Bu devlete sahip çıkamayınca…

Yayın Tarihi: 28/04/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Pakistan'dan karnını doyurmak, ekmek parasını kazanmak için geldi…

Önüne çıkan ilk inşaata girdi, iş istedi, işi kaptı!

Girne sahillerinde 5 yıldızlı bir otelin inşaatıydı…

Birkaç hafta çalışıp iş kazası geçirdi, beton zemine çakıldı!

Birkaç hafta sonra da hayatını kaybetti…

Bir can gitti de bu kimsenin umurunda oldu mu!

Olmadı, olmayacak da…

Bir can gitti ama kimseye sormayacak, niçin kaçak çalıştırılıyordu diye!

Bu tür olayları daha önce de yaşadık, yaşamaya devam edeceğiz…

Birileri bedel ödemedikçe de bunun ardı arkası kesilmeyecek!

…

Tıp-İş dün yine Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde eylem yaptı…

Ameliyatlar dışında hastanede hizmet verilmedi!

Tedavi görmeye gelenler özel hastanelere gitti…

Ama devlette çalışıp hasta bakmayanlar, ikini iş yaptıkları özel hastanelerde hastalara baktılar!

Bir de derdimiz ikinci iş değil diye halkı kandırmaya çalışıyorlar…

Aslında ne istediklerini kendileri de bilmiyorlar!

Altyapı diyorlar, özlük hakları diyorlar…

Emekli hekimlerin de maaşları artsın diyorlar, başka bir şey demiyorlar!

Ne gariptir, hastanenin geçmiş hükümetler döneminde sıcak suyu akmaz, asansörleri çalışmaz, merkezi ısıtma sistemi çökmüşken, eylem yapmadılar ama şimdi bütün bunlar onarılmışken, uyduruktan bahanelerle hasta bakmıyorlar…

…

İstihdamlar gırla gidiyor…

Geçmiş yıllarda CTP döneminde işten atılanlar, bu hükümet döneminde tekrar işe alınıyorlar!

Bunlar söz verdi ya, biz iktidara gelince sizi yine alacağız diye…

Örgütlerin de baskılarıyla münhalsiz, sorgusuz, sualsiz devlet dairelerine arka kapıdan partili gençler istihdam ediliyor!

Partizanlık ve popülizm yine hortladı…

Ülkede hekim, hemşire, polis eksikliği var ama bunlar uyduruktan yerlere istihdam yapıyorlar!

İşe göre adam değil, adama göre iş meselesi…

Yeter ki örgüt başkanları mutlu mesut olsun!

Partililerinin önünde yüzleri kızarmasın diye…

…

Dün Lefkoşa'da Araç Kayıt Dairesi'nde vatandaş ile çalışanlar arasında kavga çıktı…

İnsanlar çalıştıkları iş yerlerinden izin alıp ruhsat borçlarını yatırmak için daireye geliyorlar ama saat 11.00'da kapılar yüzlerine kapanıyor!

Çünkü kuyruğun sonu yok…

Hükümet af çıkardı diye göğsünü gere gere bunun reklamını yapıyor ama belli ki yığılma olacağını kestirememiş ve bir önlem almamış!

Nasıl olsa vatandaş eşek gibi gelip veznelerin önünde uzun bir bekleyişten sonra parasını ödeyecek…

Bir barakanın içinde yüzlerce kişi!

Devlet vatandaşının hizmetçisi olduğunu unutmuş olacak ki aksine eziyet çektiriyor…

Güya sosyal devletiz ya!

…

Haberlere bir bakınız lütfen…

Güney Kıbrıs ile sınırlarımız tamamen eleğe dönmüş!

kaçak et mi dersiniz, uyuşturucu mu dersiniz ne isterseniz var…

Millet artık kazancını kaçakçılıktan bekliyor!

Bizim insanımız da sağ olsun iki lira ucuz diye ve haklı da olarak alışverişini oradan yapıyor…

Bizim tarafta önlem alan yok!

Eğitim yılının neredeyse sonuna geliniyor, sendikalar ve bakanlık kedi-köpek misali kavgaya devam ediyor…

Ülkede yaşanan sorunları bu sayfaya sığdıramayız!

…

Sonuçta…

Sevsek de sevmesek de bir devletimiz var ama ne siyasi erk ne de onları oraya getiren halk yeteri kadar sahip çıkıyor!

Ama Türkiye'de çenesi düşük bir danışman 'vilayet' deyince yaygarayı koparıyoruz…

Mübarek iki gündür bildiri yağmuru var!

Devlete sahip çıkmazsak, kişisel menfaatlerden vazgeçmezsek, bundan böyle çok daha ağır hakaretlere maruz kalacağız…

Onun için ekranda şovdan başka bir şey yapmayan bir dangalağa değil!

Lütfen kendimize bakalım artık…



"İçimizdeki yamyam fareler…"

"Eskiden gemilerde fareleri yok etmek için İngiliz gemilerinde uygulanan bir metot vardır.
Bir tane fareyi canlı olarak yakalayıp boş bir tenekeye koyarlar ve günlerce aç bırakırlar.
Sonra bir gün yakaladıkları küçük bir fareyi bu farenin yanına koyarlar. Günlerce aç kalmış olan fare yeni koyulan fareyi yer.

Sonra bir daha bir daha derken yamyam bir fare elde ederler.
Bu fare artık iyice de semirmiş ve kuvvetlenmiş olur.

Sonra bu fareyi geminin içine salarlar, şimdi ortada tebdil kıyafet gezen güçlü kuvvetli bir yamyam fare vardır ve bu fare rahatlıkla diğer farelerin yanına sokulur ve yakaladığını yer.

Böylece gemi farelerden temizlenir.

İçimizdeki yamyam fareleri fark edip derhal bertaraf edebilmemiz dileğiyle…"

(Fatih OSMANCIK)


Her yerde torpil!

Haklarının yendiklerini iddia eden bazı hemşireler isyanları oynuyor…

Yine partili kurmayların telefonları işlemiş ve Sağlık Bakanlığı'na ikinci derece bir hemşire görevlendirilmesi gerekirken üçüncü derece bir hemşire görevlendirilmiş!

Bunda da Mağusalı bir iş adamı olan UBP kurmayının etkili olduğunu iddia ediyorlar…

Buradan Sağlık Bakanlığı'nı uyarma ihtiyacı hissediyoruz:

Eğer bu yasa dışılıkta ısrar edilirse konu mahkemeye gidecek ve biz de tarafların isimlerini buradan deşifre edeceğiz!

Vatandaş zaten devletine güvenini yitirmek üzere…

Daha fazla tahrik etmeyin!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları