Kelepçe ile gelip ameliyata giriyor!

Yayın Tarihi: 05/10/16 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Eski karısını ve onun erkek arkadaşını av tüfeğiyle vurmuş…

4 yıl hapis cezası almış ve halen yaptığının bedelini ödüyor!

O şimdi devlet hastanesinde ameliyatlara girmeye başladı…

Hem de çok büyük ameliyatlara!

Çünkü o bir perfüzyonist…

Kalp ve damar ameliyatlarında kalp akciğer makinesi kullanarak beden dışı kan dolaşımını kontrol altında tutuyor!

Ve bunu yapabilen ülkede sadece 3 tane hemşire var…

Bir tanesi yeterli değil, çünkü 16-18 saat süren ameliyatlarda mutlaka iki perfüzyonist olmalı!

Cerrahlar olmazsa olmaz diyor…

Bir tanesi üroloji servisinde ama sağlıklı değil ameliyatlarda bayıldığı biliniyor!

Bir tanesi de mahkum…

Onun için hastane de ona mahkum!

…

Böyle bir şey başka bir ülkede olabilir mi bilemem ama büyük ihtimal olamaz…

Sadece bizde olur çünkü göreve gelen Sağlık Bakanları bile sağlıktaki sistemin sistemsizlik üzerine kurulduğundan şikayet ederler hep!

Ya tembellikten ya da bakanların çok erken değiştiğinden kimse sisteme çomak sokmaz, yeni bir sistem kurmaz ve gelinen nokta ortada…

Cezaevinde olan bir mahkum elinde kelepçeyle ameliyathanenin kapısına kadar getirilir, kelepçeleri çıkarılır ve büyük ameliyatlara sokulur!

Hayati ameliyatlar yapılır…

Ameliyat bitince de yine kelepçelenip cezaevine teslim edilir!

Bunu çağdaş ülkeler duysa bize bilmem şeyleri ile güler…

Filmlere konu ederler!

…

Bir de olayın yasal olup olmadığı boyutu var…

İlgili sendika yetkilileri bunun kesinlikle yasal olmadığını zira Merkezi Cezaevi Tüzüğü'nün 97'nci maddesinin ilk iki maddesinde mahkumların sadece iş gücü olarak yani temizlik, kol ve bedenen güç isteyen işlere gönderilebileceğini söylüyorlar!

Bu olayın ileride emsal teşkil edebileceğini iddia ediyorlar…

Ama burada üzerinde durmak istediğimiz aslında yasalardan daha çok vicdani bir durum!

Hadi yönetenler tembel çıktı, beceriksiz çıktı, basiretsiz çıktı…

Mahkum da olsa bir hemşire çok ciddi ameliyatlara girmeli mi girmemeli mi!

Yasalara göre olamaz…

Ama konu bir hayat kurtarmaksa elinizi vicdanınıza koymak zorundasınız!

…

Umarız bu olayla birlikte şimdiki Sağlık Bakanlığı bu skandal duruma el koyar da ne kadar ihtiyaç varsa bu özellikte çalışan yetiştirilir…

Peki geçmiş dönemlerde niçin bu düşünülmedi!

Sadece bu işi yapan 3 hemşire var…

Biri tek başına idare ediyor!

Birisi hasta…

Diğeri de mahkum!

Şimdiki hastane yönetimi de bu mahkuma mahkum ki onu cezaevinden getirip ameliyata sokmaktan başka bir şey yapamıyor…

Kelepçeler sökülüyor ve ameliyata sokuluyor!

Sonra doğru koğuşa…

Dizdarlı: "Bütün sorumluluk benim…"

Dr. Bülent Dizdarlı…

İki gün önce Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde başhekimlik görevine atandığını biz de dün kendisinden öğrendik.

Konu tabi ki bir mahkumun ameliyata katılmasıydı!

İlk sözleri şöyle oldu;

"Bütün sorumluluk benim…"

Ondan da zaten böyle bir cevap beklerdik!

Parmağının arkasına filan saklanan bir kişi değil zaten…

Akıllı da…

Bana sordu;

"Senin annen baban böyle bir acil ameliyata alınsa mahkum bir hemşireyi kabul eder misin etmez misin" diye…

Can bu tabi ki!

Kim etmez ki zaten…

Zaten şu anda kimsenin onu yargılamaya da hakkı yok!

O bir hekim ve yönetici olarak inisiyatifini kullandı ve 'vicdanen rahatım' diyor…

Sorumluluğu da üzerine alıyor!

Asıl sorum sistemi değiştirmek için seçilip sistemi değil değiştirmek içine edenleredir zaten…

Vicdanları rahat mı diye de hep düşünürüm!

"Evet demeyeceğim!"

"Lefkoşa Türk Belediyesi'nde son çıktığımız ihaleye gelen teklifler şu şekildedir:

- KAYAS Construction - 324.000 TL + KDV
- Denkoİşletmleri LTD - 328.491 TL + KDV
- Wide City Cons. Ltd - 249.351 TL + KDV

İhale sonucunu onaylarken sorduğum keşif miktarı bana ilk önce 260 bin TL olarak söylemiş ve ben de olumlu oy kullanmıştım (Keşif miktarı belediye meclisine bildirilmiyor).

Yanlışlık olduğunu ve asıl keşif miktarının 250.000 TL olduğunu öğrendiğimde teklifin keşfe çok yakın olduğundan ve diğer iki teklifin istikrarlı bir şekilde farklı olduğundan dolayı konunun araştırılmasını istediğimi belediye başkanına bildirdim.

Aldığım cevap 'Sen polis misin?' ve 'Kanıtın varsa getir değerlendirelim' şeklinde olmuştur. Bu cevap beni tatmin etmemiştir. Dahası keşfi bilmeden ihale onaylamanın ne kadar yanlış olduğunu bana bir kez daha göstermiştir.

Bu sebepten ötürü artık keşfi belediye meclisine yazılı olarak bildirilmeyen hiçbir ihaleye çıkılmasına/onaylanmasına evet demeyeceğimi buradan beyan ederim.

Şeffaflık ilkesi adına,
Saygılarımla…"

Onur OLGUNER

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları