Sistemi babam mı kuracak!

Yayın Tarihi: 16/03/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladık ya…

Herkes eteğindeki taşları döktü, en çok da buna memnun oldum!

Ne dikkatimi çekti biliyor musunuz…

Bir tek Allah'ın kulu bile kendisini eleştirmedi yaptığı açıklamada!

Devletin kendisi de…

Hekim de!

İlgili örgütler de…

Sendika da!

Söyledikleri tek bir şey var yıllardır…

Sistemin yanlışlığı!

Hatta buna bazıları sistemsizlik sistem olmuş diyor…

Güler misiniz ağlar mısınız!

…

Bunların açıklamalarını okurken aklımdan geçen tek bir şey oldu; mademki ortada bir sorun var ve millet sadece konuşuyor!

"Babam mezardan kalksın gelsin ve sistemi düzeltsin…"

El insaf yahu kardeşim…

Birisi de bir adım öte çıkıp bu yanlış sistemde kendisine pay çıkarsa şükürler olsun diyeceğim!

Diyemiyorum işte!

Bildiğim tek bir şey var son 30 senede…

Gelmiş geçmiş tek tük bakanlar da koltuğa oturduktan bir süre sonra aynı nakaratı yaparlar:

"Sağlıkta sistem yok baştan aşağı değiştirmek gerek…"

İyi de niye değiştiremediniz kardeşim!

Elinizi kolunuzu tutan mı var…

Et de elinizde bıçak da!

…

Sistemden şikayet edip de sistemi bir türlü değiştiremeyenlere sesleniyorum…

Sağlıkta durum bu kadar kötüyse bunun sorumlusu hepimiz değil miyiz!

Başta sürekli sistemsizlikten şikayet edenler…

Devletin en tepesindekilerden bahsediyoruz!

Bütün yetkiler elinizdeyken sistemi değiştirmek için bir türlü parmağınızı kıpırdatmıyorsanız çıbanın başı sizsinizdir demek…

Vaatleriniz sadece koltuğa oturuncaya kadar geçeri oluyor!

Koltuğu korumak için değil yeni bir sistem kurmak için biraz sarf etseydiniz ha keşke…

Ya hekimler!

Devlette olsun ya da olmasın hepsinden bahsediyoruz…

Devlette çalışanların birçoğu şimdiye kadar ne üretti, ne katkı koydu sistemin yeniden inşası için!

Ya da dışarıdakiler; ellerinde sundukları yeni bir proje var mı!

…

Ve sadece sağlıktaki sistemsizliğin değil, ülkedeki bütün olumsuzluklarda başkalarının da payı var elbet…

Kendini yönetsin diye oy verip, onları önce vekil sonra bakan ve üst düzey yetkili yapan seçmenden, yani hepimizden bahsediyoruz!

Tamam bu sistemsizliğin en masumları olabiliriz ama…

Demek ki sistemsizliği sitem haline getirenlere karşı öyle hoşgörülü olmuşuz ki onlar da gelmişler tepemize kadar çıkmışlar!

Onun için sistemsizlikten lütfen hiç kimse bahsetmesin…

Bu sistemi kurtaracak olan mezardaki benim babam değil, burada sistemsizlikten şikayet eden herkestir!



Aslında derdimiz kaynak da değil!

Ülkede yaşanan bütün sıkıntıların ardında kaynak sorunu olduğu iddia edilir…

Bu kısmen doğru olabilir ama!

Şunu da biliriz ki Ankara'nın kaynakları hiçbir zaman burada doğru kullanılmamıştır…

Ya da hiç kullanılmamıştır!

Örneğin önceki sene geri giden 20 milyon TL…

Elçilik yetkilileri dönemin bakanlarına, müsteşarlarına uzun süre ulaşamamış ve bu para geri giderek heba edilmiştir!

Kasıtlı ya da kasıtsız, bu nasıl olur bilemeyiz ama 2016 yılında da 675 milyon TL'nin geri gitmesi haber ve yorumlarını daha geçen gün yazıp çizmiştik…

Kaynak sorununu öne sürenlere duyurulur!



70 milyon TL sevk parası!

Alın size sağlıkta başka bir çarpık sistem…

Geçenlerde K.T. Tabipleri Birliği açıkladı;

Devlet sağlıkta her sene 70 milyon TL kadar ciddi bir parayı özel hastanelere sevk parası olarak ödüyormuş!

Demek ki kaynak sıkıntısı falan yokmuş…

Devlet hastanelerine ve çalışanlarına ödeme ama özel hastanelere öde!

Anlaşılır gibi bir şey değil bu…

Özel hastanelere karşı birisi değilim!

Ama önerim de şudur:

Bu işi devlet yapamıyorsa ve özele sevk edip de kamyonla para ödüyorsa sağlık tamamen özele devredilsin ve bu yükten de kurtulsun!

Çünkü en azından özel sektör sistemsizliği hiçbir zaman başarısızlık olarak göstermiyor…



Devriye yok mu!

Önceki akşam saat 21.00 sularıydı…

Telefonda heyecanlı ve korkulu olduğu ses tonundan belli olan genç bir kızımız aradı, ağlamaklıydı…

Aracına binmek için giderken siyahi bir genç takılmış peşine!

Kapıyı açarken de yarım metre kadar yaklaşıp kendisini de götürmesini bozuk Türkçe ile söylemiş…

Biraz da kötü bakışlarla!

Yani Lefkoşa Surlariçi, genç bir kız ve siyahi bir kişinin yakın teması…

Olayı anlatıp da biraz rahatlayınca şu soruyu sordu ve telefonu kapattı:

"Buralarda niçin devriye polis yok…"

Doğru soruydu bence de!

Şu anda polis o bölgeden ayrıldı ve yeni binalarına geçti ama…

Burada bırakın bir devriyeyi, bir polis karakolu şart olmuştur artık!



Bu polisler niye gülüyor?

Yine dün bir başka okurumuz aradı ve şikayetini dile getirdi…

Dün gazetelerdeki bir fotoğraf canını epey sıkmış!

Şu 80 yaşındaki bir adamın mahkemeden çıkarken yanındaki polisler meselesi…

Yani somurtsunlar demiyoruz ama!

Öyle sırıtarak gülmeleri de gerçekten şık durmuyor…

Bize göre de okuyucu siteminde haklıdır!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları