Araç kayıtta Çin işkencesi!

Yayın Tarihi: 14/06/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Çok tartışılan bir konuydu…

Seyrüsefer affı kararı çıktıktan sonra çok sayıda kişi bunun haksızlık olduğunu, böylelikle zamanında ödeyenlerin cezalandırıldığı düşünürken, bu aftan yararlanacak olanlar için de son bir fırsat olacağından haliyle onlar için de avantajlı bir durumdu!

Hem vatandaşın devlete olan birikmiş borcu ödenecek hem de araçlar atıl kalmaktan kurtulacaktı.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu affa ben de ilk başta karşı çıktım!

Ben yıllardan beridir bu harcı zamanında ödüyorsam ya da bir iki ay gecikince faizli ödüyorsam ödemeyenler için niye böyle bir ayrıcalık yapılsın ki…

Tabiî ki buna takılmamak lazım, madem alınmış böyle bir karar uygulanacaksa uygulanacak!

…

Özellikle son bir haftadır…

Müthiş şikayetler aldık telefonda!

Örneğin bir tanesinde içeride sıra alanların sayısının 150'ye ulaştığı için kapıların kapatıldığını ve bu kadar kişinin çok da büyük olmayan bir salonda kan ter içinde beklemek zorunda olduğu şikayeti yapıldı…

Zaten bu binayı bilmeyen yoktur, derme çatma çok da kullanışlı olmayan, üzeri de asbest kaplı!

Böyle durumlarda hep kendimi şikayet edenlerin yerine koyar ve ne kadar sıkıntılı bir durum olduğunu hissederim…

Yine öyle yaptım, hele de artan sıcakları düşününce tam bir Çin işkencesi olduğuna kani oldum…

…

Yani böyle derme çatma bir binada vatandaşa nasıl hizmet verilir, niçin yıllardır başka bir bina düşünülmedi, yöneticiler bu kadar mı duyarsız diye aklınızdan geçirebilirsiniz, çünkü ben de öyle yaptım…

Bir de şu konu var:

Örneğin ben bir ay kadar önce kendi aracımın ruhsatını uzatmak için gittiğim dairede sadece 10 kadar kişi kuyruktaydı ve 15 dakika sonra işimi bitirip oradan ayrılmıştım…

Daire içler acısı, kuyruk çekilmez ama burada insanların da ihmalkar olduğu gerçeği de var ortada!

Maddi ya da başka sebeplerden dolayı vatandaş işini son güne bırakıyor ve son bir iki gün feryat etmeye başlıyor…

Bunu da bir yerlere not etmek gerek!

…

Şimdi şuraya gelmek istiyoruz…

Hani şu önceki gün de kaleme aldığımız gibi Türkiye'den buraya altyapı çalışmaları için gönderilen ve projesizlikten geri giden paralar var ya…

Kıbrıs Türk insanı böyle derme çatma binalarda, insanlıkla çok da alakalı olmayan ortamlarda saatlerce kuyruk bekliyor ve sonunda isyan noktasına geliyorsa elbette haklıdır!

Yıllardan beridir Türkiye'den gelen katkıları proje üretmek yerine elimizin tersiyle geri gönderdiğimiz için böyle tablolar zaten oluşmazsa şaşardık doğrusu…

Bunu söylerken hiç de sevinmiyoruz ama Kıbrıs Türkü layıkıyla yönetilmemekte, böyle olunca da vatandaş asıl sahibi olduğu devletin çeşitli birimlerinde adeta işkence çekmekte, böylelikle de devletine olan saygısı ve güven duygusu zedelenmektedir!

Onun için tepelerde oturup her fırsatta atıp tutanlar, bunun en büyük sorumlularıdır…

Kendilerini de bu işten sıyıramazlar!

Hastane reklamları yasak ama!

Özel bir hastane yöneticisi aradı dün…

Ülkede genelde her şeyde bir çifte standart var ya!

YDÜ ve GÜ Hastaneleri'ne niçin böyle bir ayrıcılık yapıldığından şikayetçi oldu…

Zira bizim ülke yasalarına göre hekim ve hastane reklamı yapmak yasak!

Ama hemen her gün gazetelerde bu iki hastanenin reklama dönük haberleri yayınlanıyor…

Hatta okul servislerinin üzerinde de yine bu hastanelerin reklamları yapılıyor!

Suat hocanın bu ülkede ayrıcalıklı bir şahsiyet olduğunu bilmeyen yok ama…

İnsanların gözünün içine baka baka yapılan bu haksızlık da, resmen diğerlerini enayi yerine koymaktan öte gitmiyor!

Kabine değişti değişiyor!

Özellikle UBP'nin kanayan yarası oldu…

Çok uzun bir süredir kabinede değişim olacağı yorumları yapılıyor!

Anladığımız kadarıyla son iki gündür yaşanan Tahsin Ertuğruloğlu krizinden sonra bu kesinlik kazandı ve çok büyük ihtimalle önümüzdeki hafta içinde UBP bakanlarında köklü bir değişiklik yapılacak!

Tahsin beyin gideceğine kesin gözüyle bakılırken, diğer değişecek bakanların kimler olacağı ise şimdilik sadece söylentiden ibaret…

Tam da seçim düzlüğüne girmeye yaklaşırken, iki ucu kirli değnek misali!

Kuzu pirzola kaç para!

Tavan yapan et fiyatları tartışılmaya devam ederken dün bir okurumuz aradı ve kuzu pirzolayı ne kadara satın aldığımı sordu…

Zaman zaman böyle diyalogları yaşadığımız için şaşırmadım ve benim kasap 50 TL'ye veriyor dedim…

Sonra sadede geldi…

Gazete reklamlarında günlerdir kuzu pirzola fiyatlarının 37 TL olduğunun yazıldığını ama bazı marketlerin bu rakamı abartarak 65 TL'ye kadar sattıklarını şikayet etti!

Gerçekten de arada büyük fark var…

Buna bir de satın aldığımız 50 TL rakamı eklenince insanın aklı karışıyor!

Birileri fena halde kötü niyetli ama kim işte bütün sorun burada…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları