Ruhumuzu kim satın alabilir ki!

Yayın Tarihi: 04/04/17 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Çok ağır ithamlar yapıldı dün…

Bizim gazete de dahil bazı gazeteler 16 Nisan referandumu için ön sayfalarını 'evet' ilanlarına kapatınca yazılmaması gerekenler yazıldı!

Bu gazeteler satılmıştı bazılarına göre…

Çete oluşturmuşlardı!

Bunlar için boykot kararı alınmalıydı…

Okunmamalıydı, okutturulmamalıydı!

Teslim olmuşlardı bazı çevrelere…

Para için, menfaat için!

Bunların her birini okurken içim sızladı…

Eleştiri elbet yapılır ama hakaret niye ki!

…

En üzücü olanı da basın mensuplarından gelen ağır ithamlardı…

Hem de kendine 'aydın' diyenlerden!

Bu memlekette o kadar iğrenç olaylar yaşandı ama hiç bu kadar ağır hakarete maruz kalınmamıştı…

Her zaman olduğu gibi yine şu lanet olası siyaset var ya…

Siyaset yine en öne oturmuştu gazetelere yapılan suçlamalarda!

Suçla be kardeşim de, hakaret etmesen olmaz mı…

Yalan yanlış bir sürü yorum okuduk dün!

Ön sayfaların ilan olduğunu görmeyenler, oturup da sanki bizim gazeteler aynı manşeti paylaşmış gibi iddialar…

Oysa son yılların propagandalarında moda olmuş bir yenilikti o kadar!

…

Belirtmekte yarar var:

16 Nisan'da yapılacak olan referandumda benim oyum 'hayır' olacaktır…

Demokrasi gereği oy kullanırken özgürsem buna kimse müdahale edemez, ben de kimsenin hür iradesine gölge düşürecek bir yazı yazamam, yorumda bulunamam!

Kendime göre gerekçelerim var, 'evet' diyecek olanların da kendilerine göre doğruları var…

Bundan daha güzel bir şey olabilir mi!

Ama gelin görün ki bu referandum istenmeyen sonuçlara da yol açabilir, koca Türkiye'nin kutuplaşmasını daha ileri boyutlara taşıyabilir…

Birileri bu gidişe dur demezse tabiî ki!

Zaten son yıllarda huzurun ve sevginin kalmadığı bir Türkiye'den kimler kazançlı çıkar ki…

…

Sevgili okurlar…

Şuna inanın ki dünkü bazı gazetelerdeki ilan türündeki manşetler 'hayır' odaklı olsaydı bugün 'evet' manşetlerine hiç ses çıkarılmayacak, gazeteler ve gazeteciler bu kadar zan altında kalmayacaktı…

Ama burada çok daha önemli olan gazeteler o veya şu nedenle suçlanırken bunun tüm camiaya mal edilmesi hatadır, insafsızlıktır!

Çünkü konu tamamen ticaridir…

Ama işte KKTC'de bir ilk yaşanmış, Türkiye'deki bir referanduma ilk kez bizim basınımız ve insanımız da dahil edilince bu kargaşalıkların yaşanması da beraberinde gelmiştir!

Gazete patronlarının gazetelerini para karşılığı satma suçlamalarını kabul edemeyiz…

Tamam şu anda eskilere göre gazetecilik yapılmamakta, gazeteleri artık gazeteciler değil patronlar yönetmektedir ama, eğer gazetecilik mesleği devam edecekse de bunun başka bir alternatifi yoktur ki!

Sonra…

Bazı siyasiler ve para babaları gazeteleri satın alabilir ve kendi politikalarına göre yönetebilirler ama…

Gazetecilerin ruhunu da satın alamazlar ki!

Tüm gazete ve televizyonlar satıldı mı!

Gazetelerde ve televizyonlarda çalışanlar, özellikle de yöneticiler bu işlerin ne kadar zor olduğu iyi bilirler…

Gün gelir maaş ödeyemeyecek, sosyal yatırımları yapamayacak noktaya kadar gelirler!

Biz bu meslekte çalışanlarının yüzüne bakınca kızaran yöneticiler de çok gördük…

İmkanlar kısıtlıdır, büyük özveri gerektirir bu meslek!

Uzun zamandır devlet televizyon kanallarına uydu yardımında bulunuyor…

Son olarak da gazetelere maddi katkı sağlanması kararı alındı!

Bir gazeteci olarak elbette gönül ister ki bu meslek hiçbir siyasinin kararlarına muhtaç olmasın ama…

Aması var işte!

Devleti siyasiler yönettiğine göre yapılan bu maddi yardımlardan sonra topyekûn 'medya siyasilere satıldı' diyebilir miyiz…

Bunu diyen de büyük insafsızlık eder!

Özellikle basın mensubu arkadaşlara da sözümüz:

Lütfen eleştirelim ama bunu rencide edecek noktaya da getirmeyelim!

"Belediye sayısı 14'e düşsün…"

Büyükkonuk Belediye Başkanı ile Radyo Vatan'da biraz kısa ama dolu bir program yaptık…

Malum deve güreşlerini gündeme getirince biraz da siyasi olarak ve parti değiştirdiği için epey tepki almıştı…

Çünkü bizde modadır, insanları yeteri kadar düşünmeyenler ansızın hayvansever kesilir!

Sennaroğlu turizme taktı ya 'Madem deve olmaz biz de balon getirir turizmin hizmetine sokarız' diyor…

Bu da belki eleştirilebilir ama en azından bazı alternatifler için çalışıyor ya bu da bize göre önemlidir…

Bu arada Ahmet Sennaroğlu da 28 belediyenin çok olduğunu ve bu sayının hiç gecikmeden 14'e düşürülmesinden yana tavır koyuyor!

Hem de bir daha seçilememe riski olduğu halde…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları