Bolluk içinde kıtlık!
KKTC'deki neredeyse bütün siyasiler ve tabi ki basın mensupları Kumköy'deki su tesislerine gitmiştik
Hem de gıcır gıcır giyinmiştik!
Çünkü KKTC'ye balonla su taşınacaktı ve açılışı da dönemin Cumhurbaşkanı Merhum Süleyman Demirel yapacaktı
Binlerce kişi tesislerde önce Süleyman Demirel'i bekledik!
Hem su heyecanı hem de Demirel heyecanı vardı
Uzaktan helikopter gözüktü, olduğumuz yere doğru yaklaşıyordu, yaklaştıkça da yerdeki kum tanecikleri yükseliyordu!
Rahmeti bol olsun Demirel'i taşıyan helikopter hemen 50 metre kadar uzaktaki araziye inince göz gözü görmüyordu çünkü sanki de sahra çöllerinde kum fırtınasını içinde kalmıştık
Orada bulunan hepimiz bolca kum yuttuk, o gıcır gıcır dediğimiz elbiseler de sadece kum rengindeydi
Bu anı hiç unutamadığım için sizlerle paylaşmak istedim!
Demirel geldi, ardından balonla gelen su depolara aktarıldı
Sanmıştık ki artık o tarihten itibaren ülkede su sıkıntısı yaşanmayacak, bolluk içinde yaşayacaktık!
Merhum Cumhurbaşkanı öyle güzel bir konuşma yaptı ki gözlerimizi kapayıp dinlediğimizde kendimizi yemyeşil bir cennetin içinde sandıktı
Bu arada akşam eve gidince duşta üzerimden akan çamuru da hiç unutamadım!
Sonuçta hayaller çok kısa sürdü, balonlar bir bir patladı ve bu proje çöktü
Sonra deniz altından su projesi konuşulmaya başlandı
Bu konuda ciddi projeler başlatılmıştı ama her açıklama sonrası balonlar aklımıza geldiği için bu konuda gazeteye sayısız manşet atanken bile bunun çok inandırıcı olduğunu düşünmedik!
O kadar uzun bir mesafeden deniz altından nasıl su gelir diye biraz da alay ettik
Dönemin siyasileri de hiçbir zaman Türkiye'den su geleceğine inanmadılar ama bolca attıkları nutuklarda da hep bunu dile getirdiler
Sonuçta suyun geleceğine inanmayanlar kaybetti!
Su geldi ve şu anda çoğumuzun çeşmelerinden bu yüksek kalitedeki su akıyor
Tuzlu, paslı su gitti içilebilir su geldi!
Su geldikten sonra her ne kadar fiyatı konusunda çeşitli tartışmalar yaşansa da suya karşı olanlar, fiyatını bahane gösterip muhalif olanlar bile şimdi memnuniyetlerini dile getiriyorlar
Artık birçok bölgede sokaklarda su tankerleri yok, çünkü birçoğu bu işten vazgeçti!
Su geldi ama her bölgeye gelmedi
Aksine su savaşları başladı!
Çünkü proje özürlü yetkililer her konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kaldılar
Daha da önemlisi gelen su bir türlü ekonomiye kazandırılmadı
Düşünün bir kere; aylardır gelen suyun denize akıtıldığı yönde haberler yayınlanıyor ama bunda bile bir uzlaşma yok!
Suyun buradaki patronu DSİ'nin yetkilileri arıza dışında böyle bir şeyin olmadığını açıklarken bizim yöneticiler bunun tam tersini söylüyor
Belli ki arada ne iletişim var ne de birlikte alınan kararlar!
Sanki de kontrol tamamen bizim elimizden çıkmış vaziyette
Bazı bölgelere bu su hiç ulaştırılmadı ve ulaştırılması için de ortada elle tutulur bir proje yok!
Suyumuz bol ama kıtlık içinde bölgeler var
Bolluk içinde kıtlık ve hala nutuk atan siyasiler!
Zaten başka yaptıkları ne ki
Düğün, dernek, cenaze katılımları da gırla devam ediyor!
"TURİST DİYE GETİRİP FUHUŞ YAPTIRIYORLAR!"
Gece kulüplerinde çalışan kadınların sayısında bir limit olduğu için bazı işletmelerin artık adaya turist olarak getirdikleri kadınları çalıştırdıkları ihbarı yapıldı
Haliyle kadınlar ülkeye kayıtsız geliyorsa durumları daha da vahim!
Geçmişte bazı gece kulüplerine baskınlar yapılır ve bunlar polis bültenlerinde yayınlanırdı
Son yıllarda böyle denetimler yapıldı mı bilmiyoruz ama yapılan ihbarlar hem insan hakları hem de sağlık konuları için önemlidir!
Kimsenin bel altı meselelerinin peşine düşmedik ama denetleme yoksa yasa dışılık vardır
Uyaralım dedik!
KADRO SAYISI 89, ÇALIŞAN SAYISI 25!
Sayıştay Başkanı Osman Korahan geçenlerde açıklamıştı
Dairede denetçi kadrosu 89 iken denetçi sayısı sadece 25'te kalmış!
Akıl alır gibi değil
Devletin denetçisi bu!
Hırsızlığı, arsızlığı ve yanlışları bulup ortaya çıkaracak
Ama denetçi sayısı bir türlü artmıyor!
Hem de kurumlara arka kapıdan istihdamlar devam ederken
Nasıl bir mantıksa artık!
TRAFİK ŞİKAYETLERİ DEĞERLENDİRİLMİYOR MU!
"Polis trafiği denetlemek yerine masa başında oturup sigara kahve içmeyi tercih ettiği sürece kazalar önlenemeyecek.
Bugün feryat eden acılı ailelere maalesef başkaları da eklenecek. Asıl sorgulanması, sessiz kalınmaması gereken mesele budur.
En son bir trafik polisi sizi ne zaman durdurup ehliyetinizi sordu? Ya da bir devriye aracını en son ne zaman gördünüz? Trafikte terör estiren birini şikayet ettiğinizde sonuç ne oldu?
Kamu düzeni sağlamak ve yasalara aykırılığı denetlemekle sorumlu polisin görevini yapmadığını ve kazalarda büyük sorumluluğu bulunduğunu düşünüyorum "
(Selim SAYARI)
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.