Sadece fıkralık bir gün…

Yayın Tarihi: 08/03/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dün basına servis edilen basın bildirilerinin geneli 8 Mart Dünya Kadınlar Günü içindi…

Tahminimde yanılmadım çünkü hepsinde de ilgili makamlar kadınların ne kadar yüceltilmesi gerektiğinden dem vuruyordu…

Bu tür günlere inanmayan biriyim…

İnanmam derken bu tür basın açıklamalarının sadece iş ola yapıldığından da adımdan emin olduğum kadar eminim…

Çünkü bizim işimiz gücümüz lafazanlık!

Dostlar alışverişte görsün cinsinden…

Her 8 Mart'ta tekrarlanan bir nakarattan başka bir şey değil!

Hatta birçok makam geçen yılın basın bildirisinin sadece tarihini değiştirip basına pas etti…

…

İnancım odur ki erkeklerin ezici bir çoğunluğu kadının haklarına falan da inanmaz…

Büyük nutuklar çeker ama işin özüne gelince kadın annedir, yemek yapar, çocuk bakar, erkeğin hep bir adım gerisinde olmalıdır, ara sıra da dayak yemelidir!

Hele de alkol biraz fazla kaçınca…

Çünkü kadında kas kuvveti erkeğinkinden daha zayıftır!

Ve genelde de kadın dayağı yer ve oturur yerine…

Birkaç günlük küslük ardından kol kola gezmeler, yemeler içmeler!

Tabiî ki konu sadece şiddet değil…

Sosyal hayatta da hiçbir zaman olması gereken yerde değildir kadın hakları!

Çünkü öncelikle kadın kadını çekmez bizim gibi ülkelerde…

Lafı çok uzatmayacağım, bundan daha birkaç ay önce yine kadına şiddet konusu gündeme gelmişti ve bu sayfada duygularımı paylaşmıştım!

İşte o yazıyı tekrar sizinle paylaşma gereği hissettim ve bu yazının da hep arkasında olacağım…

Ta ki kadınlar şiddet gördükleri erkeklerin kıçına tekmeyi yapıştırmayı bildiği ve sosyal hayatta birbirini desteklemeye başladığı ana kadar…

…

''Önce kadınların affına sığınarak bir fıkra:

Pek çok ülkeden gelen feministler bir toplantı yapmış.

Feministlerin başkanı demiş ki:
- Bundan sonra iş yapmak yok, erkekler tüm işlerini kendileri yapsınlar.
Alman, Fransız ve Türk bu görevi üstlenmiş. Bunun üstüne feministler 3 ay sonra tekrar toplanmaya karar vermiş.

Toplantı üyeleri 3 ay sonra yeniden bir araya gelmiş ve Alman konuşmaya başlamış:
- Tüm işleri bıraktım birinci gün bir şey göremedim ikinci gün de bir şey göremedim ama üçüncü gün bir baktım çamaşırları kendisi yıkıyor.
Fransız konuşmuş:
- Ben de birinci ve ikinci gün bir şey göremedim ama üçüncü gün bir baktım ki bulaşıkları kendisi yıkıyor.
Türk konuşmuş:
- Ben kocama olayı açıkladım, birinci gün bir şey göremedim, ikinci gün de bir şey göremedim ama üçüncü gün sağ gözüm açılmaya başladığında önümde bir dolu kirli bulaşık ve çamaşır gördüm…''

…

Fıkra deyip geçmemek gerek…

Ne yazık ki ülkemizde de gerçek budur!

Zaten dünkü eylemde de açık ve seçik belirtildi…

Her üç kadından bir tanesi eşinden şiddet görüyor!

Ama polis kayıtlarına bir bakın lütfen…

Her üç kadından birisinin şiddet gördüğü bir ülkede polis kayıtlarında bir elin parmaklarını geçmez şiddet olayları!

Bu arada yanlış bir kanı var ortada…

Eşinden şiddet gören kadınlar sadece kırsalda yaşayanlar filan değil!

Kentlerin çok önemli, aydın kadınları da dayak yiyor kocalarından…

İşin kötüsü gizliyorlar, saklamaya çalışıyorlar, bunun duyulmasından utanç duyuyorlar!

Belli ki etiketlerine zarar geleceklerini sanıyorlar…

…

Bundan birkaç ay önce basının da içinde olan aydın bir kadınımızla sohbet etmiştik…

O anlattıkça ağlamaklı olmuştum!

Kadın aydın, erkek aydın ikisi de ülkenin ileri gelen insanlarından ama kadın kocasından şiddet görüyor…

İnanılır gibi değil ama gerçek bu!

Ama kadın saklıyor bunu yakınlarından…

Benden de çok rica etmişti duyulmasın diye, elbette çok özel bir konu ne haddimize!

Saydı, sövdü, ağladı ve en kısa zamanda boşanacağını söyledi…

Doğrusu buydu!

Hatta onu polise verip deşifre etmesi de gerekiyordu…

Amma velakin…

Daha iki gün önce gördüm, eşinin kolunda Dereboyu'nda turluyordu…

İçimden geçirmedim desem yalan olur; dayağı hak ediyorsunuz sizin gibileri!

Bunu söyledim diye de kusuruma bakmayın olur mu...

Değerli okurlar…

Kadına şiddet ülkemizde ciddi boyutlara kadar gelmiştir ama birçoğu da polise yansımamaktadır!

Bu işler öyle yürüyüştü, eylemdi, seminerdi filan gibi şeylerle son bulmaz…

Eşinden şiddet gördüğü halde bunu saklamaya çalışan her kadın aslında yeni canavar kocalar yaratmakta ama bunun farkında bile değillerdir!

İşin sonunda 'kocamdır, döver de, söver de' mantığı hızla yayılmaktadır…"



"Dün geldik para ver…"

"Çok garip işler oluyor… Dün gece Girne'deki evimizde ( tenha bir bölge) kapı çalıyor ve uzun boylu bir adam para dileniyor…

Abi 3 gün önce geldim, bana para ver diyor… Az önce Cumhurbaşkanlığı'nın önünden Girne Kapısı'na doğru arabada giderken, genç bir kadın, kucağında bir bebek ve genç bir adam durmam için işaret ediyor, duruyorum, arabanın kapıları kilitli ve camı seslerini duyacak kadar açıyorum... 'Abla dün geldik , otel parası ver' diyor!!! Dün gece ve bugün, Girne ve Lefkoşa ve aynı cümleler, bir bu eksikti ... Polis derhal gereken önlemleri almalı… Derhal …"

(Evrim EMİNAĞA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları