Bet salonlarını kapatabilecek bir babayiğit var mı!

Yayın Tarihi: 08/06/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
30 yıl geride kaldı, bu süre zarfından siyasileri hep çok yakından izlemişimdir…

Bizim siyasilerin genel sorunu şudur;

Muhalefette başka iktidarda başka elbise giymek!

Muhalefetteyken genelde vatandaşın kulağına hoş gelen şeyler söylenir, çünkü popülizm ön plandadır bizde…

Atarlar tutarlar, kapı kapı gezip dil dökerler…

İktidar olunca bu sözler anında unutulur!

Oysa arşivlere bir baksalar, geçmişte söylediklerini önlerine koysalar…

Bu işlerine gelmez ki!

Sözlerini tutmazlar, iktidarda olmanın kaymaklarına dalarlar…

Ve ne gariptir, seçmen de onların suyuna gidince, kaşarlanmış siyaset başımıza bela olur!

…

Kıbrıs Türkünün baş belası haline gelen bet olayı da bunlardan birisi…

Ülke gençliğinin bu lanet hastalığın pençesine düştüğünü bildikleri halde kıllarını bile kıpırdatmazlar!

Bakın size bir taksici arkadaşın birkaç gün önce gönderdiği yazıyı paylaşalım önce;

"Sabah havaalanına bir yolcum vardı onu evinden aldım ve yola koyulduk. Yolda otostop yapan bir vatandaş vardı yanımdaki yolcum abi dur alalım dedi kırmadım aldım.

Yolda sohbet muhabbet derken otostop yapan kişi abi nasıl işler memnun musun dedi.

Çok şükür Allah'ıma binlerce şükürler olsun dedim.

Aldığın parayı ata ite yani ( bet oyun salonlarına) kaptırmazsan bu iş senin geçimini sağlar dedim.

Evet abi doğru söylüyorsun dedi. Ve ekledi;

Benimde bir yakınım bu işi yapıyordu. Merak ettim yapıyordu derken İşte abi şu bahsettiğin o At & İt yarışı dediğin lanet oyun salonları var ya dedi.

Eeeeeeee deyiverdim, işte abi T izinli taksisini özel arabasını her şeyini orada batırdı ve şimdi de sürünüyor dedi.

Üzüldüm doğrusu kendi işinin patronu olan birisi için bir başkasının emri altında çalışmak ne acıdır degil mi?

Şimdi buradan hükümet yetkililerinin bu sesi duymasını istiyorum Daha kaç yuva dağılacak daha kaç çocuk öksüz kalacak bu umut tacirliği yapan lanet yerler ne zaman kapatılacak kaç eve daha haciz memurları gelecek kaç kişi ödenmeyen borçlardan dolayı ya intihara kalkışacak ya da mafya geçinen 3/5 zibidi ile köşe kapmaca oynayacak birileri rahat hayat sürsün diye daha ne kadar açık kalacak bu yerler…"

…

Sevgili okurlar özellikle de bet olayının acı gerçeğidir taksici arkadaşın bizimle paylaştıkları…

Önce çok masum bir oyun gibi gelir insanlara, 5-10 TL'den bir şey olmaz diye düşünürler, sonra hele de birkaç kazanınca olay şans oyunundan çıkar insanı bitiren kumar vahşetine çevrilir ve sonuç hep aynı olur!

Aileler yıkılır…

Gecenin bir yarısı kapı çalınır ve verilen borçlar hatırlatılır!

İmzalanan senetler, tarihi geçmiş çekler gösterilir…

Sonrası bunalımdır çünkü artık acımasız pençenin içine girmişsinizdir!

Bunların hepsi bilinir ama kimse bu gerçeklerle yüzleşmez…

…

Şu anda bazı bakanların bet izni olayına karıştıklarını yazıp çiziyoruz ya…

Demek ki durum bizim tahminimizden de çok kötü bir seviyeye yükseldi demektir!

Bu işten avanta alırlar ya da almazlar, çok da umurumuz değil…

Ama genelde 'bet salonları kapansın' denildiğinde söylenen ilk sözler şu olur;

"Spora çok büyük katkısı oluyor…"

Gerekçeye bakar mısınız lütfen!

Güya buradan gelen vergilerle halı sahalar filan yapılıyor ya…

Bunu bile icraattan sayıyor bizim beyefendiler!

Yasal kumar haline gelen bet gençleri bitiriyor gözümüzün önünde ama spora yararı var diye göz yumuyoruz öyle mi…

Olmaz olsun böyle katkı!

Devlet gençlerine spor sahaları yapacak diye bet oynatanların avucuna bakıyorsa, bu nasıl bir devlet diye sormazlar mı adama?

…

Bu ülke gençliğinin asıl sorunu kimsenin geleceğini düşünmeyen, kendi koltuğundan başka derdi olmayan siyasilerden başkası değildir…

Devlet bu sistemi kabul ederken kolaycılığı seçmiş, kendi yapacağı hizmetleri karanlık kişilerin insafına bırakmıştır!

Ülke gençliği gözümüzün içinde zehirlensin ama sırf spora katkı olacak diye kimse gıkını çıkarmasın, aksine bir de mekan sorunu olmayan sanal bet belası peydahlansın ve bunun da izin alınması için siyasetçi iş takipçiliği yapsın…

Ha keşke bir babayiğit ortaya çıkıp da ülke gençliğinin üstüne kara bulut gibi çöken bu illeti kazıyıp atmak için 'ben varım' diyebilse…

Tabi ki bunu beklemek saflıktan öteye gitmez!

Bizimkisi de ne absürt bir düşünce ama değil mi…

Uyuşturucudan farkı yok!

"Oldukça zengin ve varlıklı bir ailenin çocuğu olan E.C'nin (25) bahis siteleri ile tanışıklığı üniversite son sınıfta başlıyor. E.C. kumar bağımlılığının yaşamında yarattığı depremi 'Üç beş arkadaş bilgisayarın başına geçip bahis oynuyorduk. Üniversite çevresinde oldukça yaygındır bu. Bir kaç kez oynayınca keyif alıyor insan ve devamı geliyor. Ancak yüklü miktarda para kaybettiğiniz zaman tehlike çanlarının çalmaya başladığını hissediyorsunuz ama kendinize engel olamıyorsunuz. Uyuşturucu bağımlılığı gibi bir şey' sözleriyle özetliyor.

"Herşeyimi kaybettim"

"Kendine ait işyeri olan R.Ş (32) bankacı eşi ve çocuğuyla mutlu bir hayata sahip. Ancak sanal kumar ile tanıştıktan sonra hayatı kabusa döndü. R.Ş, 'At yarışı oynayarak başladım. Elimde avcumda ne varsa kaybettim. Eşimin adına bankadan kredi aldık. Ancak durum değişmedi. Ben bahiste kaybettikçe, sağdan soldan borç alıp yeniden oynadım. Sonuçta geldiğim nokta ortada' diye konuşuyor. Sıfıra indiğinin altını çizen R.Ş, bazen 24 saat boyunca bilgisayar başından kalmadığını ve kaybettiği para miktarının akıl almaz boyutlarda olduğunu ifade ediyor…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları