Hayatından memnun olanlar da var…

Yayın Tarihi: 06/07/17 07:58
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bu köşede genelde vatandaş şikayetlerini dile getiririz…

Onların dertlerine tercüman olmaya çalışırız!

Hatta bazen kızgın okurları sakinleştirme görevini bile üstleniriz…

Sonuçta ülkede kötü giden olaylar neticesinde vatandaş çileden çıkar, isyan eder!

Ama isyan etmek bir şeye yaramaz…

Devlete sövüp saymak da hiçbir şeyi düzeltmez!

Elbette gelen şikayetler konusunda bizim elimizden pek de fazla bir şey gelmez ama yine de vatandaşın içini dökmesi bile rahatlama açısından önemlidir…

Sayar, söver, en ağır eleştirileri yapar ve sonunda da 'oh be rahatladım' diyerek telefonu kapatır!

Bize göre bu bile bir şeydir…

…

Bu arada çok sık olmasa da hayatından memnun olanları da görür, onları da dinler ve bu rahatlıklarının nedenini sorarız…

Bundan birkaç gün önce bu konuda vatandaşla uzunca bir sohbet ettik!

Biz genelde biraz eleştirir ve bunu da biraz ağır bir üslupla yaparız ya…

Bu nedenle az biraz da fırça yedik desek yanlış olmaz!

Çünkü bu vatandaş hayatından o kadar memnundu ki gözlerinin içindeki ışık bile bunu belli ediyordu…

Biz sevinenle sevinen, üzülenle üzülen bir yapıya sahibiyiz!

Elbette hayatından son derece memnun olan birisi çıkarsa karşımıza onun için sevinir bunun herkese nasip olmasını isteriz…

Ve böyle mutlu insanların çoğalmasını dileriz!

…

İyi de bu kez vatandaş hayatından niçin bu kadar memnundu ki…

Öncelikle devletin bir kurumunda çalışıyordu!

Aylık maaşı 3 bin 400 TL kadar…

Eşi de devlette çalışırmış, 3 binTL de onun cebine girermiş!

Ortalamaya vurulduğunda hiç de kötü bir rakam değil…

Ama asıl mutluluk meselesi de bu değil işte!

Aile hem hayvancı hem de çiftçi…

Öğleye kadar devlette öğleden sonra da bağda bahçede çalışıyor, hatta bazen sabahlara kadar!

Çiftçi ve hayvancı bizde genelde hep şikayet eder ya…

Bunlar tam aksi!

Devletin hibeleriyle de bu işlerden ciddi paralar kazanıyorlarmış, hatta kombayları bile varmış…

Tabiî ki gözümüz yok!

Alın teri ile kazanılan her para helaldir…

…

Sonuçta ülkemiz hep mutsuz insanların olduğu bir yer değil…

Böyle mutluları da var işte!

Ama geneli değil işte…

Ayda bin 800 TL asgari ücret alıp 4-5 kişilik aile geçindirmek zorunda olanlar da az-buz değil!

Bu da demektir ki bizim ülkemizde insanlar arasında bir gelir adaletsizliği ve dengesizliği var…

Bu uçurumu kapatmak elbette kolay değil ama gönül ister ki ülkenin en azından yarısından fazlası mutlu olsun ve çoğunluk mutlu oldukça da o ülkenin geleceği için karamsar tablolar çizilmesin!

"Hani gençlere iş imkanı açılacaktı!"

"Siz gerçekten ihtiyaç olduğu için mi emekli hekimlerden hizmet satın alındığını sanıyorsunuz?

'Hizmet satın alma' kılıfı altında ahbap işi yapılıyor, kıyak geçiliyor.

Bakan Bey sırf devlete hekim aldım, hekim sayısını artırıyorum desin diye yapılıyor bu hizmet alımlarının çoğu, ilgili alanlarda ihtiyaç olduğundan değil.

Örneğin Mağusa'da Dr. Ahmet Özdeş, 'Beni hastaneye almazsanız intihar ederim' yalanını öne sürerek bakanla arası iyi olduğundan ALTINCI Kadın Doğum Uzmanı olarak hizmet alımı şeklinde halen gereksiz yere Mağusa Hastanesi'nde tutulmaktadır.

Yine Lefkoşa'da diş hekimliğine hizmet alımı şeklinde alınan diş hekiminin de haftada kaç hasta baktığını, hangi hizmeti verdiğini sorgulamak gerekmektedir. Bu durumda tüm emeklilerin (sadece hekim değil) devlette hizmet alımı şeklinde yeniden ücret karşılığı çalıştırılması gerekir.

Hani gençlere iş imkanı açılacaktı…"

(Bir okur)

"Garasakal, garasakal diye diye…"

"Arkadaş…

Her gün kahvede ulu orta, evinde buluştuğumuzda en kaba şekilde 'Nereden geldi bu Fellahlar, Allah belalarını versin, Tükensinler inşallah, Fare gibi da çoğalırlar' derdi. 'Ayıptır, Günahtır, İnsan insandır' derdik dinletemezdik… Şimdi kızı aşık oldu sakalı kapkara bir gence, ağladı sızladı verdi kızı. Kahvede her oturduğunda, evine her gittiğimizde anlatır, söyler; dünürüne her gittiğinde en çok demli çayı tercih edermiş, bir an önce fare gibi çoğalarak torun sahibi olmak için Allah'a yalvarır.

Şükürler olsun ya Rabbim… Hizaya getiren sensin, hepimizi hizaya getir…"

(Mustafa Kemal TÜMKAN)

"Fazla ümitlenmeyin…"

"Herkes, Türkiye'nin garantileri tartışmaya açtığı düşünüyor ve kendi açısından bu adımı değerlendirip kişisel görüşüne uygun olarak, kimisi gülümsüyor, kimisi tedirgin bir bakış ile gerçek mi diye sorguluyor ve Türkiye bunu yapamaz diyor! Kimse sıkıntıya girmesin,ortada herhangi tartışmayı gerektirecek durum yok,Türkiye garantileri tartışabiliriz söyleminin yanına, dönüşümlü başkanlığı ekliyor ve ancak ikisi birlikte olur diyor! Rumların bir referandumda %80 hayır demesinin tek gerekçesi kurulacak devlette bir Kıbrıslı Türkün Başkan olması.Bence herkes rolünü oynuyor. Sıkıntıya girmeyin fazlada ümitlenmeyin!.."

(Hasan YÜCELEN)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları