Bunlar ihmal olamaz!

Yayın Tarihi: 31/03/17 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil…

Önce traktörden düşen 10 yaşındaki Erdem Hırka olayı!

Traktörün çamurluğunda otururken düştü ve ayağını kaybetti…

Bunun bedelini belki de hayatı boyu ödeyecek!

İyi de hepsi bu kadar mı…

Bu olay kapanıp gidecek belli ki!

10 yaşında bir çocuk tarla sürerken çamurluğa oturtulur mu…

Oturtan kim olursa olsun bunun bedelini ödemeli!

Bir iki satırlık gazete haberi, sonra kapanan dosyalar…

Oysa bu kazaya sebebiyet veren bir polis memuru!

Onun adı sanı niçin hiç geçmiyor…

Vicdanı rahat mıdır acaba, akrabalık derecesi ne olursa olsun!

…

Sonra Dipkarpaz'daki ATV olayı…

2.5 yaşındaki minicik bir yavru Naz babası ile ATV keyfi yaparken ayak parmaklarını kaybetti!

Yani kusura bakmasın ama bu ne biçim babalık ki…

İnsan canından bir parça olan minicik bir çocuğu böyle tehlikeye atabilir mi!

Elbette kimse istemez ve büyük bir talihsizlik ama bunun da bir bedeli olmayacak mı…

Ya da adamın kendi kızı deyip olay geçiştirilecek mi!

Geçiştirilmemeli…

Evet onun kızı olabilir ama olayın bir de toplumsal boyutu var!

Elbette babası cezaya çarptırılırsa ne kopan parmaklar yerine gelecek ne de biz içimizden 'oh olsun' demeyeceğiz ama…

Kulağa küpe olacak diye bir sözün de olduğunu unutmamak gerek!

…

İşte bunun için bugünkü başlığımızı 'Bunlar ihmal olamaz' diye belirledik…

Zira 10 yaşındaki bir çocuğu tarla sürerken çamurluğa oturtmak, 2.5 yaşındaki bir kız çocuğu ile ATV gezisi yapmak ihmal değil ancak ciddi bir suç kapsamındadır bize göre!

Adı ihmal de olsa hukukta bunun cezası vardır ve savunmasız çocuklara zarar veren her kim olursa olsun bunun bedelini ödemelidir…

Çünkü sosyal devlette bunun başka bir karşılığı olamaz!

Her ne kadar biz de öyleyiz denilse de ne yazık ki bir sosyal devlet hala olamadık…

Bizde kişisel menfaatler toplumsal menfaatlerin de önünde tutulduğu müddetçe de olamayacağız!

Sonuçta daha durun bakalım nice çocuklar ve günahsız insanlar bunun bedelini ödemeye mahkum olacaktır…

İhracat da sıkıntıya girdi…

Hani şu uzun süre sebze ve meyveler yangından denetlenemedi ve dışarıdan ürün alırken hep Allah'a sığındık ya…

Devlet Laboratuvarı yangını başka sıkıntıları da beraberinde getirdi!

Yurt dışına gıda ürünü ihraç edenleri mesela…

Zira KKTC'de üretilen ürünlerin yurt dışına ihraç edilmesi için Devlet Laboratuvarı'nda analiz edilip sağlık sertifikası alınması gerek!

Ama maalesef ki şu anda bu işlemler de yapılmıyor ve zaten büyük özverilerle üretim yapanların işleri aksamaya başladı…

Dün bazı iş insanları aradı ve içinde bulundukları çaresizlikleri dile getirdiler!

Zaten ülke olarak ihracat fakiriyiz ve onu da yangın dolayısıyla şu anda yapamıyorsak varın çektikleri sıkıntıları siz düşünün…

Bu konuda mutlaka milli bir seferberlik ilan edilmelidir!



Kıb-Tek ıslah olmaz!

Dünün en güzel başlığıydı aslında…

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı yaptığı açıklamada söyledi bunu!

Çünkü bu ülkede yıllardır AKSA'ya kıyak geçiliyordu ve bunun devamı kararları alınıyordu…

Ne yazıktır ki AKSA'ya sağlanan kolaylıklar yanında başka daha çok neden tüketicinin daha fazla ücret ödemesine neden oluyor!

Yanlış kararların faturasını hep vatandaş ödüyor…

Hani bazen kızıp 'yeter artık her şeyi özelleştirin' diye isyan ederiz ya!

Bundan sonra bu konularda daha fazla hassas olmalı ve özelleştirmenin ileride nelere mal olacağını da hesaplayarak yorum yapmak en doğru olana olacak…

Doğru karar…

"Hükümetin, Seyrüsefer Vergisi'ni, yakıt fiyatlarına yansıtarak tahsili düzenlemesi, kanaatimce KKTC hükümetlerinin şimdiye kadar aldıkları en doğru kararlardan bir tanesidir.

Adı üzerinde "Road Tax" "Seyrüsefer Vergisi."

Yani...

Devletin, araçların kullanımı için inşa ettiği yolların kullanılması karşılığı alınan vergi.

O zaman…

Her araç "ne kadar kullanırsa" yoldan o kadar yararlanıyor ve aynı şekilde yolun yıpratılmasında o kadar katkısı oluyor.

Yolu her gün kullanan ve kilometrelerce yol kat eden bir araçla, yolu belli zamanlarda ve az kullanan araçların yollardan yararlanması ve yolun yıpratılmasına verdikleri zarar, çok kullananla aynı mı?

O nedenle, hangi aracın, yolu ne kadar kullandığı, harcadığı yakıtla "doğru orantılı" olduğuna göre hükümetin aldığı karar çok adil ve doğru karardır.

Kim ne kadar kullanıyorsa o kadar ödeyecek.''

(Ülker Fahri)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları