Bu kutuplaşma hayra alamet değil!

Yayın Tarihi: 05/01/17 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Sanki de bu fotoğrafı daha önce görmüştük…

2004 yılında Annan Planı öncesinde!

Hani şu Meclis'in basıldığı, polis arabalarının ters yüz edildiği günler…

Ülke savaş alanına dönmüştü!

Kardeş kardeşe düşmüştü…

Ülkenin üzerinde gizli bir el vardı, karıştırdıkça karıştırıyordu!

Daha önce de çok olaylar yaşanmıştı ama o kadarını görmemiştik…

Moral motivasyon derecemiz sıfırın da altına inmişti!

Ya da indirilmişti…

…

Sanki aynı senaryo bir kez daha yazıldı ve vizyona sokuldu…

Örneğin Barbaros Şansal olayı!

Toplum tam ortasından ikiye bölündü…

Bir kenarda linç etmek isteyenler!

Diğer yanda sahip çıkanlar…

Ortası yok bunun!

Yayınladığı videoda söylediği birçok şeye katılırım…

Türkiye'de birçok şey iyiye gitmiyor çünkü!

Ama ha keşke o son cümleyi söylemeseydi…

Söylese bile!

Bunun hesabını sadece yargı sormalıydı…

Çünkü ne Orta Çağ'da yaşıyoruz ne de Nazi döneminde!

…

Lütfen dikkat ediniz…

Kutuplaşma artık çok yoğun yaşanıyor!

Siyasiler birbirine düştü, ortasını kimse düşünmüyor…

Sendikalar ve sivil toplum örgütleri de öyle!

Hele bize, basın mensuplarına bakın…

En sert açıklamalar onlardan geliyor!

Tamam herkesin bir duruşu, görüşü var ama bu kadarı da neyin nesi…

Hele sosyal medyadaki kavgalar!

Herkesin birbirini düşman ve hain ettiği günlerden geçiyoruz…

İnsan odaklı olduklarını söyleyenler bile ilkelerinden çıkmış, insanlığı ayaklar altına alıyor!

…

Gidişat hayra alamet değildir…

Hemen hepimizin ruh hali bozuldu!

Başkalarının mutsuzluğu mutluluğumuz olmaya başladı…

Sevgisizlik, görüşlere saygısızlık aldı başını gidiyor!

Tam bir kutuplaşma yaşıyoruz…

Hem de aksine en fazla beraber olacağımız, dayanışma yapacağımız bu süreçte!

Etekteki taşlar o kadar çoğaldı ki…

Kimin başını yaracak, kime bir kötülük gelecek hiç belli değil!

Bu kutuplaşmanın sonu da hayra alamet değil…

Ankara'da neler oluyor!

Resmen sıraya girdiler…

Yoğun bir Ankara ziyareti hareketliliği yaşanıyor!

Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve bazı bakanlar derken ana muhalefet de bu modaya uydu ve Ankara'da yoğun temaslar yapıyorlar…

Ortak özellikleri şu:

Giden dönünce tek kelime bile açıklamıyor!

Ziyaretlerin müzakerelerle olduğunu biliyoruz da ne konuştuklarını kimse söylemiyor…

Oraya gidenler!

O makamlara halkın iradesiyle geldiğinizi unutmayın olur mu!

B planımız ne!

Birisi Kıbrıs konusunda B planı dedi mi aklıma hep çok yaşasın Abdullah Gül gelir…

2004 Annan Planı referandumu öncesi söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor;

"Siz yeter ki 'evet' deyin Rumlar 'hayır' derse kapı kapı gezip KKTC'yi tanıtacağım."

Kendisine uyduk 'evet' dedik!

Ama Abdullah Gül kimsenin kapısını çalmadı…

Hatta derin bir sessizliğe gömüldü!

Onun için B planını bilmek hakkımızdır…

Kendi adıma konuşayım;

Ankara'da birisi çıkarsa ve 'KKTC'yi tanıtacağım' derse…

Asla inanmam!

Kim kime 200 bin TL teklif etti!

Güzelyurt'un kaderi mi ne…

Hastane inşaatının ihalesi Sağlık Bakanlığı tarafından iptal edildi!

Bunun için çeşitli gerekçeler söyleniyor…

Serdar Denktaş da buna kızıp bundan sonraki ihaleleri Ankara'da açacağını söyledi!

Yapabilir mi, biraz zor gibi gözüküyor…

Ama en önemlisi şu 200 bin TL meselesi!

İhaleyi kazanan Ali Kofalı ortaya öyle bir iddia attı ki…

Birisi kendine ihaleden çekilmesi için 200 bin TL önermiş!

Açık açık rüşvet yani…

"Gerekirse de açıklarım" dedi!

Yanlış yaptı…

Aynı gün açıklamalıydı!

Okullar kime emanet!

23 Nisan İlkokulu'nda geçenlerde yaşananlar…

Adamlar bahçeye sofrayı kurmuşlar vurmuşlar rakının dibine!

Rezaleti biz de gazetelerden öğrendik…

Eğitim kurumlarının bahçesinde içki alemi!

Demek ki emniyet, güvenlik gibi bir şey yok…

Gündüzleri öğrencilerin, geceleri de ayyaşların mekanı olmuş!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları