorlandığı bir dönem!

Kırtasiyecilerin de en çok kazandığı mevsim…

Kimi devlet okullarına gidecek kimi de özel okullara!

Özel okullara büyük bir talep var, birçoğu geri dönüyor kontenjanlar dolduğu için…

İyi de niye özel okula rağbet var velilerde!

Gayet basit;

Bir kere tam gün eğitim çalışan aileler için büyük avantaj…

Evden alıp yine eve bırakan okul servisleri…

Öğlen yemekleri…

Daha güvenli oldukları…

Sınıfların daha az öğrenci ile eğitim yapmaları…

Vatandaş dişinden tırnağından kesip çocuğunu özel okullarda okutmak istiyor haklı olarak!

İyi de devlet bunu niçin yapamıyor…

O kadar güç ve kudretine rağmen!

Ne zaman olur bilemeyiz ama muhakkak ki artık devlet okulları da tam gün olup eğitimdeki kalite çıtası yükseltilmelidir…

Zira Bakan Özdemir'in bu konuda çok ciddi bir çalışması olduğunu biliyoruz!

"Müzik terapisti yok!"

"Dedik ya yıllarca dışarıda eğitim almış, uzmanlaşmış dünya kadar insanımız var ama ne biz ne de devlet bunları tanıyor!

Devlette tek bir tane bile müzik terapisti yok ama kimin umrunda? Böylesi uzman gençlerin, rahatlıkla yurt dışında iş bulma olanakları varken ülkelerinde tutunmak için gösterdikleri özverinin binde birini, devlet de gösteremez mi?

Yoksa bakanlara yeni Mercedesler almak çok daha mı önemli?

(Kani KANOL)

Cezaevinde bulaşıcı hastalık mı var!

Hak-Sen Genel Başkanı İzzet Türkmen dün açıkladı…

Merkezi Cezaevi'nde çok sayıda mahkumun bulaşıcı hastalık taşıdığını!

Doğruysa vay halimize…

Zaten 15 kişilik cezaevinde 400'e yakın mahkum barınıyor!

Bir de buna bulaşıcı hastalıklar eklenince bundan sonrasını tahmin edin artık…

İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları bu iddiaları ciddiye almalı ve hemen araştırma başlatmalıdır!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları