Erhan Erçin açıklama yapmalı!

Yayın Tarihi: 08/09/16 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Bulaşmayayım dedim ama başaramadım…

Çünkü ortada kimseye yaramayacak aksine toplumsal kavgaları körükleyecek tartışmalar yapılıyor!

Serdar Denktaş'ın bomba gibi patlayan açıklamaları…

Avrupa Birliği'nin Kıbrıs Türküne kullandırdığı fonlar!

Kimi hesap sorulmasını istiyor…

Kimi de AB'nin parası olduğu için karışılmamasını!

Bunu masum gibi göstermeye çalışanları anlamak biraz zor…

Sonuçta ortada AB'nin de olsa yüklü bir parası var, sivil toplum örgütlerine yardım var, Türk ve Rum halkının yakınlaştırılması için gösterilen çabalar var!

Bir de işin derin kısmı var dün Kıbrıs Postası konuyu manşetinden okuyucularıyla paylaştı…

Kafa karıştıran, suistimal olduğunu ortaya çıkaran bir manşetti bu!

…

Bir kere kimse konuşmuyor ama…

ABKM içerisinde eski yönetici Erhan Erçin'in eşinin uluslararası bir şirketin maaşlı elemanı olduğu ortaya çıkmıştır!

İngiltere tarafından finanse edilen bu şirket aynı zamanda KKTC Kamu Reformu çalışmalarını yapan şirkettir.

Bu iş ilişkisi bir çıkar çatışması doğurmuştur

Bu ilişki Erhan Erçin'in ABKM yöneticiliği sırasında başlamış ve 2007-2014 yılları arasında gizli olarak devam etmiştir.

Bu şirket bir yanda KKTC'ye hizmet sağlarken diğer yanda KKTC'de yaptıkları işi denetleyecek olan ABKM'nin bir çalışanını maaşa bağlamıştır.

Bu süreç içerisinde ilgili şahsın 300.000 pound civarında bir gelir elde ettiği hesaplanmaktadır…

Ciddi bir rakamdır bu!

…

Aynı şirket yine Erhan Erçin ve eşinin denetiminde yürütülen AB Müktesebata Uyum Programı'nı yürütülen AB birimi TAIEX'in çalışmalarını denetleme ihalesini de almıştır

Bu ve benzeri ilişkilerden rahatsız olan 6 deneyimli uzman zamanında Talat ve Ferdi Sabit'e yaptıkları uyarıların dikkate alınmaması sonucunda ABKM'den istifa etmişleridir.

Fonlara gelince…

Yayınlanan liste bugüne kadar fon alan tüm gruplardır.

Bu grupların içerisinde ciddi olarak iş üreten gruplar vardır.

Bu grupların içerisinde ne ürettikleri meçhul olan gruplar vardır.

Bu bilgiler ne Maliye Bakanlığı'nda ne de ABKM'de vardır.

AB resmi sitelerinde yer alan bilgiler sadece proje ismi ve aldıkları fon miktarlarıyla kısıtlıdır.

Bu projelerin gerçekte ne ürettiklerini bilmek Kıbrıs Türk toplumunun hakkıdır.

ABKM hükümetin talimatı ile AB'den verilen fonlar karşılığında üretilen raporları, sonuçları, araştırmaları, bulguları özetle projelerin değerlendirmelerini istemiştir.

Listeden görülebileceği gibi birçok proje "rapor üretme" "araştırma" bilgi ve politika üretmekle ilgilidir.

ABKM AB'den bunları istetmiştir ancak AB bu raporları henüz daha ABKM'ye iletmemiştir.

Bu projelerin bazılarının web sayfaları vardır ve yapılan işleri buradan görmek mümkündür.

Ancak birçoğunun ürettiği iddia ettikleri raporlar ne kamuoyu ne de ABKM ile paylaşılmıştır.

Yaptıkları çalışmaları toplum ile paylaşan sivil toplum örgütleri zaten şeffaflık ilkesinden çekinmemektedirler.

Sorun, yapıldığı iddia edilen birçok çalışmanın raporlarının, etkinliklerinin ürettiklerinin bilinmemesinde yatmaktadır.

…

Bu arada Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş yaptığı açıklamada bazı sorular sormuştur…

Niçin bazı kesimler bundan rahatsız olmuştur, onu da anlamak zor!

Eğer memleket yararına bir şeyler yaptıysanız ve bunun için bir takım harcamalar yapıldıysa çıkar bunu açıklarsınız olay kapanır gider…

Örneğin;

Kıbrıs Sosyoloji Derneği kimdir? Yaptıklarını iddia ettikleri çalışma neden Kıbrıslı Türklerle paylaşılmamaktadır? 94.000 euro ile ne iş yapmışlardır? Bu projenin raporu nerededir?

AB Derneği aldığı 214.000 euro ile hangi bilgiye ulaşma haklarını sağlamıştır? Raporları nerededir?

ICTJ isimli grubun almış olduğu 142.000 euro karşılığında hangi doğruları bulmuş, hangi güveni artırmıştır? Hangi çalışmaları yapmış, hangi doğruları bulmuştur?

CMIRS'in aldığı 83.000 euro karşılığında hangi düşünce kuruluşunu kurmuş, bu düşünce kuruluşu bugüne kadar neler üretmiştir?

Bunlar listeden sadece bazıları.

…

Sivil topluma verilen fonlar Kıbrıs Türk toplumunun gelişimi için ayrılan mali yardım programından gelmektedir.

AB bu projelerin finansman kısmını denetlemekle yükümlü iken, bu projelerin Kıbrıs Türk toplumuna yaptıkları katkıyı değerlendirmek hükümetin ve ilgili birimlerinin yükümlülüğüdür.

Ancak bu değerlendirme yapıldığı takdirde, sivil topluma verilen kaynakların doğru projelere ve alanlara yönlendirilmesi mümkündür.

7 Milyon euro gibi bir rakam az-buz bir rakam değildir!

Doğru yerlere de kullanılmışsa zaten kimseye herhangi bir söz hakkı doğmaz…

"Bir lağım hikayesi!"

"Dün inanılmaz üzüldük. Hastanemiz onkoloji servisinde boruların patlaması ile önce telaş yaşadık. Hastalarımızı emniyete almak için oradan uzaklaştırmaya gayret gösterdik. Yeni onkoloji binası henüz tamamlanmamış olmasına karşın, poliklinik hizmetlerini o tarafa taşıdık. Yazılanların söylenenlerin aksine ne hastalarımızın üstüne bir damla lağım suyu dokunmasına izin verdik ne de onları geri gönderdik. Hekim arkadaşlarım her koşulda çalışmayı sürdürdüler. Teknik heyet ise koku ve pisliğe anında müdahale etmeye başladı. Affedersiniz ama bokun sidiğin içinde adeta savaş verdi. Sonunda tıkanmayı buldu arızayı giderdi.
Arıza maalesef kullanım hatasından doğmuştu. Servislerde yatan kişiler ve refakatçileri kadın bağı, çocuk bezi, kağıt gibi oralara atılmaması gereken her şeyi atmışlardı. Bunu evinizde de yapsanız iddiam odur ki altı ayda borularınız patlardı. Halkımız kullanmayı bilmiyordu. Ya da doğru kullanma yönünden eğitimsizdi. Bunu böyle kabul etmek istiyorum çünkü aksi halde "halkımız nemelazımcıdır, benden sonra tufan mantığıyla yaşamaktadır" yazmam gerekecek.

Ne yazık ki bu kadarla iş bitmedi. Ekip can havli ile arızayı geçiştirmeye çalışırken önce sosyal medya da yayın başladı. İnanılmaz hakaret ve küfür dolu yorumlar okuduk. Paylaşımları yapan kişileri gördükçe yüreğimiz burkuldu. Hele hele yazılı basının da bu sabah yaptığı yayını görünce iyice yüzümüz asıldı.

Allah'tan teknik ekibimizin başı esprili adam. Bizi öyle moralsiz görünce espriyi patlattı. "Sayın başhekim yardımcım 3 saat izin istiyorum" dedi önce… Ben de doğal olarak nedenini sordum. "Üstümdeki bok kokusu hâlâ daha geçmedi. Gidip bir duş daha yapacağım" deyince gülümsemeye başladık. "Ondan sonra da madene gideceğim" deyince bir kez daha "neden" diye sorasım oldu. Cevap müthişti: "Bize verilecek madalyayı yapacakları madeni arayacağım." Bu espriyle hepimiz bu kez kahkahalarla gülmeye başladık ve rutine döndük.
Herkese bol sağlıklı günler…"

(Dr. Bülent DİZDARLI)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları