Adı Mücahit...

Yayın Tarihi: 09/12/16 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Biz daha ilkokuldaydık…

O lise sıralarında!

2 metreye yakın boyu vardı, mahallelinin gururuydu…

En iyi topu o oynar, en hızlı o koşar, arkadaşları arasında hep liderdi!

Okulun bahçesinde eğer top oynayacaksak önce onların maçı bitmeliydi…

Ara sıra adam bulamazlarsa bize sadece kalede görev verirlerdi!

Sonra askerlik dönemi başladı, vatan görevine gitti…

19 Temmuz 1974 akşamı gelen talimatla bizler evlerin camlarını siyah kumaşlarla kapatırken

o Kıbrıs çıkarmasına hazırlanıyordu askeri birliğinde!

Adı Mücahitti, Kıbrıs'taki Mücahitlerle omuz omuza savaştı…

…

Aradan aylar geçmişti…

Onu evinin önünde görmüştüm!

Bir bacağı yoktu, bir kolu kesilmiş, kulakları sağır olmuş, görme özelliklerinin hemen hepsini kaybetmişti…

Artık bir Kıbrıs gazisiydi o!

Genç bir beden gitmiş, yarım, akli dengesi çok yerinde olmayan birisi olarak dönmüştü evine…

Mahallelinin idolünü öyle görünce gözlerimden iki damla süzülmüş ve çekindiğim için yanına bile gidememiştim!

Adını şimdi unuttuğum rahmetli olan babasının iki kelimesi hala aklımdadır;

"Vatan sağ olsun' demişti çünkü…

Bu iki kelimeyi hiçbir zaman da unutmayacağım!

…

Belki bu çoğuna bir küçüklük anısı olarak gelebilir…

Ne yalan söyleyeyim benim de aklıma u anı yıllardır gelmiyordu, kim bilir belki de zamana yenik düşmüştük!

Dün geldi yıllar sonra…

Şimdi yaşıyor mu, nerede yaşıyor, sağ mı onu a bilmiyorum!

Peki nereden aklıma geldi dersiniz…

Geçen gün bütçe görüşmelerinde konuşuldu!

56 bin Kıbrıs gazisine madalya verilmesi meselesi…

İşte o haberi okuyunca aklıma ilk gelen Mücahit abi oldu!

Umarım yaşıyordur, umarım bu madalya kendine hiç gecikmeden ulaştırılır…

…

Madalya meselesi kamuoyuna yansıdı ya…

Yapılan yorumları okuyunca yine ağlamaklı oluyorum!

Kim diyor bu kadar para madalyaya harcanmasın yollar yapılsın…

Kimi okul, kimi cami yapılsın istiyor!

Kimi yardım derneklerine bağışlanmasını öneriyor…

Gereksizmiş onlar için bu kadar çok paranın madalyalara harcanması!

Sokağa atmakmış…

Daha yararlı işlerde kullanılmalıymış!

Ağzı olan konuşuyor işte…

…

Burada empati yapmak önemli…

Tam 42 yıl geçmiş üzerinden!

Düşünün bir kere, ister KKTC isterse Türkiye'de olun…

Gencecik fidanlar gitmiş bu topraklarda, vatan savunması adına!

Kimisinin kolu kopmuş, kimisinin ayağı…

Kimisi akli dengesini kaybetmiş, kucağında gözlerini yuman arkadaşları nedeniyle!

Kimi daha şanslıymış, tek kurşun almadan dönmüş evine…

Lütfen sadece empati yapın!

Bunlardan bir tanesinin de sizin aileden olduğunu düşünün…

Babanız olabilir, kardeşiniz olabilir, abiniz olabilir!

Vatan görevi sırasında canını yitirmiş, ya da gazi olmuş…

Ve sadece bir anı!

Devletin ona sunduğu şükran madalyası…

Elbette ne karın doyurur ne de gideni geri getirir, kopan bacağın yerine yenisini!

Ama lütfen önce empati yapın ve bari bir kez olsun bu madalya tartışmalarını yaparken kendinizi o insanların yerine koyun…

Ve paha biçilmez, manevi değeri çok büyük olan bir madalyayı çok görmeyiniz!

Papazın saati!

Saatler konusu belli ki daha uzun bir süre tartışılacak…

Hoş artık iş çığırından çıktı ve saçma bir zemine oturdu ya!

Hani şu papazın saati meselesi…

Papazın saat ayarlamasına uyup uymama tartışmaları!

Bakın size buradan benim de yeni öğrendiğim bir şeyi paylaşacağım…

Şu anda Kıbrıs Tarihi doktorası yapan bir ağabeyimden;

Kendini tarihe ve araştırmalara vermiş, şimdilik ismi bende kalsın…

Diyor ki Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomas'ın ataları çok eski yıllarda

Türk köyündenmiş!

Hem de tek bir Rumun bile olmadığı Türk köylerinden bir tanesi…

Olur mu olur!

Hele de Türk kökenli olduğu bilimsel bir açıklamaya ortaya çıkarsa…

Papazın saatini niçin kullanmayalım ki!

Bence araştırmaya değer bir konu ve top artık tarihçilerde…

Saray-Hükümet kavgasını zamanı değil!

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Brüksel ziyareti öncesinde yaptığı kış saatlerine dönülmesi

yönündeki açıklama dışarıdan pek görülmese de perde gerisinde ciddi bir kriz yarattı…

Bu konuda hükümetten Akıncı'ya çeşitli suçlamalar kamuoyuna yansırken daha da önemlisi

müzakere sürecinde hükümetin görüşmelere takoz koyacağı iddiaları var!

Her iki tarafı da uyarma ihtiyacı hissediyoruz…

Müzakereler artık bizim konumuz olmaktan çıkmış Türkiye ve Yunanistan'ın da katılacağı

5'li konferansa doğru gitmektedir!

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu konferansa katılacak olması ve Türkiye

kaynaklarının 'çözüme çok yaklaşıldı' dediği bu süreçte kimsenin kimseyle kavga lüksü yoktur…

Tabi ki iyi niyetliyseler!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları